Soğuk Dor Taşlarına Kuzeyin / Ergül Çetin
buzdan bir zamanın gövdesine oyduğun bedenim boşlukta asılı durur çan gibi ortasında göğün kirpiklerimde kristal kırağılar –uyur uyanık– kim bilir kaç yazın yangınından arta kalan buz tuttum da çağlar öncesi sana eriyorum böyle azar azar örümcek ağlarına takılıp kalmış bir böcek gibi kurumuş, içi boşalmış, seni bekliyorum öyle, bir çöl çekirgesiyim ki ben seçilmez rengim süreğen çölün kum rengi gözlerinden. bizi buzdan bir zamana nişanlayan bu yüzük kristal bir yalnızlığın gövdesini deşerek gümüş bir yalnızlığı parlatır kalbimde karangu bir zamana, ahşap bir zamana, katran bir zamana zakkum bir zamana, eflatun bir zamana. bizi donmuş bir zamana nişanlayan bu yüzük saray avlusuna düşen güvercin gibi şaşkın, yüksek atlarıyla zamanın bambaşka bir çağdan gelmiş gibiyizdir bir yangının ortasına, kumdan bir zamana, kandan bir zamana. taştan bir zamanın gövdesine oy beni soğuk dor taşlarına kuzeyin. Ergül Çetin Gerçekedebiyat.com
YORUMLAR