Son Dakika



I. Doğrular ve yanlışlar itibariyle

Yakın tarihimizin hikayesi, hem öngörülerimizin doğruluğunu, hem de varsayımlarımızın yanlışlığını ortaya çıkarıyor.

Doğru olan öngörümüz, gizli işgalin varlığı ve buna karşı mücadelenin son derece uzun ve karmaşık süreçlerden geçeceği şeklindeki tespitti.

Bu hala geçerli.

Hatalı olan varsayımlarımız ise, İttihatçıların, Hürriyet ve İtilafçıları sindirdiği, buna karşılık Cumhuriyet’in de İttihatçılarla hesaplaştığı ve sıradaki aşamanın Cumhuriyeti demokratik ve bağımsız bir yapıya kavuşturmak olduğu şeklindeydi.

Halbuki, Cumhuriyet hızla İttihatçı gelenekle tekrar -tam olarak- kucaklaşmış, Hürriyet ve İtilafçılar ise bu sırada emperyalizmin gizli işgalinin bağrında semirmiş ve geniş bir cephe oluşturarak tekrar ön plana çıkmışlardı.

Yani bir değil, iki adım geriye girmiştik. (Monopol oyununda kötü zar atmış, üstelik hapishaneye düşmüş gibi.)

ahmet yıldız

Bunu 1960’da öngörmek zordu.

Bizim neslimiz ise 1970’lerde öncelikleri doğru belirleyebilecek ve gereklerini yerine getirebilecek birikimden yoksundu. Çok az kişi bunu tam olarak öngörmüş, onların sesleri de kalabalıkta dağılıp gitmişti.

1980’den sonra ise buna karşı etkili bir muhalefet yapacak potansiyel dağıtılmış, daha da kötüsü, kafalar karıştırılmıştı. Bu operasyonlar çok kapsamlı bir dezenformasyonla birlikte yürütülmüştü.

II. Genel planda

Genel planda devam eden olay Osmanlı mirasının paylaşımının sürmesidir. Özelde Filistin, Suriye ve Irak olayları, genelde ise Arapların dramı bunun farklı kısımlarıdır. Bir süre için topu emperyalistlerle onların eski işbirlikçilerine bırakıp sahadan çekilebilir, kendi işimize bakabiliriz şeklinde bir yanılgı içinde olduk. (Gerçi bu konuda da uyarılar olmadı değil ama bu lafları rafa koyuyorduk.) Dibine kadar bulaştırılmadan bu oyundan çıkılamayacağını şimdi en pis biçimlerde kafamıza vuruyorlar. Avrupa Birliği konusunun sürekli rölantiye alınmasının nedeni de budur. Durum netleşmeden operasyon yapılan bir ülkeyle süreci ciddiyetle devam ettirmeleri düşünülemez. Ara sıra yem atarlar o kadar.

III. İradenin oluşması

Bu süreçleri tam olarak kavrayarak bağımsızlık ve demokrasi yolunda etkili olacak irade henüz teşekkül aşamasındadır. Çok farklı olasılıklar mevcuttur. İradenin önündeki en büyük engel zihinlerdeki kirliliktir. Bu kirlilik sola da yaygın şekilde bulaşmıştır. Keza, bu süreçlerde kimin öncülük yapacağı da henüz belli değildir. Ortadaki iddiaların bazıları fos çıkmış olup, çoğu hesaba alınacak seviyede dahi değildir.

Ancak, üretimle bağlantılı kesimlerin tutumlarının önem kazanacağı -sadece genel bir doğru olarak olsa da- ifade edilmelidir. Bu tutum kayıtsızlık şeklinde tezahür ederse iyi olmaz. Ancak istisnai çıkışlar dışında durum şimdilik böyle görünmektedir.

Yani umumi manzara iyi değildir. Böyle durumlarda yapılacak en kötü şey ufak başarıları abartmak, amiyane tabiriyle –gaz vermektir. Bu moral için iyi değildir.

En iyi moral hiçbir zaman gerçekten ayrılmamaktır!

*

Yakın tarihimiz ileride bu genel yaklaşım içerisinde ele alınacak gibi görünmektedir. Var olan eğilimler içerisinde gelişme potansiyeli olup da henüz tespit edemediklerimiz nelerdir acaba?

Doğru bakıyor muyuz yoksa biz de miyoplaştık mı?

Mehmet Tanju Akad

Gerçekedebiyat.com

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)

REKLAM

ÜCRETSİZ ABONE OL

REKLAM