Türk insanı reflektör kullanmayı ne zaman öğrenecek?
İncinebilir yol kullanıcıları olan yayalar, motosiklet, bisiklet ve skuter sürücüleri için 2024 yılındaki ölü sayısı 2 bin 680, yaralı sayısı ise 162 bin 295 oldu. İncinebilir yol kullanıcıları 2024 yılı trafik kazalarında toplam 6 bin 351 ölümün %42,2'sini, yaralanmanın ise %42,1'ini oluşturdu.
Alaca karanlık, gece, sis ve kar yağışı gibi görüşün zor olduğu durumlarda ve hatta gündüz gözüyle bile reflektörler hepimizin gözüne çarpmıştır. Bunlar içten yanma lamba olmamakla birlikte yeri geldiğinde normal lamba ya da fardan bile daha dikkat çekici ve kaza önleyici bir elementtir. Üçgen reflektör tanınıyor. En fazla üçgen reflektör dikkatleri çekiyor ki motorlu araçlarda bulundurulması zorunlu. Özellikle yol kenarında mahsur kalındığında ilk akla gelen dörtlüleri yakıp üçgen reflektörünü açmaktır. Oysa sıralama şöyle olmalı; Dörtlüleri yakmak, reflektör yelek giydikten sonra aracın dışına çıkıp bagajdan üçgen reflektörü almak. Refüjlerde, kamyonların arkasında, dolmuşların arkasında süs olarak, yol kenarındaki demir korumalıklarda yani viyadüklerde var. Peki yayalarda, bisikletlilerde, mopetlilerde neden yok? Vatandaşlarımız daha sıklıkla yurt dışı yolculuklar yapmaya başladılar. Bunun önemli ölçüde olumlu yanları da olacaktır. Her ulusun diğerinden öğrenebileceği olumlu uygulamalar olabilir. Şimdi size yaşadığım yer olan Norveç’te yayaların güvenliği konusunda bir uygulamayı yazmak istiyorum. Bu ülkede çoğunluk insanlar saat 17:00’de akşam yemeği yerler, saat 19:00’da ana haber bültenini seyrettikten sonra dışarıda yürüyüşe çıkarlar. Bu ülkede özellikle kış aylarında hava daha karanlıktır. Çocuklarıyla, köpekleriyle, kayaklarıyla ve hatta evcilleştirilmiş geyikleriyle yürüyüş yapan insanlar mutlaka ve mutlaka üzerlerine reflektör takarlar. Kimilerinin ceketine işlenmiş, kimilerinin ceketinin dış cebinin içindedir. Yürüyüşten önce cepten dışarı sarkıtılır. Yürürken reflektör yelek giyenleri de görebilirsiniz. Ülkeye ithal edilecek çocuk giysileri de reflektör işlemeli olarak ısmarlanıyor. Bu uygulama trafikte hareket eden en ‘yumuşak trafikant’ olan insanı ve hayvanı koruma amaçlıdır. İnsanlar karanlıkta çok aktif olmalarına ve yılın en az altı ayı kaygan ve buzlu günler olmasına rağmen 5.6 milyon nüfuslu Norveç’te yılda yalnızca ortalama beş yaya yaşamını yitiriyor. Torpido gözünde reflektör yelek bulundurmayan araçlar vizeden geçemiyor. Tuhaftır Türkiye’de olduğum zamanlar akşamları yürüyüşe çıktığımda hiç reflektör kullanan yaya görmedim. Oysa daha geçtiğimiz eylül ayında bir sahil köyünde otel çalışanı gencimiz karanlık giysileriyle bisiklet üzerinde maalesef bir minibüs tarafından fark edilmedi ve olay yerinde çok feci biçimde can verdi. Bir diğer genç de İzmir merkezde gene aynı şekilde yaşamını yitirdi. Bu olaylar sayılı gün için ülkesine gelmiş ben denizin yakın çevreden tanıklardan duyduğu kazalar. İnsanlarımız acaba reflektörü bir süs ya da yalnızca güvenlik kuvvetlerinin kullandığı bir yelek olarak mı görüyor? Peki bu trafikte can veren gençler üzerlerinde reflektörle trafiğe çıkmış olsalardı kazadan kurtulabilirler miydi? Reflektör o kadar etkili bir cisim ki gündüz ışığında bile parlayıp sürücüleri uyarabiliyor. Sanırım bir yönetmelik çıkartılıp ülke çapında kampanya başlatmanın zamanı geldi. Türkiye’de çok fazla çocuk, genç, yaşlı yetişkin ya yürürken ya da bisiklet üzerinde can veriyor. Birkaç yere taktiksel şekilde yerleştirilmiş kasisler de bir yere kadar yardım eder, üstelik tüm yol ağı kasislerle kaplanamaz. Bu dikkati daha fazla dağıtabilir, sürücülerin psikolojisini bozabilir, ebeveynlere ‘sahte güvenlik’ hissi verebilir. İnsanlar ‘nasıl olsa kasisler var gönder çocuğu yolda top oynasın’ diye düşünebilir. Asıl güvenlik önlemi insanların beyninde, kurallara uymada, akıllı ve yerinde kullanılacak donanımlarda saklı. En önemlisi de gece ve gündüz ‘görünülebilir’ olabilmek. Cem Güneş
Gercekedebiyat.com













