Varoluşun anlatıcısı: Gürol Sözen
Yücel Çağlar başladığı 'Ülkemizin kültürel anıtlarından' yazı dizisinin ilkinde yaşayan önemli kültür insanlarımızdan, ressam, yazar, heykeltraş, sanat tarihçisi Gürol Sözen'i anlatıyor.
“Bir toplum ancak kendi kültürü ve sanatı ile var olabilir. Kendi topraklarını, gerçeğini, suyunu, bulutunu, ağacını, çiçeğini, türküsünü, kuşunu kurdunu didikleyerek, özümseyerek var olabilir.”[1] “- Bu alıntı kimden?” desem, kaç okur doğru yanıt verebilir acaba? Umarım çoğu okur bu son derece anlamlı saptamayı anımsayacaktır. Yanılmazsam ne denli sevinirim, bilemezsiniz… Çünkü çoğu okur yazarımız, haydi daha açık söyleyeyim, aydınımız çok ayrıştırıcı; uzmanı olduğu sandığı alana ilişkin bilgiyi başka bir alandaki bilgisel üretimlerden ayrı olarak ele alma çabasında çünkü. Oysa Hegel’in ünlü önermesini anımsarsınız: “Gerçek bütündür!” Nedense bu yalın gerçeklik bilenlerce bile çoğunlukla görmezden geliniyor. Mesleğim gereği yıllardır uğraş verdiğim alana ilişkin bu türden olumsuzlukları çokça gözlemleyen bir yurttaşınız olarak ısrarla bütünsel, ilişkisel sorgulamaları, tartışmaları öneriyor; deyim yerindeyse “tek ağacı gözlemlerken ormanı da görebilmenin” gereğini vurguluyorum. Bu nedenle ressam, yazar, sanat tarihçisi bilgelerimizden Gürol Sözen’in yukarıya aktardığım sözlerini de çok yol açıcı buluyorum. Yalnızca bu sözlerini mi, hayır: Onun Cumhuriyet Kitap’ta (10 Kasım 2022) Sayın Gamze Akdemir’in yerinde sorularıyla ilerleyen söyleşisinden buraya aktarabileceğim o denli çok söz var ki… İşte onlardan birisi daha: “Öylesine bir coğrafya ki Anadolu yazılmamış, söylenmemiş, dillendirilmemiş o denli çok şey var ki üzülüyorum! Yeterli değil üzülmem; deliler gibi bağırmak geçiyor içimde. Metin Sözen* öyle bir tanımlama yapmış ki ‘Biz, bizler bu toprakların ev sahibi mi yoka kötü bir kiracısı mıyız.’ Her yerde dillendiriyorum. Cehl rüzgarına kapılmış, sırıtarak dört nala gidiyoruz. Ama bu atlar, Kurtuluş Savaşı’mızın atlıları değil…” Aman Tanrım! Gerçekçilik, yazıklanma, hüzün, öfke hep birlikte ancak bu denli kısa bir anlatımla söze dönüştürülebilir. Toprakların, suların bulutların, ağaçların, çiçeklerin, türkülerin, kuşların, kurtların, renklerin, maviliklerin, sözlerin, çizgilerin; kısacası tüm güzelliklerin sözcüsü Gürol Sözen’in şiirleri, resimleri, anlatılarıyla neredeyse otuz yıllık bir tanışıklığım var... Önce Akbank, sonra İş Bankası yayınları arasında çıkan “Ege’den Akdeniz’e Mavi Uygarlık” başlıklı görkemli yapıtına ilişkin bir söyleşi de yine Cumhuriyet Kitap’ta yayımlanmıştı. O gün bugündür o söyleşisinde öne sürdüğü şu değerlendirmeyi ne çok aktarmışımdır2: “Doğayı ben ağaçlar, çiçekler, böcekler olarak görmüyorum. Doğanın yok edilmesi ağacın, suların yok edilmesiyle ilgili değil. Bu insanoğlunun hüznünü ve kısa süreli mutluluklarla beraber ışığın, renklerin, müziğin, şiirin, hatta tragedyanın, bu doğrultuda masalların da yok edilmesi anlamını taşıyor.” Öte yandan, Gürol Sözen’i varoluşun yalnızca hem tarihçisi hem betimleyicisi hem de sözcüsü olarak nitelemek gerçekte çok eksiktir. O aynı zamanda varoluşun yeniden yeniden ve yeniden yaratıcısıdır da. Benim ne yazık ki yalnızca üçünü kavrayabildiğim bu yetileriyle sunduğu yapıtları bizi bize tanıtıyor; daha doğru bir söyleyişle nedense bir türlü gerektiğince tanıyamadığımız Anadolu’yu. 28 Ekim-27 Kasım 2022 tarihleri arasında Ankara’da Çankaya Belediyesi Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde “1919-1923 Destan ve Onlar” başlığıyla açtığı son sergiyle bu kez Mustafa Kemal ve yoldaşlarıyla, atlarıyla, kadınlarıyla, kağnılarıyla, şiirleri ve yazılarıyla Kurtuluş Savaşımızı insancıl boyutlarıyla da içselleştirmemizi katkıda bulunuyor. Çankaya Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü’nde Dr. Ethem Torunoğlu, Seda Çeliktaş Kazak, Arzu Özkan, Döndü Özkök ile Selcen Korkmaz’dan oluşan “Gürol Sözen Destan ve Onlar Sergisi Çalışma Grubu” ile Proje Danışmanı Prof. Dr. Kıymet Giray, “küratör” Dr. Meltem Giray “Grafik Tasarımcısı” Hakan Dölarslan, yanı sıra, “Fotoğraf Sanatçısı” Suat Eman’ın katkılarıyla hazırlanan kitap, “sergi kataloğu” olmanın çok ötesinde bir başyapıt olmuş bence. Kitap Gürol Sözen’in resimleri, yine onun şiirlerinin yanı sıra Nazım Hikmet, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Ceyhun Atuf Kansu, Yunus Emre’nin şiirlerinden alıntılar ve Anadolu halk deyişleriyle bezenmiş. Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen’in sunusuyla başlayan kitaba Prof. Dr. Kıymet Giray ile Prof. Dr. Nihat Falay da yazılarıyla katkıda bulunmuş. Kitapta Gürol Sözen’in deyimin tam anlamıyla “yaratıcılığın daniskası” resimleri neredeyse özgün biçimleri gibi görselleştirilerek özenle basılmış. İçinde bulunduğumuz şu giderek kararan günlerde bir yandan içimizi ısıtıp umutlandırıyor bir yandan da kızgınlıklarımızı besliyor. En iyisi sözü Gürol Sözen’e bırakarak bitireyim ve bir dilekte bulunayım3: “…Yer altı ile yer üstünü ölüm ve dirim arasında çarpışarak geçiren; dün, bugün ve yarınları bir güvercin kanadında sunan “…onlar ve onlar ve onlar ve Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının rüzgarlanan ölüm fermanını, oyalı yazması içinde sarıp sarmalayıp bizlere armağan eden onlara da teşekkürler…” Gerçekleştirilmesi çok kolay dileğimse şöyle: “1919-2023 Destan ve Onlar”ın tez zamanda isteyen herkesin ulaşabileceği biçimde kitaplaştırılması… Benden anımsatması: “Dileyenin bir yüzü kara…” * Hâlâ tanımayanlar var mıdır, bilmiyorum: Prof. Dr. Metin Sözen mimardır. ÇEKÜL Vakfı’nın kurucu ve yöneticilerindendir. Başta TBMM Başkanlığı “Üstün Hizmet Ödülü”, Kültür ve Turizm Bakanlığı “Koruma Onur Ödülü”, Vakıflar Genel Müdürlüğü “Vakıf İnsan Ödülü”, “Ağa Han Mimarlık Ödülü” ile Kültür ve Turizm Bakanlığı “Kültür ve Sanat Büyük Ödülü”, Tarihi Kentler Birliğine adına da “Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü” olmak üzere çok sayıda ödülün sahibi aydınımızdır. [1] Gamze Özdemir; “Usta Ressam, yazar ve sanat tarihçisi Gürol Sözen’den ‘1919-23 Destan ve Onlar”, Cumhuriyet Kitap, 10 Kasım 2022, Sayfa 10. 2 Cumhuriyet Gazetesi’nin Kitap ekinde Gürol SÖZEN ile “Ege’den Akdeniz’e Mavi Uygarlık” adıyla yayımlanan kitabıyla ilgili olarak yapılan söyleşi, 21 Mart 1996. 3 Gürol Sözen, 1919-1923 Desten ve Onlar, Çankaya Belediyesi, Ankara, 2022, Sayfa 209. Yücel Çağlar
Gerçekedebiyat.com
YORUMLAR