nadir-avsaroglu-gercek-ed-15102024211553.jpg


  

 Sıtkı hocam,

 

İnsanlara sonbahar geldi mi? 

Diye sorduğunda... 

 

Havalar serinledi, 

Battaniye çıktı. 

Yapraklar sarardı 

Günler kısaldı gibi 

Klasik cevaplar alırsın. 

 

Oysa Ankara’ya sonbahar 

Türlü biçimlerde gelir. 

 

Mesela evde 

Pikeden vazgeçip, battaniyeyi alıyorsan 

Şort giymeyi bırakıp, eşortman giyiyorsan 

Evde paçalarını çorabın içine sokuyorsan 

Televizyon seyrederken battaniyeni arıyorsan 

Yastığın soğuk tarafından rahatsız oluyorsan 

Gece uykudan uyanıp üzerindeki battaniyeyi 

Hava kanalı kalmayacak şekilde örtüyorsan 

Ankara’ya sonbahar gelmiştir. 

 

Mesela 

Su damacanasını iki güne bir yerine 

Haftada bir değiştiriyorsan 

Kağıt mendil kullanmaya başlıyorsan 

Klozete oturduğunda bir ürperti hissediyorsan 

“Ulan bugün ne çok tuvalete gittim” diyorsan 

Duştan sonra başın üşümeye başlıyor 

Saç kurutma makinası kullanmaya başlıyorsan  

Ellerin ve cildin gerilip kuruyor 

ve nemlendirici krem kullanmaya başlıyorsan 

Giymekten yıpranan hırkanı nedensiz düşünüyorsan 

Aklına birden doğalgaz faturası geliyorsa 

Gayriihtiyari elinle kalorifer peteklerine dokunuyorsan  

Ankara’ya sonbahar gelmiştir. 

 

Artık balkona sigara içmeye çıktığında ürperiyorsan 

Balkondan yanan sokak lambalarını fark ediyorsan 

Dolaba sakladığın ıhlamurun yerini hatırlamıyorsan 

Pencerenin önü ceviz yaprakları kurumaya başlıyorsa 

Artık evin içine kara sinekler dolmaya başlıyorsa 

Nedensiz yere aklına kot ceketin geliyorsa 

Müzik, kahve ve filmler daha çok zevk veriyorsa 

Ankara’ya sonbahar gelmiştir. 

 

Ankara’da yaşayanlar artık yazlıklardan dönüyorsa 

Üniversitede okuyanlar yavaş yavaş kente geliyorsa 

Atkestanelerinin yaprakları kızarmaya başlıyorsa 

Sarı, yeşil, kahverengi, kızıl birbirine karışıyorsa 

Lüferin fiyatını ve palamudu düşünüyorsan 

Sabah spora gittiğinde üşümeye başlıyorsan 

Cep telefonundan hava durumuna izliyorsan 

İnternette dolaşırken mont fiyatlarına bakıyorsan 

Burnunun sızladığını hissediyor, üşüyorsan 

Akşamları arabanın farlarını yakmaya başlıyorsan 

Sade kahve sana daha tatlı gelmeye başlıyorsa 

Ankara’ya sonbahar gelmiştir. 

 

Artık karpuz yemek sana ferahlık vermiyorsa 

Markette karpuz reyonunda mandalin duruyorsa 

Caddenin başındaki kamyonetteki amca 

Artık gözükmüyor ve karpuz satılmıyorsa 

Pazar yerinde turşuluk kornişon satılıyorsa 

Ankara’ya sonbahar gelmiştir. 

 

Yaprak, çiçek ve kuş dağılıp, târümâr oluyorsa 

Eksiliriz sonbaharda, yaşlandığın aklına geliyorsa 

Yapraklar ölüyor, göçmen kuşlar gidiyorsa 

Yine dönerler, yeniden bahar gelir deniyorsa 

O büyülü sarı renk, sonbahar yüzünden seviliyorsa 

Öyle bir boş vermişlik ve yorgunluk hissediliyorsa 

Ama yine de hayat bir şekilde akıp gidiyorsa 

İçinde garip bir hüzün, sebebini bilemediğin 

ve hiç sevmediğin melankolik bir halin varsa 

Hafif bir üşüme gelip, sevdiklerine sarılmak 

İçini ısıtıyorsa 

Artık sonbahar gelmiştir. 

 

Sıtkı kardeşim 

Tüm bunları yaşamışsan 

Ankara’ya sonbahar gelmiştir. 

 

Sebepsiz yere gelen iç sıkıntısı,  

Bir şeyler yapma gayreti 

İş bırakma isteği,  

Yataktan çıkmama hali ...  

Gibi belirtiler başlıyorsa  

Artık sonbahar gelmiştir. 

 

Ankara’da sonbahar 

Yüksek doz dram ve hüzün içerir. 

Sen sonbaharın geldiğini sanırsın ama 

Aslında sonbahar misafirlerini ağırlar 

Anlamsız yere içinde hüzünle karışık bir mutluluk 

“Pastırma yazı” ile kendini avutuyorsan 

Melankolik bir hal, devrik cümleler ve hazan 

 

Şairinin de dediği gibi 

Yaprak döker bir yanın,  

Bir yanın bahar, bahçe 

 

Nadir Avşaroğlu 
Gercekedebiyat.com
 

 

 

ÖNCEKİ YAZI

Benzer İçerikler