nadir-avsaroglu-27062025222010.jpg


 

Müdürüm

 

Yaşım 60’ı aştı.

Yıllarca dostlarımla, meslektaşlarımla birlikte

Sakarya Caddesi’nde 3E adlı bir meyhaneye gittik.

 

Kızılay, Sakarya Caddesi, 3E’de

Her Cumartesi akşamı,

Aynı mekan, aynı masa, aynı saat,

Aynı dostlar ve aynı masa düzeni ile

Birlikte yaklaşık 15 yıl oturduk,

Sohbet ettik, demlendik.

Mekân kapandı, biz hala doymadık.

 

Sakarya Caddesi’nin,

Bayındır Sokak’la kesiştiği yerde

Her Cumartesi akşamı saat 7’de

Girişteki büyük salonda

Köşedeki mobilyalı masaya otururduk.

15 yıl boyunca bizim masaya

Dostumuz, garsonumuz Bülent hizmet etti.

Önceleri telefon eder,

Masayı rezerv ederdik.

Sonraki günlerde sadece

Gelmeyeceğimiz akşamları

Bülent’i aradık ki,

Bu da 15 yıl boyunca 5-6’yı geçmez.

 

Garson Bülent

Herkesin ne yiyeceğini, içeceği bilir,

Sormadan, menü getirmeden masayı donatır,

Kişi sayısına ve gelenlere bakar

Ona göre de içkileri ve mezeleri getirirdi.

Acılı ezme, atom, yoğurtlu semizotu,

Barbunya pilaki ve tabi ki kavun peynir.

Bir keresinde mekana ilk kez gelen

Bir dostumuz Bülent’den menüyü istedi.

Bülent, “ben ayarlıcam abi” cevabını verince,

“benim ne yiyeceğimi nereden biliyorsun”

Sorusuna, “abilerimin misafirleri de onlar gibi takılır”

Cevabını aldı.

Biraz sonra masada aynı düzen ve

Bir kadeh fazla sohbete başladık.

 

Garsonumuz Bülent, arkadaşların

Taleplerinin dilinden anlar,

Sımsıcak lavaşı, cin biberi ve

Çerezi kimi önüne koyacağını bilirdi.

Çoğu memur olan bizlerin aybaşını,

Maaş günlerini bilir, masayı abartmazdı.

Çoğunlukla mekanda bizden

Başka kimse bulunmazdı.

Rahat koltuklara oturur,

Bazen de üçlü kanepeye yayılırdık.

İstediğimiz gibi sohbet eder,

Bilgisayardan istediğimiz müziği açar,

Ahmet Arif’den, Atilla İlhan’dan

En çok da Süreya’dan şiirler okurduk.

 

Giderek avamlaşan Kızılay,

Siyasal islamın içkiye karşı tavrı,

Artan maliyetler ve

Dayanılmaz mekan kiralarına

3E fazla dayanamadı.

Yine aynı kişilerin sahibi olduğu

Route adlı mekana takılsak da

Aradığımız sıcaklığı hiçbir zaman bulamadık.

 

Anadolu'nun neresinde olursa olsun

Meyhane ve meyhanecilik bir kültürdü.

Giderek artan türkü barlar,

Pavyonvari mekanlar ve

“Yeni nesil meyhaneler” ile

Bu kültür kayboluyor.

 

Bir meyhanenin özel olması için

Yemeklerin, servisin, mekânın

Özel olmasına gerek yok; 

Bazı yerleri anılar, yaşanmışlıklar,

Paylaşımlar özel yapar.

Babanın gençliğinde içki içtiği yerde

Şimdi sen de içebiliyorsan,

O mekân hala ayakta duruyorsa özeldir.

Yoksa, kebabı, mezesi kimin umurunda.

 

Oysa hamsi tava oradaydı,

Taratorumuz, beyaz peynirimiz de oradaydı.

Rakımız buzlu, buram buram anason kokardı

Cemal Süreya’nın aşk kokan dizeleri

Sohbet, muhabbet, Müzeyyen oradaydı.

Anılar, yaşanmışlıklar, dostluklar oradaydı

 

Müdürüm

Vatansız Ricardo’ya sormuşlar:

 

Mükemmel mi?

-Hayır

Çok mu lezzetli?

-Hayır

Çok mu güzel?

-Hayır

Peki öyleyse neden?

-Nedeni yoktur, bazen sadece seversin...

 

Ankara’da, Sakarya Caddesi’nde 3E

O güzel atlara bindi

ve gitti.

 

3E, Ankara gibiydi.

Nedeni bilmezsin,

Bazen sadece seversin

Nadir Avşaroğlu
Gercekedebiyat.com

ÖNCEKİ YAZI

Benzer İçerikler