muhammed-karikaturu-1072025172030.jpg


Leman dergisinin bulunduğu binanın etrafını sarmış güruhun haykırışları, Sivas Madımak oteli katliamını andırması, otelin yakılmadan önceki durumu anımsatması nedeniyle dehşete düşürücü nitelikte.

Önce şunu söyleyelim ki ‘Sosyalistin en aptalı halkla din iman işlerini konuşandır’ önermesine ‘Sanatçının en aptalı din iman işlerine bulaşandır - konu edinendir’i ekleyebiliriz.

Ne var ki sanatın ucu nereye varırsa varsın yaratılmış ’gerçek’ sanat yapıtlarının sonuna dek (sonsuza dek) özgür olmasından yanayız.

Bu sanatçı sorumsuzdur anlamına gelmez, aksine ideolojik takıntıları olsun ya da olmasın her sanatçı sonuna kadar toplumsal sorumluluk taşımalıdır. Sanatçının estetik kabiliyetlerini tamamlayan en önemli olgu, bu sorumluluk duygusunun varlığıdır. Böyle sanat yapıtları deyim yerindeyse ‘cuk oturur’ ve kimse değil bir laf söylemek, kımıldayamaz bile.

İşte ikisinden birinin olmaması taşkınlıklara, sanat yapıtının bir yanının sırıtmasına neden olur ki büyük eksikliktir. Bu eksiklik, yaşadığımız son olaydaki paradoksun da özüdür.

İlgili karikatürde, İran-Gazze-İsrail ya da Yahudi Müslüman savaşlarının kurşun yağmuru içerisinde göğe yükselen (başlarında Hıristiyan azizlerinin halesi var) Muhammed ve Musa adlı iki yaşlı kişinin ‘Selamün Aleyküm ben Muhammed – Aleyhem Salom ben de Musa’ diyerek el sıkışmaları çizilmiş.

Leman dergisi bu kişilerin peygamber değil iki dini temsil eden (dünyada 200 bin Muhammed adı varmış) sıradan yaşlılar olarak açıklıyor.

Değerli karikatürcümüz ve yazarımız Mustafa Bilgin’in dediği gibi karikatürdeki yaşlı Muhammed ve yaşlı Musa birer çocuk olarak çizilebilir ve hatta daha da etkili olurdu.

Muhammed, ilk Müslümanlara İslamı anlatıyor: Horasanlı El Biruni’nin ‘Geçmiş Çağlardan Kalan İşaretler’ kitabından alınan bu çizim 13. yüzyıldan.

 

Bu karikatürü çizen sanatçının toplumsal sorumsuzluğunun yanında neredeyse Gırgır – Oğuz Aral okulundan sonra paraya bel altına evrilmiş lümpenleşmiş karikatür dergilerinin kendilerini sorgulamalarının zamanının geldiği de açıkça görülüyor. Gazzeli çocukların çığlığına hangi Tel Avivli çocuğun çığlığı karışıp eşitlenmiş ki… Saldırganla kurban nasıl eşit oranda çizilebilir vb.

Görüldüğü gibi sanatla toplumsal sorumluluğu ideolojik düstur haline getirememişlerin eksik bakışı özelde karikatür genelde sanat üzerine bugünkü olayları tetiklemiştir. Bu ülkede her sanatçının Türk tarihi ve İslam tarihini bilmesinin farz olduğu da yine bu olayla bir kez daha iyice anlaşılmıştır.

Hazreti Muhammed’i öldüğü gece (Miraç Gecesi) mistik at 'Burak' üzerinde tasvir eden bu minyatür 1514te Özbekistan'da yapılmış.

Daha feci olansa Leman binası önündeki güruhun ‘Kahrolsun Kemalistler!’ sloganlarıdır. Leman dergisi yazar-çizerlerinin ne kadar Kemalist oldukları tartışma götürür. Olsa olsa ‘Selöcü’dürler.

Çünkü Kemalistler bir ülkeyi Hıristiyan müstevlilerden kurtaracak, devamında yeni bir devlet yaratacak ve o devlete İmam Hatip Liseleri, Diyanet İşleri gibi resmi kurumları kuracak kadar toplumsal sorumluluk sahibi, ayakları yere basan ciddiyette sağlam kişilerdir.

Leman dergisi binasında tam tam töreni yapan güruha anımsatma: Kuranı Kerim’de 24 peygamberin adı geçmekte bu peygamberler arasında Musa’nın adı tam 124 kez tekrarlanmaktadır. Musa’ya bu cömertliğe karşın sevgili peygamberimiz Hazreti Muhammed’in adı 4 kez (yazıyla dört) ancak yer bulmaktadır.

Muhammed, Hira Mağarasında Cebraille ilk kez karşılaşıyor; Raşideddin Tebrizi’nin 1307 tarihli ‘Dünya Tarihi’ kitabından.

Ayrıca Hazreti Muhammed, başta İran olmak üzere Osmanlı minyatürlerinde de yüzü açık resmedilmiştir.

Kuran’ı Kerim’de bu konuyla ilgili bir yasak söz konusu değildir. Ne var ki bir takım sahabelerin Müslümanlık öncesi puta tapanlar dönemine dönülme endişesi nedeniyle resim ve heykelin dinimizce yasaklandığını söyledikleri de iddia edilmektedir. Çağımız görsel çağ, dijital çağ; bu ne kadar geçerlidir din alimlerinin tartışması gereken konudur.

Bu nedenle koparılan fırtına yersizdir.

Hz. Muhammed ve yanındaki iki melek, Mekke halkına görünüyor. Minyatürün orjinali 8. Yüzyıldan, 18. Yüzyılda Osmanlı döneminde kopyalanmış.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın X hesabından Leman çizerleri ve yöneticileri karga tulumba yakalanmalarının görüntülerini sert bir dille yayınlaması bir Madımak faciasının daha yaşanabileceği kaygısından olabilir, göstericileri ‘susun işte faillerin tümünü yakaladık’ anlamında bir paylaşım olabilir.

Sayın Yerlikaya’nın, Madımak oteli katliamını yapanların da günler boyu süren taviz ve okşamalardan pek anlamadıklarını anımsaması ve dergi önündeki elebaşılarının en az karikatür sanatçısı kadar ters kelepçeyi hak ettiklerini bilmesi gerekir.

Muhammed peygamber Miraç gecesi kendisinden evvel ölen (gelen) peygamberlerle tanışıyor. 1436, Afganistan.

İktidarın bu denli ‘göstere göstere’ sert tepkisinin diğer –ve asıl– nedeni kapak karikatürü olabilir: Fatih Altaylı’nın boş koltuğunu gözaltına alan oldukça kaba saba çizilmiş (oysa son kuşak polislerimiz oldukça kültürlü ve nazik insanlardır; çıkınca Altaylı da bunu anlatacaktır) polisler gerçekten irkiltici.

Tabi iktidar kanadı için Altaylı’ya bu denli sahip çıkmak daha da irkilticidir!

Daha daha irkiltici olansa iktidarın tepetaklak giden oy sayısını bu tür bahanelerle özüne dönüp gittikçe radikalleşerek ve devlet terörüyle kapatmaya çalışma olasılığıdır.

Tüm toplum kesimleri için daha daha daha irkiltici olansa  gidici AKP iktidarından sonra geride kalan semirmiş bu radikal İslamcı gruplarla nasıl baş edileceğini düşünmektir.

Tevrat İncil (Eski ve Yeni Ahit) Kur'an Prof. Dr. Mehmet Bayrakdar'ın Üç Dinin Tarihi kitabı...

Edebudsman

ÖNCEKİ YAZI

Benzer İçerikler