Ressam Sinan Ayber’le ‘Gitmek’ sergisi üzerine konuşma

Son Dakika

Ressam Sinan Ayber’le ‘Gitmek’ sergisi üzerine konuşma

Ressam Sinan Ayberle, Ankara'da İsmail Altınok Resim Galerisinde açtığı 'Gitmek' sergisi üzerine konuşma.

gercekedebiyat.com

Sayın Sinan Ayber, yeni serginizi niçin ‘Gitmek’ adı altında açtınız?

Gitmek, daha çok insanın doğup büyüdüğü ya da uzun süre yaşadığı yeri terk etmesidir. Ben bu eylemi kendi yaşantımdan eklediğim biçimleri birbirleriyle ilişkilendirerek etkili bir görsellik yakalamaya çalıştım.

Her tablonun ayrı bir öğesi var ama tuzun ortak metafor olarak kullanıldığını görüyoruz. Bunun nedeni nedir?

Kişisel tarihimde var olup biten, beni etkileyen biçimleri bir metafor olarak kullanıp izleyicinin aklına göndererek bir tür değer yönlendirmesi yapıyorum. Tuz dolu torbalar, hem biçimsel hem de bana çağrıştırdığı şiirsel fikirle ilginç geliyor. Ağzı sıkıştırılmış, hantal duruşu ve üzerine yazdığım yazı ile ona bir anlam yükleyip kompozisyona ekliyorum.

Yırtık çuvallar, bir yatak dengi… Bir tablonuz neredeyse akrep yuvası… Fotoğraf kolaj yağlıboyayla iç içe… Biraz açıklar mısınız?

Bütün seçtiğim biçimler, gitmek kavramının güncel anlamını içselleştirmek için (izleyici-resim) yer alıyor. Bir yatak dengi, akreplerin ya da çuvalların çağrıştırdığı anlamı güncel sorunlarla ilişkilendirip izleyicinin algısına ulaşmaya çalışıyorum. Teknik olarak kolaj, boya, foto-kolaj kullanıyorum ve daha çok seçtiğim nesnelerin gerçekliğini vurgulamak için bu teknikleri tercih ediyorum.

Mor rengin bolca kullandığınızı görüyoruz. Özel bir anlamı var mı?

Belli bir renk tercihinden ziyade, az renkle resim yüzeyini tamamlama isteği var bende.

Daha önceki serginizi nerede açmıştınız? Konusu benzer miydi?

Daha önce Ankara’da Zülfü Livaneli Kültür Merkezi’nde “Kent, Nesne ve Ben” ismiyle kişisel bir sergi düzenledim. Benzer bir konu değil; kentte nesneleşen insanı vurgulamaktı amacım.

Resim anlayışınızı nereye kime yakın buluyorsunuz? Biraz açıklar mısınız?

Resim anlayışımın bir yerlere yakın durmasını kabullenmiyorum. Çünkü değişken olmak bana daha cazip geliyor. Ancak kendimi kavramsal sanata daha yakın buluyorum.

Ankara resim ortamı sizce nasıl? Ressamlar arasında ilişki nasıl? Tartışma ortamı var mı? Varsa neler?

Ankara resim ortamı, kabul gördüğüm bir düzeyde değil. Ressamlar, bazı galerilerin sığ sanatsal anlayışı ile yönlendiriliyor. Bu da ressamları güzel resim yapmaya zorunlu kılıyor. Oysa amaç, iyi resim yapmak olmalıdır.

Ahmet Yıldız - Sinan Ayber

Yeni çalışmalarınızda neler olmasını planlıyorsunuz?

Yeni çalışmalar için gözlerim her zaman her yeri tarıyor. Algım açık, gördüğüm her şeye anlam yüklemeye devam edeceğim.

Teşekkürler.

SİNAN AYBER KİMDİR

1961'deAhlat'da doğdu ilk ve orta öğrenimini aynı ilçede yaptı. 1985 de Hacettepe üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim bölümüne girdi. 1989 yılında başarı ödülü alarak mezun oldu. MEB’da Resim öğretmeni olarak kısa bir süre çalıştı. Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim dalında yüksek lisans eğitimini bitirdi. 1991 de Ankara Devlet Opera ve Balesine Ressam olarak girdi aynı kurumda 2000 yılında Dekoratör oldu ve bir süre Baş Dekoratörlük yaptı. Halen bu görevini sürdürmektedir.

Sinan Ayber Tobav, UPSD ve BRHD üyesidir.

Işık Çuhacıoğlu - Sinan Ayber - Celal Binzet - Ahmet Yıldız - Selçuk İnaç

İşleri, kavramsal anlatı güncel ve deneysel sanat alanına dahil edilebilir.

Sanatçı, kendini ‘ insanın anlam varlığını sorgulayan eleştirel bir yaklaşımla işlerimi gerçekleştiriyorum. İfadelerimi etkili kılacak biçimleri yaşantı objelerinden seçiyorum. Onlar beni yönetiyor bende onları ortaya çıkan yapıları biçimsel açıdan kurgulayarak yönetiyorum. İşlerim bazan üç boyutlu (heykel ) kolaj, assamblaj, boyasal olabiliyor. Her çalışmamı bir kavramı sınırlayarak gerçekleştiriyorum’ diyerek tanımlıyor.