Aşk mı Dedin Sadakat Çiçeği / Adil Yılmaz
Sabah kalkar kalkmaz koşmaktır umuda aşk ,
elini çabuk tut, geç kalmaya, ihmale gelmez aşk
sakın unutma söylediklerimi, kalmasın evde, kuşan bütün rollerini
örneğin, kolalı beyaz hassa gömleğini giymelisin,
aşk lekeyi kaldırmaz,
nar çiçeği kravatını ipek ütülü tak ve geç aynanın karşısına olur mu efem
bütün randevuları bilmektir aşk örneğin, bir kitabın sayfalarını kımıldat,
bir bıçağın ağzı nasıl bilenir çarkçıya sor,
aşkın puştları da çok olur bilir misin sen, çıkar ansızın karşına,
öyle çocukça saf bir gülüş değildir , pususunda it enikleridir bazen aşk,
kanadığında Eskişehir sokakları nasıl ıssız,
tek başına kalmış bir Ali İhsan'dır aşk!...
Aşk diyorum aşk bütün randevuları kolladığında güler ancak
örneğin bir meydana zamanında yetişmektir aşk,
bir öpüşü sırasında kondurmak,
bir siklamen çiçeğine su vermek bazen; bilir misin
yeniyetme bir kızın zarif parmakları arasına sıkışmadan önce
ne emeklerle büyüdüğünü aşkın;
daha az önce gördüm onu, sanırsın saksıda bir metro treni,
seni bekliyor pembe bir gülüş, nasıl olur tekin?
Değil öyle; sığmaz senin bildiğin aşka bu aşk ,
bu utanacak bir şey değil,
ne de saklanacak; gururla, ezilip büzülmeden, ürkmeden
alın açıklığıyla ben buyum, buradayım, bak bakabildiğince,
sar sarabildiğince, dokun, okşa, cömertçe doyasıya
açtım işte sana taç yapraklarımı
diyebilme cüretinin iyesi bir aşk!
Şaştın değil mi, nasıl olur böyle özgür bir aşk,
hem çiçeği burnunda yeniyetme bir kızın saçlarında taradığı dizelerini
bir şairin, pembe pelüş bir kumaşla sarılı bir şiirdir aşk!..
Buyur katla cebine koy, ama unutma,
bir büyük yüreği var sana onu verenin!
Bilmek ister misin tanıtayım; çünkü onu unutturmak isteyenler var sana!...
Bu çağlayan ses, bu tükenmez nefes, bu özlem,
bu düş gökyüzü altında enfes mi enfes,
bu sere serpe özgüven nerden geldi bize,
hiç sordun mu, kaynağı ne?
Hiç dedin mi, kendi kendine, ben büyük bir nehrin kollarıyım;
hayır, demedin! bu ne büyük ayıp, ne ihmal, ne nankörlük?
Hiç düşündün mü, neden erişemedin erincine?
Bak dostum, önce şunu öğrenmelisin;
ben akacaksam bir sevda uğruna bir aşkla
o yatakta, kucaklayarak koca bir coğrafyayı ,
tarih olmaya adar kendimi öyle akarım,
sadakati bilmeyen bir eylemin ne alkışını tutar,
ne altına imzamı atarım!..
Çünkü aşk sadakattir;
geçmişe sadakati olmayanın geleceğe hiç olmaz!...
Adil Yılmaz
GERCEKEDEBİYAT.COM
YORUMLAR