Eleştiri/eleştirmen üzerine aykırı düşünceler / Mucize Özünal
Arkadaş hatırına çiğ tavuk eti yenilebileceğini söyleyenler çıkacaktır. Ama o tavuğu yiyeceğiniz yer eleştiri sofrası değildir olamaz. Arkadaşınız yayıncınız olsa bile.
Eleştiri sözcüğü ne yazık ki anlamı budanmış bir sözcük haline gelmiş bulunuyor. Bunda eski sözcük “ Tenkit “ in “vebali” olmalı . Eleştirel düşüncenin gelişmemişliği eleştiriyi anlam olarak kötülemeye yakınlaştırmakta, böyle algılanmaktadır. Oysa eleştiri belli ölçütlerin bağlamında, yapıtın başarılı veya başarısız yanlarını ele alarak görüşler ortaya koymaktır. Bu görüşlerin mantıksal, düşünsel, sanat kuramsal ilkelerle temellendirilmiş olmaları gerekir. Böyle yapıldığında bunun bir adım ötesine geçmek, yorumlama anlamlandırma ile söylem üzerine bir söylem olan yazınsal eleştiriye ulaşmak mümkün olacaktır. Unutmamalı, unutturmamalıyız ki eleştiri başlı başına yazınsal bir türdür. Yazınsal bir söylemle kotarılmış, farklı bağlamlarda özgün düşüncelerle varsıllaştırılmış eleştirel metinlerse denemeye daha yakın durarak farklı bir değer taşıyacaklardır. Bir yapıtın türü içindeki yerini belirlemek bir değerlendirme yapmaktır. Bu değerlendirme öznel yargılara saplanmadan, yazınsal kuramın terimleri kavramları kullanılarak, ele aldığımız eseri bilgi konusu yaptığımızda, yazarın kendisini değil eserini değerlendirmiş oluruz. Sözcüklerle konuşmamızı karşın kavramlarla düşünür, düşüncelerimizi dillendirirken kavramlara ek olarak terimlerden de yararlanırız. Temellendirilmemiş öznel yargılarla bir yapıttan söz etmek ancak görüş bildirmek olacaktır. Bu da ister istemez düşüncede bulanıklığı, söylemde karışıklığı, alımlamada anlamada kargaşayı doğurur. Oysa eleştirmen açık sözlü olmalı kullandığı terimlerin kavramların içeriklerini göz önüne alarak nesnel değerlendirmeler yapabilmelidir. Açık sözlü eleştiri bağımsız ve güçlü olmanın yanı sıra bir tehlike de taşıyacaktır. Bu tehlike eleştirmenin kötü niyetlilikle kibirle suçlanması olasılığıdır. Burada eleştirmenin dili, söylem biçemi önemli olabilir. Güç olan hem eleştirmen hem “centilmen “ olabilmektir. Eseri değerlendirirken temelsiz öznel yergilere yönelmek kadar nesnel değer ölçüleriyle temellendirilmemiş övgülere yönelmek de aynı ölçüde kötüdür. Mürailiğe yaklaşan, temellendirilmemiş nedeni gösterilmemiş retorikleşen övgüler, övülenden çok öveni yaralar. Çünkü böyle yapıldığında eleştirel eylem araçlaştırılmıştır olmakta,başka arka amaçlar güdülmektedir. Yanlışa kötüye karşı çıkan eleştiri yapıcı iş görür. Nesnelliğini kavram terim mantık bilgi ve düşünüşten alan yergiler nasıl edebiyatı saldırarak savunmak ise, böyle temellendirilerek nesnelleşmiş övgüler de edebiyatı savunmaktır. Yeter ki yapıtı değerlendirirken değer biçtiğiniz esere bakışınız bilgi nesnesi olan edebiyatın-neyin edebiyat olduğunu bilebilmek - penceresinden olsun. Yazara karşı nezaket açık sözlülükle mümkündür. Açık olmayanın ardında içtensizlik vardır. Bir yazarın hakkında değil, bir yazışın hakkında konuşurken, bir inanışı değil, düşünceyi görüşü temellendirmektir önemli olan. Açık seçik olma cesaretini gösteremeyen, aydınlık yanıtlardan kaçarak bulanık sularda dolaşık fikirlerle gezinen eleştirmen en az temelsiz yersiz övgücüler kadar yanlış yoldadır. Ama öte yandan bu yanlış yola düşmüş eleştirmenin eline pusulayı kimin verdiğini de düşünmemiz gerekiyor. Burada ilk sorumlu bence eleştirilmek değerlendirilmek değil, övülmek sadece övülmek isteyenlerdir. Övgü nesnel değer ölçütlerinden kopunca piyasalaştırılan edebiyatın pazarlama arcı olarak dönüp yazarı, o kırılgan cesaretsiz bir şey olmak için edebiyatı araçlaştıran kişiyi vuracaktır. Unutmayalım unutturmayalım ki ister yersin ister övsün bunu yazınsal kavram terim sözcükler kullanarak eserin benzerleri arasındaki yerini nesnel değer ölçütleriyle belirleyip değerlendirmesini ortaya koyan eleştirmene her halde de saygı duymalıyız. Çünkü o birikimini bize, bizim için sunmaktadır. Yapıtınızı ölçüp biçmekte, neyi ne kadar nasıl yaptığımızı ortaya koymaktadır. Hele bunu “ Deneme “ nin tezgahında yapıyorsa ne güzel ne iyi! İyi ve güzel. Estetik anası etik ile el ele vermiş demektir. Arkadaş hatırına çiğ tavuk eti yenilebileceğini söyleyenler çıkacaktır. Ama o tavuğu yiyeceğiniz yer eleştiri sofrası değildir olamaz. Arkadaşınız yayıncınız olsa bile. Arkadaşlık en çok açık sözlülükte sürer, yaşar, gelişerek dostluğa evrimle şansını bulur. Her açık sözlü eleştirmen centilmen olmayı beceremese de. Mucize Özünal Gerçekedebiyat.com
YORUMLAR