Gerçek Edebiyat

Canol Kocagöz ve ben, Yazıbaşı Belediyesi ile Karikatürcüler Derneği’nin ortaklaşa düzenledikleri bir açık hava karikatür sergisi için görev almıştık.

“Barış İçin Bir Çizgi Ver” çağrısına yanıt veren 70 civarında arkadaşımızın kartonlara büyütüp astığımız karikatürleri, şenlik merkezine giden uzun cadde boyunca duvarları süslemişti.

 (…)

Barış, ışın demetleridir yaz tarlalarında,
İyilik alfabesidir o, dizlerinde şafağın.
Herkesin kardeşim demesidir birbirine, yarın yeni bir dünya
kuracağız demesidir;
ve kurmamızdır bu dünyayı türkülerle.
Barış budur işte.

(…) diyen “komşumuz” Yannis Ritsos’a ve Yunan halkına el sallamanın mutluluğunu yaşadık.

Ayrıca ben, savaş karşıtı yerli-yabancı kısa canlandırma filmlerden oluşan bir videoyu, şenliğin kapalı mekânlarından bir kahvehanede Yazıbaşı halkına izletmiştim.

Diş hekimi Filiz Taşlıoğlu’nun kaptanlığında beldenin duyarlı bir grup gencinin özverili çabalarıyla çok güzel şenlik oldu, çok güzel ağırlandık.

Canol Kocagöz önceki yıllarda da farklı karikatür etkinlikleri için bu şenliğe katıldığından, gençlerin tamamıyla tanışıyor ve onlardan saygı görüyordu.

Canol ağabey bu fedakâr kardeşleri için bu seferinde bir “armağan” düşünmüş, Charlie Chaplin’in “Büyük Diktatör” filminin kasetini getirmişti.

Şenlik programında olmadığı için; el ayak çekilince kendi aramızda izleriz, dediği filmi, gençler 00.30 sularında oynatıcıya koyabildiler.

Şenliğin ilk gün telaşı, yoğun etkinlik programı, konuk yazarlarla ayrı ayrı ilgilenilmesi derken “el ayak” bu saatte anca çekilmişti.

Işıkları kapatıp doluştuğumuz belde kütüphanesi mini bir sinema salonuna dönüştü. Herkesin önceden olasılıkla en az bir kere izlediği Büyük Diktatör filmi başladı. 20 dakika geçmedi ki, güne Yazıbaşı horozlarından bile erken başlamış yorgun gençlerden birisi gürültülü horlayınca Canol ağabey ışıkları yaktırdı, “misafir eziyetini” sonlandırdı.

Herkes memnun, yatağına seğirtti…

Şimdi gülümseyerek ve sevgiyle andığım o yurtsever gençler bugün çoluk çocuk sahibi olacak yaşa çoktan geldiler.

Yazıbaşı Kültür ve Sanat Şenliği’nin en önemli konuklarından olan ve şahane bir konuşma yapan bilge şairimiz Şükran Kurdakul’un güzelim dizelerini Yazıbaşılı gençlerimiz, eminim bugün kendi çocuklarına okuyor, okutuyorlardır.

Ve bu sayede, “Yannis Kurdakul” Köprüsü’nün bu yakadaki ayağı, toprağa sağlam basmaya devam ediyor:

(…)

Silahlar doğanın yüreğini arıyor durmadan,
Bu kan kokusunun ürettiği soruları benden sor...

 Gördük ki, türkülerin sonu yok dilimizde,
Kopup geldikleri dağları benden sor.

Mustafa Bilgin

Gerçekedebiyat.com