Sıtkı hocam,

 

İnsanlara sonbahar geldi mi?

Diye sorduğunda

 

Havalar serinledi,

Battaniye çıktı.

Yapraklar sarardı

Günler kısaldı gibi

Klasik cevaplar alırsın.

 

Oysa Ankara’ya sonbahar

Türlü biçimlerde gelir.

 

Mesela evde

Pikeden vazgeçip, battaniyeyi alıyorsan

Şort giymeyi bırakıp, eşortman giyiyorsan

Evde paçalarını çorabın içine sokuyorsan

Televizyon seyrederken battaniyeni arıyorsan

Yastığın soğuk tarafından rahatsız oluyorsan

Gece uykudan uyanıp üzerindeki battaniyeyi

Hava kanalı kalmayacak şekilde örtüyorsan

Ankara’ya sonbahar gelmiştir.

 

Mesela

Su damacanasını iki güne bir yerine

Haftada bir değiştiriyorsan

Kağıt mendil kullanmaya başlıyorsan

Klozete oturduğunda bir ürperti hissediyorsan

“Ulan bugün ne çok tuvalete gittim” diyorsan

Duştan sonra başın üşümeye başlıyor

Saç kurutma makinası kullanmaya başlıyorsan

Ellerin ve cildin gerilip kuruyor

ve nemlendirici krem kullanmaya başlıyorsan

Giymekten yıpranan hırkanı nedensiz düşünüyorsan

Aklına birden doğalgaz faturası geliyorsa

Gayriihtiyari elinle kalorifer peteklerine dokunuyorsan

Ankara’ya sonbahar gelmiştir.

 

Artık balkona sigara içmeye çıktığında ürperiyorsan

Balkondan yanan sokak lambalarını fark ediyorsan

Dolaba sakladığın ıhlamurun yerini hatırlamıyorsan

Pencerenin önü ceviz yaprakları kurumaya başlıyorsa

Artık evin içine karasinekler dolmaya başlıyorsa

Nedensiz yere aklına kot ceketin geliyorsa

Müzik, kahve ve filmler daha çok zevk veriyorsa

Ankara’ya sonbahar gelmiştir.

 

Ankara’da yaşayanlar artık yazlıklardan dönüyorsa

Üniversitede okuyanlar yavaş yavaş kente geliyorsa

Atkestanelerinin yaprakları kızarmaya başlıyorsa

Sarı, yeşil, kahverengi, kızıl birbirine karışıyorsa

Lüferin fiyatını ve palamudu düşünüyorsan

Sabah spora gittiğinde üşümeye başlıyorsan

Cep telefonundan hava durumuna izliyorsan

İnternette dolaşırken mont fiyatlarına bakıyorsan

Burnunun sızladığını hissediyor, üşüyorsan

Akşamları arabanın farlarını yakmaya başlıyorsan

Sade kahve sana daha tatlı gelmeye başlıyorsa

Ankara’ya sonbahar gelmiştir.

 

Artık karpuz yemek sana ferahlık vermiyorsa

Markette karpuz reyonunda mandalin duruyorsa

Caddenin başındaki kamyonetteki amca

Artık gözükmüyor ve karpuz satılmıyorsa

Pazar yerinde turşuluk kornişon satılıyorsa

Ankara’ya sonbahar gelmiştir.

 

Yaprak, çiçek ve kuş dağılıp, târümâr oluyorsa

Eksiliriz sonbaharda, yaşlandığın aklına geliyorsa

Yapraklar ölüyor, göçmen kuşlar gidiyorsa

Yine dönerler, yeniden bahar gelir deniyorsa

O büyülü sarı renk, sonbahar yüzünden seviliyorsa

Öyle bir boşvermişlik ve yorgunluk hissediliyorsa

Ama yine de hayat bir şekilde akıp gidiyorsa

İçinde garip bir hüzün, sebebini bilemediğin

ve hiç sevmediğin melankolik bir halin varsa

Hafif bir üşüme gelip, sevdiklerine sarılmak

İçini ısıtıyorsa

Artık sonbahar gelmiştir.

 

Sıtkı kardeşim

Tüm bunları yaşamışsan

Ankara’ya sonbahar gelmiştir.

 

Sebepsiz yere gelen iç sıkıntısı,

Bir şeyler yapma gayreti,

İş bırakma isteği,

Yataktan çıkmama hali...

Gibi belirtiler başlıyorsa

Artık sonbahar gelmiştir.

 

Ankara’da sonbahar

Yüksek doz dram ve hüzün içerir.

Sen sonbaharın geldiğini sanırsın ama

Aslında sonbahar misafirlerini ağırlar

Anlamsız yere içinde hüzünle karışık bir mutluluk

“Pastırma yazı” ile kendini avutuyorsan

Melankolik bir hal, devrik cümleler ve hazan

 

Eski ve ünlü bir Acem şairinin de dediği gibi:

Yaprak döker bir yanın, bir yanın bahar, bahçe

 

Nadir Avşaroğlu

Eylül – 2021, Ankara
Gerçekedebiyat.com

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)