Parabasis / Cemil Atmaca
Bir metronun içerisinde çevirisi kötü kitaplar okurken buluyorum bazen kendimi.
Ya da odamda; dilini bilmediğim şarkılar dinlerken, alt yazısına yetişemediğim filmler izlerken.
"Neredeyim?" sorusunu sık sık soruyum.
Arada sırada "Ne yapacağım?" dediğim de oluyor.
Ve daha birçok soru...
Kimi zaman kirpiklerimle soyağacı çiziyorum.
Alev püskürten kalemimle soyağacımın çizgilerini belirginleştiriyorum.
"Nereden geldim?"
Bir bilsem...
Çevirisi kötü kitaplar okurken yaşlılara yer vermiyorum.
Kalıplaşmış her şeyi reddediyorum.
Öğrendiğim her şey kalıplaşıyor.
Buzu reddediyorum!
Keki reddediyorum!
Joleli saçları reddediyorum!
Ayakkabıları, merdivenleri, sebzeleri...
Dondurmaları da reddediyorum!
Reddetmek kalıplaşınca onu da reddeceğim!
Dilini bilmediğim şarkılar dinlerken, kıvırcık saçlar ve ters takılmış şapkalar görüyorum.
Masama davet ediyor, hesabı onlara kitliyorum.
Sonuçta döviz kuru ve serbest piyasa denilen şeyler var.
Sömürü düzeni...
Alt yazısına yetişemediğim filmleri ise sırf alt yazısına yetişememek için izliyorum.
O kadar.
Şimdi uykuya dalmam gerekiyor.
Uyandıktan sonra, şiire benzemeyen şiirler yazmaya devam ederim belki,
Bilemiyorum
Buna, çarşafın içinde dönmeye çalışan tütünüm karar verecek.
Cemil Atmaca
GERCEKEDEBİYAT.COM
YORUMLAR