Celal Karaca ile ‘Aramızda Kalmasın’
5 Ekim 2003’te, henüz 4-5 aydır karikatürcüsü olduğum Cumhuriyet’te, İlhan Selçuk, Erzincan’da yayınlanan bir edebiyat dergisinden söz etmişt: ‘Le Poete Travaille’, yani “Şair Çalışıyor”… Ustanın bu güzel yazısının hiç olmasa son bölümünü buraya almasam olmaz: (…) “Kan revan içinde yaşayan Türkiyemizde çok şükür insan güzelliği tükenmiyor… Erzincan’da bir kuş var… Kanadında gümüş var… Yalnız Erzincan’da mı?.. Anadolu, yaşamın güzelliğine geçmişinde aşılanmış bir güncel tarihtir; geleceğin mutluluğu kaçınılmaz yazgımız gibidir… Niçin?.. Çünkü şair çalışıyor.” Edebiyatseverliğin de dereceleri var belki, belki de bu bir kusurdur ama “Şair Çalışıyor” dergisini öncesinde duymamıştım. Trabzon’da yayınlanan ‘Kıyı’ dergisini hasbelkader elime geçtikçe karıştırıyordum, o kadar… Öylesi bihaber yıllarımda bir gün telefonum çaldı. “Röportajcı çalışıyor” diyebilirsiniz; arayan Celal Karaca idi… “Samsun-Havza’da çıkan ‘Tersakan’ isimli bir gazete için İstanbul’da yaşayan Samsunlu sanatçılarla röportajlar yapıyorum, bize zaman ayırır mısınız” diye sordu. Sözleşip buluştuğumuz gün, aralıksız sürdürdüğümüz dostluğumuzun ilk günü olmuştu: Celal Karaca, “Türkiyemizde insan güzelliğinin tükenmezliğinin kanıtı” gibi yaptığı onlarca röportajı bavuluna doldurup yeniden döndüğü memleketi Bafra’da hemen kollarını sıvar, ‘Edebiyat Nöbeti’ adını verdiği bir dergi çıkarır. Her sayısını izlediğim, kimi sayılarına çizgilerimle katkıda bulunduğum Edebiyat Nöbeti sayesinde Anadolu’da edebiyat dergiciliğinin çilesine tanık oluyorum... Celal Karaca’nın ağzından dinlediğinizde istemeden güldüğünüz acıklı ayrıntılardan biri, şiiri dergide yayınlan(a)madığı için yıllık abonelik ücretini geriye isteyen “hevesi var yeteneği yok” okurun mektubu örneğin… Başka bir örnek mi diyorsunuz, buyurun; ‘Dosya Konusu’ seçilen bir yazarımızı, sadece kendisinin önemsediği dünya görüşüne karşıt varsaydığı için dergiyle ilişkisini kestiğini duyuran okur… Daha neler neler… Öte yandan, dövize bağlı artan kağıt fiyatları… Posta ücretinin dergi satış fiyatını aştığından söz etmiyorum bile! Celal Karaca cenneti garantilemek uğruna değil, bu dünyayı da cennet yapmak uğruna çile çekmeye gönüllü bir edebiyat keşişi gibi çırpınırken çoktan hak ettiği ödülü Bilgi Yayınevi’nden aldı şükür. Yayınevi’nin genç ve değerbilir yeni yönetimi, Celal’in Tersakan gazetesi için zamanında yaptığı röportajlardan bir seçkiyi 2024’te kitap olarak yayınladı… Dostum Celal’in onlarca huriye, coşkun şarap ırmaklarına bin defa yeğleyeceği bir armağandı bu kitap! ‘Aramızda Kalmasın’ adlı bu önemli seçkide, 44 sanat insanıyla yüz yüze yapılan röportajlardaki isimlerin bazılarına bakar mısınız: Attila İlhan, Vedat Günyol, Vedat Türkali, Rasih Nuri İleri, Vüs’at O. Bener, Orhan Taylan, Tuncer Cücenoğlu, Ahmet Yıldız, Bedri Koraman, Semih Poroy, Behiç Ak… Tozlu raflardan kurtarılıp gün ışığına yeniden çıkan bu röportajlar okurlar için de bir başucu kitabı olarak armağana dönüştü. ‘Aramızda Kalmasın’ın okurlardan gördüğü haklı ilgi nedeniyle önümüzdeki günlerde “Genişletilmiş 2. Baskısını” göreceğiz belki de. Ne güzel… Kitapta bendenize de ayrılmış bir bölümün olduğunu not olarak düşeyim buraya… Aynı zamanda “ilk sayı koleksiyoncusu”, çalışkan dostum Celal Karaca, Evrensel gazetesinde Kadir İncesu ile kitabıyla ilgili yaptığı röportajı bakın nasıl bitiriyor: “Elimdeki sanat-edebiyat dergisi ilk sayı adeti şimdilik 1605. 9. Karadeniz Kitap Fuarında TÜYAP yöneticilerinden Sunay Girgin ve Gözde Ocak Baştımar ile mini bir toplantı yaptık. Bu ilk sayı koleksiyonumda bulunan, Samsun’da yayınlanan sanat-edebiyat dergilerinin ilk sayılarından bir sergi planladık. Bu yıl TÜYAP Karadeniz Kitap Fuarının10.yılı. Anlamlı bir sergi olacak. Dergicilik üzerine iki çalışma yapıyorum. ‘Türkiye’de Yayınlanan Sanat/Edebiyat Dergileri Sözlüğü’ üzerine çalışıyorum. Bu çalışmam sanat edebiyat dergiciliğimizin ilk sayısından bugüne kadar yayınlanan dergileri kapsamaktadır. Ayrıca ‘Samsun’da Edebiyat Dergiciliğinin Tarihi’ üzerine de bir kitap çalışması içindeyim.” Anadolu, yaşamın güzelliğine geçmişinde aşılanmış bir güncel tarihtir; geleceğin mutluluğu kaçınılmaz yazgımız gibidir… Niçin? Çünkü edebiyatçı nöbette. Mustafa Bilgin
Gercekedebiyat.com