Marmelat Zamanlarından / Ümran Ersin
Marmelat Zamanlarından / Ümran Ersin
tarçın
bir kadındı belki onca edası gizem
saçları baharattan karanfil saplı
eğilerek şekerli buğunun yakıcı davetine
soluğunu uzattığı özlem
tencere dibi fışkıran lav taneleri
bunu bilir kuşkusuz gözü kapalı koştuğu uçurum
güz yeli dinlese anlardı iç çekişinden
akşamdan kalma yağmuru
seher yeli çiy yağımıyla aynı anda
melodik bir ses düşüvermeli
marmelat mırıltısı ayva nazına
baştan çıkaran gizemli kokuyu
gevşemiş hatta nefretsiz
pembecik şekerli ılık bedenine
saygı duruşu katarak
öpüşmüşüz işte ne güzel
uykulu rüzgâr badem tadında
ağızdan ağıza sonsuza karışan
sonudur baharın ey rayiha
tarçın kokulu zamansa yaşanan
kestane kebap var mıydı patates közleme
kızarmış ekmekliydi işte ayva ayinli marmelat
boşuna beklediğim bir soru
gök gürlerken
kuzineli evlerde hiç oturdunuz mu
bak rengârenk patlarıyla
kırk bahar perçemi
alnına düşen esintiyse
kasım
baharın eteklerine asılmayı
bırak artık canım.
hiç bilir misiniz
neden öyle hüzün saklar her kırılgan
nar neden çiçeğini inatla bu mevsimde açar
neden beklenmedik zamanda çıkar ansızın
şemsiyesiz hayatları savuran sert rüzgâr
radyo hangi frekansında yaşamın
henüz atılmıyor twitteri
her sabah " arkası yarın" ların
üstünü örtercesine hangi yaşanmış ömrü
zarif edanızla düşerek gizlediniz
kavruksu sarı yaprak
hafif baharlı o binbir gece kışkırtımı
ay dolunay özleminden vazgeçmez
kulpu kırık insan her uzanışta el yakar
soba üstü demlik çaydan
süzülen her geçmiş buhar bir hayli hayatı damgalar
aylardan sanırım sapsarı bir kasımdı
Ümran Ersin
(Evrensel Kültür Dergisi / Ekim 2015 )
YORUMLAR