Rıfat Ilgaz'ın 'Sınıf' adlı kitabının başına gelenler
Rıfat Ilgaz'ı hapislerde süründüren Sınıf adlı kitabı, 1944 yılının Ocak ayında yayımlanmıştı.
1941 yılı… Savaş sürüyordu ve Hitler günlük gazetelerin değişmez konusuydu. Gazeteler, Almanya Devlet Başkanı Adolf Hitler’in Almanya Büyükelçisi Von Papen aracılığı ile Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’ye yazdığı 28 Şubat 1941 tarihli mektup’ tan söz ediyorlardı. Ankara’da her yerde savaş konuşuluyordu. İkinci Dünya Savaşı tüm şiddetiyle sürüyordu. Karpiç Lokantası’nda bir politikacı içkinin de etkisiyle coştu: “Şu Hitler’in, bizim politikacılarımızdan nesi fazla?” Lokanta’ da bulunan Ercüment Ekrem Talu içkisinden bir yudum alıp yanıt verdi: “Sadece H’si...” 1944 yılı ocak ayı… Savaşın 4. yılıydı. Gazetelerin kültür-sanat sayfaları Rıfat Ilgaz adlı bir yazar tanıtıyordu. ‘Sınıf’ adını verdiği kırmızı kaplı şiir kitabı Devrim Yayınları’ndan çıktı. Ve kıyamet koptu… Ercüment Ekrem Talu’nun Karpiç’te yaptığı politikacı tanımı iş başındaydı. Masum öğretmen Ilgaz’ın masum şiir kitabı ile devlet 45 yıl sürecek bir savaşa girişecekti. Öyle ki… Evinin yakınlarına “Rıfat Ilgaz’ı evden atmazsanız burayı tarayacağız…” pankartı açılacak, 1981’de 70 yaşındayken “Cide’nin papazını yakaladık” denilerek Cide sokaklarında beş kilometre yürütülecekti… Bütün bunlara nede ‘Sınıf’ adlı kitaptı. Yayımlandığının 25. günü satış yasağı getirildi. Sıkıyönetim Mahkemesi kararıyla hakkında tutuklama kararı çıkartıldı. Ancak Rıfat Ilgaz kendinden önce birçok arkadaşının karşılaştığı davranışları düşünerek teslim olmak istemedi. Hastalığını neden göstererek iki aylık doktor raporu ile tutuklamayı erteletti. Ne var ki, bu süreç çabucak geçecek ve 1944’ün Nisan ayında kendisi teslim olacaktı. Ilgaz için hazırlanan iddianame Türk Ceza Kanunu’nun 142.maddesine dayandırıldı. “Memleket içinde içtimai bir zümreyi, sermayedarları ortadan kaldırmak gayesiyle yazılmış bir propaganda” olduğu öngörüldü. Yetkili mahkeme dize dize tüm şiirleri inceledi Ilgaz’ın savunmasını dikkate bile almadan karar aşamasına bir adımda geldi. 6 ay cezaya çarptırıldı. Bu arada… Hastalığı iyice ilerleyen Ilgaz için hapiste geçecek süre onu adım adım ölüme yaklaştıracaktı. Ama o, yaklaşan ölümü değil de yetkili mahkeme heyetince oluşturulan “yetkisiz” bilirkişi raporuna üzülüyordu. Rapor’da şöyle deniyordu: “Sınıf adlı kitabın yazarının hasta ruhlu olduğu ve kitabın da edebi açıdan hiçbir değeri olmadığı görülmüştür.” Tophane Cezaevi’ne gönderildi. Mahpusluk zor gelecekti yazara. Yaşadıklarını ve gözlemlerini sonraki eserlerine büyük bir dikkat ve titizlikle uyarlayan Ilgaz özellikle hastalığının kötüleşmesini sağlayan hapishanenin onu başka bir hapishane haline gelen sanatoryuma mecbur kılması üzerinde durdu: “İnsanları alabildiğine sevmeyi Bırakmazlar yanına Böyle çekersin cezasını Üç duvar bir kapı arasında Onlardan ayrı Böylece onlardan uzak” dedi. Altı aylık ceza Ilgaz’ın siciline işlenerek öğretmenliğine son verilmesine neden oldu. Okulda öğrencileriyle en mutlu günlerini geçiren Ilgaz için dolaylı yoldan verilen bu karar, verilebilecek cezaların en büyüğüydü. Sınıf ise 45 yıl sonra, 1989 yılında başında mahkeme kararının olduğu bir ek sayfayla yeniden basıldı. Rıfat Ilgaz, Türk edebiyatının büyük yazardır, unutulmaz, unutturulamaz… Selim Esen
Gercekedebiyat.com