'Milyonla çalan mesned-i izzete şerefraz!..' / Ziya Paşa
Türk halkının eleştirel gözlemini büyük şairimiz Ziya Paşa yapmıştı!
Aydınının en büyük özelliğidir ülkesini, halkını karşılıksız sevmek…
Halkı ise onu anlamayarak, aşağılayarak, sahip çıkmayarak vermiştir yanıtını çoğu kez!
Biraz da bu yüzden yalnızdır aydın hep. Halkına ve ülkesine karşı beslediği sevginin karşılığını zindanlarda çürüyerek, işkencelerde, darağaçlarında, sürgünlerde ödemiştir.
Bizim gibi ülkeler için yaptığım saptama bu; "Az gelişmiş ülkeler kendi evlatlarını yer!" diye bir sözünü anımsadım Fransızların.
*
Anadolu için, bu topraklar için tarihsel bir kader bu.
Aydın tekinin tek başına da kalsa bin bir acıyla sürdürdüğü ama bazen de kahrettiği anların duygusunu, Tanzimat Edebiyatımızın üç büyük kurucusundan biri olan Ziya Paşa açık, güzel, samimi biçimde dile getirmiştir.
Bu yüzdendir ki kısacık ömrünü (1825-1880) sürgünlerde geçirmiştir. Erzurum kökenli ama İstanbul Kandilli doğumlu bu ilginç şairimiz, Adana’da ölmüştür; mezarı da oradadır.
“Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz;/Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde…”,
“Nush ile yola gelmiyeni etmeli tekdir,/Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.”
“Milyonla çalan mesned-i izzete serefraz,/Birkaç kuruşu mürtekibin cay-ı kürektir.” gibi ölümsüz beyitlerini hepimiz ezbere biliyoruz.
“Terci-i Bent” adlı, Türk halkı üzerine Aziz Nesin’i aratmayacak ilginç gözlemlerini özyaşamöyküsel olarak yazmıştır.
Bugünün Türkiyesinin halkını anlamak için kılavuz olan bu önemli şiir şöyle başlar:
“Bir zamanlar ben dahi düştüm bela-yı gayrete
Doğrulukla uğradım bin türlü derd ü zahmete
Geh vatandan ayrılıp gittim diyar-ı gurbete
Akıbet oldum giriftar işbu mühlik illete
Fikr için görmek beni kafidir ehl-i ibrete
Vah yazık sarfettiğim ömre, zamana, hizmete
Hayli demler bilmedim bais nedir bu halete
Şimdi oldum dostlar vakıf bu sırr u hikmete
Derde uğrar kim sadakat etse elbet Devlete
İstikamet mahz-ı cinnettir bu mülk ü millete.
(…)
*
“Mahz”ın Türkçe karşılığı “kesin”dir.
İtiraf etmek gerekir ki halkın bu vurdumduymazlığı karşısında “kesin cinnet!” geçirme “istikamet”ine her Türk aydını, her Türk devrimcisi çoğu kez girmiştir!
Ahmet Yıldız
Gerçekedebiyat.com
YORUMLAR