Caz Afrika’nın isyan müziği ise Türkiye’nin isyan müziği ne olabilir?
Tango deyince aklımıza Buenos Aires geliyor, caz deyince New Orleans.
Caz Kenti olarak bilinen New Orleans Fransızlar tarafından La Nouvelle Orleans adıyla 1718’de kuruluyor. Adını Fransa’nın Orleans Dükü Philippe d’Orléans’tan alıyor. 1763`de New Orleans İspanyolların eline geçiyor, 1801’de tekrar Fransızlar egemen oluyor. 1800’lü yıllara gelindiğinde nüfusunun yarısı Afrika kökenli siyahîlerden oluşuyor. 85 yıl Fransız toprağı olarak kalıyor. 1803’de bu kez kent Amerikalıların eline geçiyor Loisiana eyalet olarak anılıyor. Caz müziği 1880’lerde bu topraklarda ortaya çıkıyor, 1920’lerde New York, Los Angeles, Chicago’da gelişimini sürdürüyor. Afrikalı köleler Yeni Dünya’ya getirildiklerinde müzik aletlerini almalarına izin verilmemiş olsa da bu yasak cazın siyahîler arasında ortaya çıkmasına, gelişerek yayılmasına engel olamadı. New Orleans kurulduğunda kente gelen siyahîlerin nüfusu yüz kırk yediydi. New Orleans’ın caz müziğinin başkenti oluşu Mississippi Nehri’nin yakınında olması, kozmopolitlik kendin canlı ticaret yaşamıydı. Amerikan iç savaşından önce New Orleans’ta otuz yakın caz yapan orkestra vardı. 1886’da Pulaski Tennessee’de konfederasyon gazileri, İngilizce ‘Daire’ anlamına gelen bir kulüp kurdu. Kulüp adını Yunancadaki kyklos’tan türeterek almıştı. Aynı amaçla 1867’de Louisiana’da Beyaz Camalia Şövalyeleri adıyla başka bir kulüp ortaya çıktı. Her iki kulüp beyaz adamın üstünlüğünü gerçekleştirmek için oluşturulmuştu. Yöntemleri siyahîleri ve siyahî yanlılarını dize getirmekti, yöntem olarak şiddeti araç olarak kullanıyorlardı 1867’de Nashville/Tennesse’de büyük kongre toplandı ve klan ‘Güneyin Görünmez İmparatorluğu’ adını alarak yeniden yapılandırıldı. Klanın başına General Nathan Bedford Forrest geçti. Klan tanınmamak için cüppeler ve başlıklar giymeye başladı. Forrest işin şirazesinden çıktığını anlayınca 1869’da klanın dağılmasını emretti. Ancak bu o kadar kolay değildi, Forrest’in dağılma emrine kulak asılmadığı gibi klan 1870’de ‘Güç Yasası’nı, 1871’de ‘Ku Kulux Klan Yasası’nı ilan ederek yürürlüğe koydu, faaliyetlerine aynı hızla devam etti. 1882'de Amerika Birleşik Devletleri, Harris davası görüldüğü sırada Yüksek Mahkeme, Ku Klux Klan Yasası’nı anayasaya aykırı buldu ve yürürlükten kaldırılmasına hükmetti. Siyahîler yeterince disipline edilmişlerdi artık onları ehlileştirecek başka yasaya gereksinim yoktu. Ku Klux Klan ikinci kez Albay William J. Simmons tarafından 1915 yılında Atlanta, Georgia yakınlarında örgütlendi. Klan kısa sürede dört milyon üyeye ulaştı. Simge olarak Yanan bir haç seçildi. 1930 Amerikan Büyük Buhranı sırasında klanın üye sayısı düşmeye başladı ve klan 1944’de İkinci Dünya Savaşı başarında yeniden birleşme kararıyla, sessizce dağıldı. Beyaz ve Afro Amerikalı gerginliği sürerken, caz Ku Klux Klan gibi ırkçı terör örgütleri gölgesinde gelişiyordu. Yirminci yüzyıl başlarında New Orleans, Swing, Kansas, Çingene cazı, bebop, cool, avangart, serbest caz, Latin caz, soul, füzyon, caz rock, smooth, caz funk, etno caz, asit caz gibi alt türe evrildi. Bluz içinde “Folk Blues”, “Country Blues”, “Prison Blues”, “Arkaik Blues”, “Cajun Blues”, “City Blues”, “Urban Blues”, “Jazz Blues”, “Rhythm Blues”, “Soul Blues”, “Funky Blues” gibi farklı türler gelişti. Aslında cazın kökenleri Afrika dinsel ritüellerine dayandırılır. 15 ve 16. Yüzyıllarda Afrikalı yerli kabileler kamıştan ve ağaçtan yaptıkları çalgılarla caz müziğinin ilkel örneklerini sergiliyorlardı. Bilinen öykünün gelişimi şöyle: Avrupalı işgalciler, her gün Afrika’dan gemiler dolusu zenciyi kırbaç ve silah zoruyla, karın tokluğuna çalışmak için Yeni Dünya’ya taşıyorlar. Kuzey Karolina'daki bir otobüs durağında ‘Colored Waiting Room’ (Renkli Bekleme Alanı) yazan bir tabela, Mayıs 1940 Siyahîler yoğun olarak Güney’de varsıl beyazların pamuk tarlarında çalışıyor, evlerinde uşaklık, aşçılık yapıyor, hatta beyaz efendinin cinsel gereksinimlerini gideriyor. Abraham Lincoln Başkan olunca 4 yıl süren 1 milyon kişinin ölümüne yol açan, ülkeyi Kuzey ve Güney olarak ikiye bölen, Amerikan İç Savaşı patlak veriyor. Kölelik kaldırılıyor ve köleler özgürlüklerine kavuşuyorlar ancak, ayrımcılık devam ediyor. 1877’de Irkçılık Jim Crow yasalarının yürürlüğe girmesiyle yeniden daha şiddetli hortluyor. Siyahların tuvaletleri, otobüsleri, lokantaları, oturabilecekleri yerler, okuyabilecekleri okullar ayrılıyor. Jim Crow Yasaları, adını 1828 yılında yaşayan beyaz komedyen Thomas Darmouth Rice’in bir şarkısından görselini onun yaptığı bir dans figüründen alıyor. 1890/1910 arasında on bir eyaletin oluşturduğu Amerikan Konfedere Devletleri içerisindeki biri hariç diğer on eyalet, siyahîlere oy kullanmayı, politik yaşama katılmayı, okuryazar olmamaları, gibi yasalar yaparak haklarını yok saymaya başlıyor. Louisiana eyaleti de bu yasanın çiğnendiği gerekçesiyle eyalet mahkemesi Plessy v. Ferguson davasında, Yüce Mahkeme -bizdeki Yargıtay ya da Anayasa Mahkemesi gibi- Jim Crow yasasının anayasaya aykırı olmadığı kararını veriyor. Toplum Siyahîler ve beyazlar olarak resmen ayrılıyor. Yeni Dünya’ya taşınan Afrikalı köle siyahîlerden biri, beyaz sahibinin tarlasında güneş altında pamuk toplarken birden doğruluyor ve blues söylemeye başlıyor. Cazın New Orleans’ın Loisiana eyaletinde ortaya çıkışının ontolojik öyküsü böyle. Caz Afrika’nın isyan müziği ise, Türkiye’nin isyan müziği ne olabilir? Halit PayzaKU KLUX KLAN‘IN İKİNCİ ÖRGÜTLENMESİ
JİM CROW YASALARI
Gercekedebiyat. com