IX. yüzyılda bugünkü Sincan(Yeni Topraklar) bölgesinde yeni bir devlet kuran Uygurlar, tarım alanında büyük bir gelişme sağlamışlardır. Altay-Tanrı dağları bölgesinin sularını, "Taklamakan Çölü'nün 110 metre altında ve toplam uzunluğu 5100 kilometreyi bulan su kanalları" ('Karızlar') ile Tarım Havzası'na taşımışlardır. "İzlerine bugün de rastlanan büyük bir sulama tesisiyle" sulu tarıma geçilen Havza'da "buğday, ısır, pamuk ekilir, çeşitli sebze ve meyveler yetiştirilirdi." Bağcılık da gelişmişti.
Uygurlar bakır, demir, kömür madenlerini çıkarmışlar, "altın ve gümüşü işlemişlerdi."
Hotan Şehri, "Tükistan'daki ipek üretiminde birinci" olmuştu. İpekli, pamuklu, yünlü ve kebe kumaş üretimi de gelişmişti...
İpek Yolu üzerindeki Uygurlar, ticaret yanında kültür alanında da, büyük varlık göstermişlerdir. Fransız bilgini J. R. Risler, "Uygur matbaa tekniğinin, Moğollar vasıtasıyla Avrupa'ya geçtiğini" belirtmiştir. "Araplar, kağıdın nasıl yapıldığını, nasıl kullanıldığını Uygurlardan öğrendiler. Avrupalılar da, Araplar vasıtasıyla Uygurlardan aldılar..."
"Uygular' da okur- yazar oranının son derece yüksek olduğu anlaşılmaktadır."
981-984 devresinde Uygur başkentini ziyaret eden Çin Elçisi Van Yende eserinde, bölgede "Beyaz pamuklu kumaş üretildiğini" kaydetmiştir. Ketenli kumaşlar da üretiliyordu.
Uygurlar, 13. yüzyılda, Moğol hakimiyeti altına girmişlerdi....(1)
Sincan-Otonom Bölgesi'nde tarım ve hayvancılık vardır. "453 petrol ve 18 doğalgaz" alanı da. "Çin petrolünün %90'ı buradan elde ediyor." Zengin kömür yatakları da vardır. "Ayrıca 118 çeşit maden çıkıyor, bu topraklardan" Ancak, halkın gelir seviyesi düşüktür. "1995'de kişi başı gelir "200 yen", yeni 25 dolardır. Prof. Orhan Kural' ın, başkent Urumçi' deki yemek hikayesi, bölgenin geriliğinin tipik bir örneği sayılabilir:
Kural'ın dahil olduğu grubun, rehber Bayan Lee eşliğindeki öğle yemeği için girdiği bodrum kattaki "lokantanın tuvalet kokusu, içeriyi çekilmez hale" getirmişti. Kural'a göre bir ülkenin gelişmişlik seviyesi, ev veya lokantanın tuvaletinin yerinin (kokular yoluyla) belli olmamasıyla doğru orantılıdır... Bölgenin nüfus durumu şöyle:
Bölgenin nüfusu 14 milyon olup Uygurların nüfusu "sadece 7 milyon. Kazak, Tatar, Özbek, Moğol,vb. gibi 47 halk var burada. Tam bir ırklar mozayiği. Çinli nüfus miktarı da önemli olmalı ki resmi dil Uygurca ve Çince'dir. Başkent Urumçi'nin nüfusu 1,4 milyon..."
"Pamir Ovası"ndaki ünlü Kaşgar kenti, "bugün de önemli bir ticaret ve kültür merkezidir." Ancak, nüfusu "sadece 300 bindir." Uygurların ansiklopedik Arapça-Türkçe sözlüğü olan Divanı Lügat'it Türk'ün yazarı Kaşgarlı Mahmut'un Türbesi buradadır. "Türbenin yanında bir mescit ve kütüphane" vardır.
Anlamı "Mutluluk Kaynağı" olan, "siyasetname tarzındaki" Kutadgu Bilig yazarı devlet adamı Yusuf Has Hacip'in(1019-1084) türbesi de buradadır.
Prof. Kural, beraberindeki Celalettin Bey ve onun eşi Berrin Hanım, çarşıdan, kaldıkları başkentin "en büyük oteli"ne, "zar zor buldukları taksi" ile dönmek istemişlerdi. "Kendi kendine söylenip" duran taksinin şoförü, yola çıktıktan hemen sonra, "arabayı bir kenara çekip" ön tarafta oturan Kural'ı yumruklamaya başlamaz mı? Şaşıran bizimkiler, kendilerini arabanın dışına zor atmışlardı...
Buldukları ikinci taksinin şoförü de, Berrin Hanım'ın ön tarafa oturmasında ısrar etmişti. Dahası, taksinin onları "şehir dışına, karanlık ve ıssız yollara sürüklediğini fark" edince, "Celalettin Bey yeni satın aldığı dağ keçisi boynuzunu," Kural da "çakısını" çıkarıp "kenara çek" diye haykırmışlardı. "Berrin Hanım da 'Stop! Stop' diye" bağırmıştı. "Sonunda otele sağ salim dönebilmişlerdi..." (2)
Ekleyeyim: Uygurların soykırımına, milliyetçiliği Filistin ile sınırlı olan Başbakan ve sonrasının Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, her ne hikmetse sesini çıkaramamıştır.
1. Casim Gürbüz'ün makalesi, Berfin Bahar: Ekim 2022
2. Bir Gezginin Dünyası, Orhan Kural, 1996,İstanbul
Ertuğrul Taylan
Gerçekedebiyat.com
YORUMLAR