Eski Milli Eğitim Bakanı ve Köy Enstitülerinin kurucusu Hasan Ali Yücel'in oğlu, Canan Yücel Eronat'ın ikizi, ressam Su Yücel'in babası Can Yücel, 21 Ağustos 1926 tarihinde İstanbul Kumkapı'da dünyaya geldi.

Usta şair, ilkokul eğitimini ikiz kardeşiyle birlikte Boğaziçi İlkokulu'nda tamamladı. Ancak sık sık kardeşiyle kavga ettiği için üçüncü sınıftan itibaren yatılı olarak öğrenimine devam etti.

Babasının görevi dolayısıyla ailesiyle birlikte Ankara'ya taşınan Yücel, ortaöğrenimini 1938 yılında kız kardeşi Canan ile Taş Mektep'te sürdürdü. 1941'de lise eğitimine Ankara Erkek Lisesi'nde devam eden Yücel, burada Cevdet Kudret'ten edebiyat dersi aldı.

Bu yıllarda dünya edebiyatıyla tanıştı ve Latince öğrendiğini dile getirdi. Yazdığı ilk şiirini henüz 10 yaşında kaleme alan Can Yücel, halk dilindeki ifadeler, türküler ve argo sözler kullandığı ironik şiirleri nedeniyle zaman zaman zorluklar yaşadı. Yücel, aynı zamanda şiirin içgüdüsel bir hissiyatla yazıldığına inanıyordu.

Babasının ona şiir konusunda büyük bir destek olduğunu belirten usta şair, "Babam sayesinde hep şiir çevresindeydim. Babam okur, babaannem okur… Şiire uygun bir dünya yaratmıştı bana" diyordu.

 Eğitimini Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Klasik Filoloji Bölümünde tamamlayan Yücel, ardından İngiltere Cambridge Üniversitesi'nde Latince ve Yunanca üzerine eğitim aldı.

Londra'da BBC Türkçe Radyosu'nda spikerlik yapmanın yanı sıra çeşitli elçiliklerde çevirmen olarak görev aldı. Kore'de askerlik hizmetini tamamladıktan sonra 1956 yılında Güler Hanım ile evlenerek Güzel, Su ve Hasan isimli üç çocuğa sahip oldu.

1958 yılında Türkiye'ye dönen Can Yücel, bir süre Bodrum ve Marmaris'te turist rehberliği yaptıktan sonra serbest çevirmen ve şair olarak kariyerine devam etti.

1989'dan itibaren eşiyle birlikte Datça'ya yerleşen usta şair, burada hem şiir yazmayı hem de eserlerini dergilere göndermeyi sürdürdü.

1945-1965 yılları arasında "Yenilikler", "Beraber", "Seçilmiş Hikayeler", "Dost", "Sosyal Adalet", "Şiir Sanatı", "Dönem", "Yöne", "Ant", "İmece" ve "Papirus" gibi dergilerde yazılar yayımladı. İlk şiirleri ise 1950'de yayımlandı ve daha sonra "Yazma" adlı kitapta toplandı.

1962 yılında İngiltere’de yaşadığı sırada, 1709 yılına ait Latin harfleriyle basılmış taş baskı bir Türkçe dilbilgisi kitabı keşfederek bilim dünyasında geniş yankı uyandırdı.

Lorca, Shakespeare ve Brecht gibi ünlü yazarların eserlerini Türkçeye çevirdiği gibi Shakespeare’in ünlü "To be or not to be" sözünü “Bir ihtimal daha var, o da ölmek mi dersin” şeklinde çevirmesi ile de dikkat çekti.

12 Mart 1971 darbesi sırasında Che Guevara ve Mao Zedong'dan yaptığı çeviriler nedeniyle 15 yıl hapis cezasına çarptırıldıysa da, 1974 yılında genel afla özgürlüğüne kavuştu. Hapisteyken yazdığı "Bir Siyasinin Şiirleri" adlı kitabı bu dönemin önemli eserlerinden biri oldu. Ayrıca 12 Eylül 1980 sonrası kaleme aldığı "Rengahenk" kitabı müstehcen olduğu gerekçesiyle toplatıldı.

1998 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e hakaret ettiği gerekçesiyle mahkemeye çıkarıldı ve hapis cezası aldıklarına rağmen bu karar Yargıtay tarafından cezanın ertelenmesi gerektiği gerekçesiyle bozuldu.

Yücel, yapıtlarını "Yazma", "Sevgi Duvarı", "Bir Siyasinin Şiirleri", "Ölüm ve Oğlum", "Şiir Alayı", "Rengahenk", "Gökyokuş", "Canfeda", "Çok bi Çocuk", "Kısadevre ve "Kuzgunun Yavrusu" adlı kitaplarda topladı.

Usta şair, 12 Ağustos 1999'da İzmir'de 73 yaşında vefat etti.

Şairin vefatından sonra Datça Belediyesi ve ailesi tarafından, anısına edebiyat ve kültür-sanat şenlikleri düzenlenirken, Datça'daki evi müze haline getirildi.

Gercekedebiyat.com

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)