Yazarımız Kaan Turhan intihar etti...
Yazar dostumuz Kaan Turhan'ı kaybettik. Son haberlere göre ormanlık alana motorsikletiyle gidip intihar etmiş. Cesedi beş gün sonra Edremit'in kırsal Hacıaslanlar Mahallesi Meşelik Mevkiinde ölü olarak bulundu. Gazetelerin yazdığına göre Hacıaslanlar Mahallesinde ormanlık alanda ceset bulunduğu ihbarı alınmasına üzerine yapılan araştırmada, Meşelik Mevkiinde Kaan Turhan'ın cesedi ve yanında tabanca ve 1 adet boş kovan bulundu. Kanar Doğam Yoksuldur Yazmanın Endişesi: Erendiz Atasü Ahmet Yıldız
Tam bir şir şair ölümü. Üzen, yürek yakan, kavuran.
Politik bir reddiye değildi intiharı yalnızca; edebiyat ortamına, kültür sanat ortamına da bir reddiyeydi.
Emperyalizme ve gericiliğe karşı mücadelenin uzun soluklu olduğunu bilecek düzeydeydi. Her ne kadar tehdit edildiğini son mektubunda belirtsede o, Uğur Mumcu bilincindeydi.
Üzücü olan yayınlayamaması, yeteneğini, yaratma gücünü kullanamamasıyıdı. Yeteneklerini değerlendireceği tüm alanlar kapatıldı. Sistem kültür sanat ortamı kendinden olmayanı yok sayan bir faşizanlıktaydı çünkü.
Bu tür ortamlarda yeteneğin bir aralık bulup yeşerebilmesinin milyonda bir şans olacağını,ortamın ortalama yeteneklere açık olduğunu, yayınevlerinin başlarının subaşılarca tutulduğunu bilmiyordu.
Kaan "yoruldum anne" dedi geride bıraktığı mektubunda; buna itiraz etti, bu karanlığa karşı gelmek istedi biraz da.
Epey yazı göndermiş gerçekedebiyat'a. Şiir-öykü-eleştiri... Ben edebiyatın değişik dallarında yazanlara pek yakın değilim. Ama Kaan'ı kıramamışım hiç. Hem eleştirilerini hem öyküsünü hem şiirini yayınlamışım. Gerçekten her biri ayrı kalitedeydi.
Bir tek, sanırım bir buçuk yıl önceydi, "Veysel Çolak Eleştirisi" yazmıştı. Yayınlamak için uygun bulmamıştım. "Sitem" adıyla mail atmıştı bu kez. Oturup yazısını düzelttim. Ama düzeltme önerimi kabul etmedi. Edebiyat eleştirisi diğer eleştirilere benzemez yollu epey mektuplaştık. Yazısı gerçekten dağınıktı. Haksız yargılar vardı.
Sonra kesti yazışmayı. Epey uğraştım anlatmak caydırmak için ama ses vermedi. Eleştirmenlere karşı zaafım vardır; hep hoşgörülü eli açığım. Ama başaramamıştım. Yüzyüze görüşmede konuşmayı beklemiştim olmadı.
Dergi çıkardı. Ona sormadan haberini yaptım. En son iki ay önce tekrar yazı gönderdi. Yayınladım. Vicdan azabım yok ama bir suçum var mı olandan diye üzülmedim değil. Onu yok sayan sıkıştıran sistemin bir parçası olmadım ben.
Şimdi bakınca epey yazı şiir yayınlamışım Kaan'dan. Ancak bunu yapabilmişim. "Divan Şiiri Muhafazakar mı" yazısı 15 bin okunmuş baktıl şimdi.
İlk, Devşirme Gençlik ve Sivil Casus kitaplarıyla tanımıştım. Bu tüd kitahlar yoğun inceleme işiydi. Yaşlı olgun birisi sandığım yazar genç bir aydın çıkmıştı. Hayati Baki'nin öğrencisiydi. Sevgiyle gururla söz ederdi Hayati Baki. Biz de seviyoruz derdim.
Buluşmak üzere kardeşim.
Kaan Turhan'ın sitemizde yazı ve şiirleri...
Erendiz Atasü'nün "Hayat ve Roman"ı
Divan Edebiyatı Muhafazakâr mı?
Osmanlıca Ölüsünden Türkçe’ye
Sahte Şiir Ödülüne Hangi Şairler Katıldı!
Miraç’ı Yaşatmak
GERCEKEDEBİYAT.COM
YORUMLAR