Boğaz derdi / Serdar Şahinkaya
Bu haftaki kitabımız, arkeolojik, arkeobotanik, tarihsel ve etimolojik veriler ışığında tarım ve beslenmenin kültür tarihi üzerine. Yazarı Ahmet Uhri, hem meslekten gıda mühendisi hem de arkeolog. Dokuz Eylül Üniversitesi Arkeoloji Bölümünde halen öğretim üyeliği yapan yazar, meşhur bir gastronomi dergisinde evrensel kültür, özellikle yeme-içme tarihi üzerine düzenli yazılar yazıyor. Kitaptaki kimi yazılar da o dergide basılmış olanların yeniden elden geçirilmesiyle oluşturulmuş.
“Turgutlu Sinerjik Yol Haritası”, “Ateşin Kültür Tarihi”, “Adım Adım Marmara”, “Adım Adım Akdeniz”, “Adım Adım Ege”, “Ölümün Tarih Öncesi” gibi kitapların da yazarı olan Dr. Ahmet Uhri, tarih boyunca insanın beslendiği önemli gıdaların zamandaki yolculuğunu anlatıyor kitabı ile.
Başta arkeolojik ve arkeobotanik veriler daha sonrasında ise yazıyla birlikte başlayan tarih çağlarından gelen yazılı belgeler arkeolojik belgelere yol gösteriyor. İnsanı ve onun yarattığı kültürü, besin maddeleri üzerinden incelemek kitabın ana omurgası. Bir bardak çaydan, incir veya elma gibi bir meyveden veya deniz börülcesinden yola çıkarak tarih yazabilmenin de iyi bir örneği elimizdeki kitap.
Tarih ve arkeoloji, neden beslenme ve tarım konularına fazla eğilmedi sorusunu Dr. Uhri; “Türkiye’de kaynak az. Başka ülkelerde bu türden çalışmalar var. Zira Türk arkeolojisi malzeme (çanak çömlek vb.) ağırlıklı bir arkeoloji olduğu için diğer konulara pek ilgi duyulmamış, bu türden interdisipliner çalışmalar daha yeni yeni başlamakta Türkiye’de”şeklinde yanıtlıyor.
İlk hominidlerle başlayan insanın kültürel olarak varoluş serüveni içinde yeme-içme önemli bir yer tutar. Bununla birlikte yeme-içmenin kültür tarihi, arkeolojinin ve tarihin çoğu zaman görmezden geldiği ya da hafife aldığı bir alandır. Oysa insanın dünyada görünmeye başladığı ilk günden bu yana temel sorunlarının başında, diğer canlılar gibi, aç kalmamak, üremek, barınmak ve korunmak gelmiştir. Özellikle aç karnını doyurma ya da diğer deyişle ‘boğaz derdi’, insanoğlunun hemen her zaman birincil önceliği olmuştur.
Erotizmin simgesi incir, devrimci gıda yoğurt veya Suriye kıyılarından gelen deniz börülcesinin ilginç tarihsel yolculuğuna ışık tutan kitap da nerede ise yok, yok.
Kültür ve uygarlık kavramları üzerine girizgâhı, yeme – içme kültürünün kısa tarihi takip ediyor. Ve sonrasında Latinceleri ile birlikte tam yirmi dört adet “…giller” var. Hadi gelin kısaca not ediverelim;
Buğdaygiller, Baklagiller, Ballıbabagiller, Cevizgiller, Çaygiller, Dutgiller, Ebegümecigiller, Fıstıkgiller, Gelincikgiller, Gülgiller, Hardalgiller, Ispanakgiller / Kazayağıgiller, Kabakgiller, Kayıngiller, Maydanozgiller, Nargiller, Orkidegiller, Papatyagiller, Patlıcangiller, Semizotugiller, Susamgiller, Turunçgiller, Üzümgiller, Zambakgiller, Zeytingiller…
Gerçekten de Boğaz Derdi, akla gelebilecek hemen her tarım ürününün geçmişi, sofraya girişi ve arkeolojik bilgiler ışığında değerlendirilişi, edebiyatın, sosyal hayatın renkli merceğinden geçirilerek anlatılışı mutlaka ilginizi çekecek. Ayrıca, ayrıntılı bir kaynakça ve dizin ile Türkçe – Latince Botanik Adlar Sözlüğü de gerçekten övgüye değer.
Boğaz Derdi: Arkeolojik, Arkeobotanik, Tarihsel ve Etimolojik Veriler Işığında Tarım ve Beslenmenin Kültür Tarihi
Serdar Şahinkaya
http://kitapeki.com/
Ahmet Uhri
Ege Yayınları / İnceleme Dizisi, İstanbul – 2011
YORUMLAR