Çamurlu ayakkabıların izinde
Hatay’ın
Defne ilçesinde bir inşaat işçisi, alışveriş için gittiği
marketin kapısında duruyor; çamurlu ayakkabılarına bakıyor ve
içeriye ayakkabılarını çıkarıp öyle giriyor. Marketin
güvenlik kamerasının kaydettiği bu olayın görüntüleri son
günlerde pek çok televizyon kanalında tekrar tekrar gösteriliyor.
Havuz medyasının editörlerine göre işçinin bu hareketi
yürekleri ısıtıyor!
Bu
“sıradan” olay, aslında son yirmi iki yılda dincilik aşısı
vurulan Türkiye burjuvazisi ve onun çıkarlarını korumakla
yükümlü medyanın hangi ideoloji ile koşullandığını
gösteriyor: Çeşitli işyerlerinde anayasal haklarını kullanarak
örgütlenmek isteyen işçilerin, patronların ve polisin gadrine
uğradığı; metal sektörü çalışanlarının grevlerinin
cumhurbaşkanınca “milli güvenlik” gerekçesiyle ertelendiği
bu günlerde “haddini bilen” bir emekçi görmek, egemenleri ve
onların hizmetkârlarını çok sevindiriyor. Ajansların
ulaştığı ve neden ayakkabılarını çıkardığını sorduğu
işçiyse market çalışanlarının da kendisi gibi emekçi
olduğunu, onları yormamak için bunu yaptığını söylüyor. İşçinin
cümlelerinden, kendisinin diğerkâm olduğu anlaşılıyor ama
hiçbir zaman satın alamayacağı evleri elleriyle var eden birinin
bahsettiğimiz eyleminin ardında yatan nedenleri de biraz sorgulamak
gerekiyor. Mustafa
Kemal Coşkun, Sınıfın
Duyguları
(Dipnot Yayınları, 2023) adlı çalışmasında, “… Marx
sosyalist bir toplumda insanın zenginliğinin sahip olduğu boş
zaman ile ölçüleceğini belirtirken, kapitalist üretim ilişkileri
içerisindeki bir toplum, bir kişinin değerini maddi zenginlik ve
mesleki prestijle ölçmektedir ve işçilerin yaptığı da bundan
daha fazlası değildir.” (s. 124) diyor.
Bu
yüzden işte ülkemizde emekçiler, kendilerini pek çok şeye layık
görmüyor, göremiyor ve soyadı Koç olmasaydı evini geçindirecek
kadar bile para kazanamayacak Ali, kamusal alanda her türlü
görgüsüzlüğü yaparken bir inşaat işçisine çamurlu
ayakkabılarından rahatsız olmak düşüyor.
Oysa
andığımız emekçi ve onun milyonlarca sınıf kardeşi, her şeyin
en iyisini, en güzelini hak ediyor. Bunun mümkün olması içinse o
işçilerin çamurlu ayakkabılarının izini takip edecek, onlara
sınıf bilinci taşıyıp onları mücadeleye sevk edecek öncü
devrimcilerin yeniden siyaset meydanına çıkması gerekiyor. Alper
Erdik
Gercekedebiyat.com