İthaki '31 Ağustos Kitapları'
Karanlığın Şahidesi
Mehmet Berk Yaltırık okurlarının aşina olduğu zenginlikte karakterleriyle, ürperten atmosferiyle, renkli diliyle kendine özgü bir roman Karanlığın Şahidesi.
1800’lü yılların başlarındaki İstanbul’un eğri büğrü sokakları ve türlü türlü ahşap evleri arasında, kâh insanların kâh cinlerin âleminde savrulup duran Periveş’in serüveni... Hayata gözlerini “esirenin kızı” olarak açan Periveş’in “kız harami”ye ve hatta “zorba azrail’i”ne dönüşmesinin, kaderinin hem fettan hem de cazgır Ecelyandı Ateş Behiye’ninki ile hemhal oluşunun hikâyesi...
“Kendisini göz açıp kapayıncaya kadar bir çukurda, Gülfem’le yan yana yatarken buldu. Kesik başı suratına doğru kaldıran başsız beden, yeniden çığlıkları boğazını yırtan Periveş’e doğru kahkahalarla karşılık verirken, tepelerinde toplanan cinlerin onları mezara gömmeye başladığını fark etti. Avuçlarca toprak boğazına dolmaya başlarken Periveş, bir anlığına kesik başın gözlerinde o Azim İfrit’in cehennemi gözlerini görür gibi oldu.”
Kara Vanessa’m
2000. Zeki, azimli ve içe dönük biri olan on beş yaşındaki Vanessa Wye,
kırk iki yaşındaki çekici ve manipülatif İngilizce öğretmeni Jacob Strane’le bir ilişki içinde buluyor kendini.
2017. Güçlü erkeklere yönelik suç duyuruları giderek artar ve bir harekete dönüşürken başka bir hesaplaşma daha yaklaşıyor. Strane, Vanessa’ya ulaşan eski bir öğrenci tarafından cinsel tacizle suçlandığında Vanessa birden kendini imkânsız bir seçimle karşı karşıya buluyor: Sessiz kalmak ve gençliğinde bu ilişkiye isteyerek katıldığı inancını korumak ya da kendini ve geçmişindeki olayları yeniden tanımlamak. Ama Vanessa, kendisini kökten değiştiren ve hayatında kalıcı bir varlık hâline gelmiş ilk aşkını nasıl reddedebilir? Kendisine taptığını söyleyen adamın inandığından çok farklı biri olması mümkün mü?
Hafızayı ve travmayı, kendi vücudunun gücünü keşfeden genç bir kızın nefes kesen heyecanıyla birlikte ele alan Kara Vanessa’m, sorunlu ergenlik, faillik, rıza, suç ortaklığı ve mağduriyet hakkında hayati sorular soran, çağı tanımlayan bir roman.
“Büyüleyici bir kitap. Bayıldım.” – Kristen Roupenian
“Nefis ve çarpıcı bir ilk roman. Muhakkak okunmalı.” – Gillian Flynn
“Acı verici olduğu kadar güçlü ve #MeToo döneminin tanımlayıcı kitaplarından biri olarak ününü hak ediyor.” – Vogue
Çevirmen: Özge Onan
Yanan Tanrı /Haşhaş Savaşı 3
MİLYONLARIN SESİ OLACAKTI. SON SAVAŞ KAPIDAYDI.
Çin’in kanlı yirminci yüzyılından ilham alan, ihanet ve entrika dolu Haşhaş Savaşı serisi, üçüncü ve son kitabıyla bizi bir kez daha acımasız fakat büyüleyici bir mücadelenin ortasına bırakıyor.
Nikan’ı işgalci güçlerin elinden kurtaran ve Su Daji ile amansız bir savaşa atılan Rin, müttefiklerinin ihanetine uğramış, ölüme terk edilmişti. Ancak kaybettiklerine rağmen mücadelesinden vazgeçmeye niyeti olmayan Rin, savaşını devam ettirmek için evi bildiği Tikany’ye dönecek ve orada beklenmedik fırsatlar ve tehlikelerle karşılaşacaktı.
Nikan’ın gerçek gücünün milyonlarca sıradan insanın intikama duyduğu açlıkta ve kurtarılmaya dair umutlarında yattığını fark eden Rin, Ejderha Cumhuriyeti’ni, sömürgeci Hesperyalıları ve Şamanizm’i tehdit eden herkesi yenmek için elindeki her imkândan yararlanmak zorunda kalacaktı. Peki kudreti ve nüfuzu giderek artarken, Anka’nın her şeyi yakmasını emreden sesine karşı gelmeyi başarabilecek miydi?
“Fantastik edebiyatın olağanüstü yeni kalemi.” – Peter V. Brett
“Karanlık ve yıkıcı bir son.” – Kirkus Reviews
“Kuang, Haşhaş Savaşı Üçlemesi’ni noktalarken savaşın beraberinde getirdiği yıkıcı bedele ve yürekli fedakârlıklara ışık tutuyor.” – Booklist
“Epik üçlemeye muazzam bir son.” – Library Journal
“Yanan Tanrı üçlemenin en iyi yazılmış kitabı.” – Book Marks
“Bu, harika bir seri.” – Victoria Schwab
Çevirmen: Nevgül Güven
Yanan Tanrı/Haşhaş Savaşı 3
MİLYONLARIN SESİ OLACAKTI. SON SAVAŞ KAPIDAYDI.
Çin’in kanlı yirminci yüzyılından ilham alan, ihanet ve entrika dolu Haşhaş Savaşı serisi, üçüncü ve son kitabıyla bizi bir kez daha acımasız fakat büyüleyici bir mücadelenin ortasına bırakıyor.
Nikan’ı işgalci güçlerin elinden kurtaran ve Su Daji ile amansız bir savaşa atılan Rin, müttefiklerinin ihanetine uğramış, ölüme terk edilmişti. Ancak kaybettiklerine rağmen mücadelesinden vazgeçmeye niyeti olmayan Rin, savaşını devam ettirmek için evi bildiği Tikany’ye dönecek ve orada beklenmedik fırsatlar ve tehlikelerle karşılaşacaktı.
Nikan’ın gerçek gücünün milyonlarca sıradan insanın intikama duyduğu açlıkta ve kurtarılmaya dair umutlarında yattığını fark eden Rin, Ejderha Cumhuriyeti’ni, sömürgeci Hesperyalıları ve Şamanizm’i tehdit eden herkesi yenmek için elindeki her imkândan yararlanmak zorunda kalacaktı. Peki kudreti ve nüfuzu giderek artarken, Anka’nın her şeyi yakmasını emreden sesine karşı gelmeyi başarabilecek miydi?
“Fantastik edebiyatın olağanüstü yeni kalemi.” – Peter V. Brett
“Karanlık ve yıkıcı bir son.” – Kirkus Reviews
“Kuang, Haşhaş Savaşı Üçlemesi’ni noktalarken savaşın beraberinde getirdiği yıkıcı bedele ve yürekli fedakârlıklara ışık tutuyor.” – Booklist
“Epik üçlemeye muazzam bir son.” – Library Journal
“Yanan Tanrı üçlemenin en iyi yazılmış kitabı.” – Book Marks
“Bu, harika bir seri.” – Victoria Schwab
Çevirmen: Nevgül Güven
Yakın Tarihimizde
Garip Olaylar
Akademisyen ve yazar Zafer Doğan Yakın Tarihimizde Garip Olaylar’da cumhuriyetin ilanından 2000’li yıllara değin uzanan bir süreçteki pek bilinmeyen bir dizi olayı aktarıyor. İsmet İnönü’den Tansu Çiller’e birçok siyasetçinin geri planda kalmış hikâyeleri yanında Süleymaniye Camisi’ne mahya asan komünistler vakası, Babıâli gazetelerinin ofislerinden dedikodular ya da Yeşilçam ve futbol camiasından anekdotlarla birçok unutulmuş kişi ve olayı hatırlamamıza yardımcı olan bu eser yakın tarihimizin gölgede kalmış köşelerine ışık tutuyor. Anaakım tarih anlatısının dışına çıkabilmek adına eğlenceli bir okuma sunuyor.
(Basın bülteninden)
Gerçekedebiyat.com
YORUMLAR