Son Dakika



Mutsuz çocukluk döneminden, kendi deyimiyle Öksüzler Yurdu, daha sonraları otel odalarında çile çekerek yaşamını sürdüren İlhami Bekir için " Ev" sözcüğü ne kadar kutsaldı ve özlem duyduğu bir sözcüktü bilmiyorum.

Haftanın belli günlerinde babam, İlhami Bekir'i otel odasından alıp, evimize getirirdi. Akşam yemeğimizi  Cemal  Süreya'nın " Afrika Aslanı " olarak nitelediği İlhami Bekir'le birlikte yerdik.

Hep hüzünlü bakışları, çekingen bir yapısı vardı. Sanırım iki kızı vardı. Ve onlarla küs bir hayat sürdürmüştü. Bu nedenle kız çocuklarına hep özlem duymuştu. O yıllar ilkokula giden bir kız çocuğuydum. İlhami Bekir, bize her gelişinde benimle sohbet eder, hüzünlü gözleriyle bana bakarak, "Benim kızlar ne yapıyor acaba, iyiler mi, hastalar mı? "derdi.

Gözlerinden gözyaşları yerine, hüzün akan şair-yazardı o! 

Haftanın bir iki günü babam Kadıköy'e inerdi ve bazen birlikte giderdik. Mutlaka, Elif Oteli'nde kalan İlhami Bekir'i ziyaret ederdik. Ve sonra simit alarak, Elif Kıraathanesine... Bol dumanlı bir kıraathaneydi Elif. İlhami Bekir, Sabahattin Kudret Aksal, Tevfik Akdağ, Behzat Ay, Ercüment Uçarı, Eray Canberk, Aydın Hatipoğlu, Vedat Üretürk, Arif Damar, Necati Tosuner... Bu kıraathaneye çok sıkça uğrayan adlar, aklımda kalanlar, mutlaka hatırlayamadığım adlar vardır.

O bilinen şiirinde " Unuttum " derken, İlhami Bekir Tez de unutulup gidiverdi; bir çok şair yazarlarla birlikte...

Yaşamı hiçe sayarcasına, çıplak, hüzün dolu yüreğiyle gitti.

Anısına saygı ve özlemle...
 

Aydan Ay

Gerçekedebiyat.com
 

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)

REKLAM

ÜCRETSİZ ABONE OL

REKLAM