Son Dakika



Vladimir Mayakovski, Sergey Yesenin'in intiharı üzerine, olayın etkisi henüz tazeyken, toplumun kendisinden konuyla ilgili bir şiir beklediğini anlatır.

Devrimci şair, canına kıymak gibi devrimci değerlere aykırı bir eylemi ve çok iyi tanınan, sevilen bir şair kimliğini kısa sürede şiirle nasıl bağdaştıracaktı?

Mayakovski işin en sıkıntılı yanını şöyle anlatır:

"Nesne ya da olay ne denli büyük olursa ondan o denli uzaklaşmamız gerekir. Zayıf kişiler zamanı bekler; olayı anlatabilmek için ne denli beklemek gerekiyorsa o denli beklerler; oysa güçlü kişiler ileriye doğru koşar, olayı ortada yakalar ve kendilerine yaklaştırırlar." Ardından ekliyor, "Zaman ve yer perspektifi bulunmadığında, hiç değilse zihinsel uzaklaşmayı sağlayabilmek gerekir."

Nazım Hikmet de Nazilerin idam ettiği Rus partizan Tanya (Zoya) için en güzel şiirlerinden birini, gerekli bilgiyi gazete haberinden edinerek güncelin içinde yazmıştı. Aleksandır Puşkin'in kumpas bir düelloda öldürülüşünü Mihail Yuryeviç Lermontov
, "Şair öldü!" şiiriyle,  Çar'ın acımasız sürgününü göze alarak sıcağı sıcağına dile getirdiğinde benzer süreci yaşamış olmalı.

DIŞSAL BUYRUK, İÇSEL DENETİM

12 Eylül'e giden süreçte tanığı olduğum kanlı olaylardan Ergenekon tertibine, vatan savaşımızın çeşitli cephelerine ve son NATO - FETÖ darbe girişimine kadar onlarca büyük olayı şiirle bağdaştırıp yükseltirken benzer sıkıntıları fazlasıyla yaşadığımı söyleyebilirim.

Zor olan, büyük boyutlarda gelişen olayları güncel yatağından, kendi sonlu yazgısından alıp tarihsel yolda sonsuzlaştırmaktır. Başarılı olabilmek için toplumsal gizli buyruğun emrinde olan şairin ortaya koyacağı yapıtın, kendi içsel bilinç, namus ve vicdanının denetiminden geçmesi zorunluluğudur. Kuşku yok ki yapıt,  ancak ve ancak yaratıcı koşulların bu dışsal (toplumsal) ve içsel birlikteliğinin sanatsal esinin içinden geçmesiyle başarıya ulaşabilir.

ALİ TATAR KOÇAKLAMASI

Bugün Ergenekon - Balyoz kumpası sürecinde yaşamını yitiren kahramanlar  iadeyi itibar ile şehit kabul ediliyor. O şehitlerden onur intiharına mecbur edilen Yarbay Ali Tatar'ın kendi kafasına sıktığı kurşun vicdanları sarsmıştı. Toplum vicdanı  gizli buyruğunu bir kez daha gönderiyordu. Gerekli hazırlıklardan hemen sonra  ortaya çıkan Ali Tatar Koçaklaması'yla, bana verilen sorumluluğu dünyayla paylaştım. Aydınlık'ta yayımlandı. Şiiri ailesi ve sevenleriyle birlikte ölüm yıldönümünde şehidimizin Karşıyaka'daki mezarı başında okumuştum.

"Kavganın dışına düşen delidir,
Gün olur, vur emri yürekten gelir,
Özü kızgın kordan, kovanı o nurdandır. 
Dağlar adam tartar, yedi derya eğilir,
Al gülün kızıllığı içinden gelir."
 
Başından beri bu kanlı oyunun bir Amerikan planı olduğunu haykırdık. İşte o süreçte E. Albay Abdülkerim Kırca da,  faşist baskılara dayanamayıp onur intiharına sürüklenmişti. O yıllarda işbirlikçi hainler "mermiye kafa attı" diye alay ettiler. Şair ise NATO - FETÖ kumpasıyla tutsak edilenlerin yiğitliğine, dürüstlüğüne kefil oldu. Şiirin özü biçimini bulmuştu: "Al gülün kızıllığı içinden gelir!" 

Unutmayalım ki, kumpas sürecinde halka korku salınmıştı. Bırakın haklının yanında yer almayı onu savunmayı; anlı şanlı yazarlar, şairler telefonlarımıza çıkmadılar. Yanlışlıkla çıkanlar ise "Bizim darbecilerle işimiz olmaz!" diye kestirip attılar.

ŞİİR YİNE HAKLI ÇIKTI

Dün en ağır suçlarla itham edilip cezalandırılanların bugün suçsuzluğu, kahramanlığı teslim edildi. Şiir yine haklı çıktı. Çünkü şair haklı olana zamanında sahip çıktı. Böylece şiir haklının sonlu eylemini sonsuzlaştırdı.
 
"Şiirin Zaferi" yazımızla şiir sanatının toplumsal savaşımdaki önemine işaret etmiş, Şairin Emeği köşesinde yayımlanan "Büyük Rus milletinden özür" şiiriyle bunu ortaya koymuştuk. Türkiye - Rusya ilişkilerindeki olumlu gelişmeler şiirin ne kadar haklı olduğunu gösterdi.
 
Şiir, yıkımlarla dolu ağır ve kanlı Ergenekon - Balyoz kumpası sürecinde tanıklığın ötesine geçti... Haklının safında yerini aldı. Şairin de içinde var olduğu mücadele, şiirin zaferiyle bir kez daha taçlandı. Yükselen Asya'nın devrimci şairleri her zaman haklı çıkan şiirleriyle umudu sonsuzlaştırmayı sürdürecektir. 




ŞİİRİN YARGISI ADİLDİR...

 
Şairin kişisel adilliğine değil, fakat şiirin evrensel adilliğine kefil olabiliriz. Çünkü şiirsel yargı hangi şairin dilinden çıkarsa çıksın, kendi özgül yasalarıyla ulaştığı gerçeklikten kaynaklanır ve hakikati bize sanatın diliyle bildirir.
 
Olayları, olguları kendi sanatsal yasaları içinde kavrayan şiir, derin bir sezgi ve sağlam bir etikle gerçekliğin ardına düşer. O nedenle, insanın yetkinleşme mücadelesine güç katan şiirin vereceği yargı toplumun ortak duygularını, karşı durulmaz bir biçimde ortaya koyar. Elbette bu nedenle, topluma musallat edilen gerici ideoloji, karşısında önce şiiri bulur. Çünkü şair haber verendir, insanlığın gittiği yolu aydınlatır. Bu nedenle şairler her dönem kumpasçıların, saman altından su yürütenlerin korkulu rüyası olmuştur.
 
ŞİİRE DAYANAN YARGI
 
Bundan yaklaşık on yıl önce bir ziyaret için Erzurum'daydım. Bu tarihi kentimiz ne yazık ki adım adım koyu bir yobaz karanlığına itilmişti. Yürürken tarikatların, cemaatlerin karanlık bakışlarını üzerinizde hissediyorsunuz. "Sana ne yaptılar Erzurum" diye  düşünerek Çifte Minarelere doğru kaygıyla yürürken bir esnafımız önümü kesti.  Biraz sohbet için beni nazikçe çay içmeye davet etti. Başörtülü kızları küçük yazıhaneye çaylarımızı getirirken o, önündeki bilgisayardan Doğu Tabletleri, Hz. Muhammet şiirini açtı. Böyle bir şey beklemiyordum. Şiiri Mesut Mertcan'ın özgün yorumuyla kıpırdamadan dinledik.
 
"Çok etkilendim, hocam," dedi, "Çok derinden anlatmışsınız, gereksiz süslerden arındırmışsınız Peygamberimizi. İzin verirseniz size bir şey soracağım." Buyurun, sorun dedim. Heyecanla, "Şiirin belli bir yerinden sonra, Fetullah Gülen'i kast ettiğiniz anlaşılıyor," dedi, "Ben bu takımı Erzurum'da yakından tanırım, ama siz bu yargılara nasıl vardınız? Son iki mısra allak bullak ediyor beni. Bu yargınızı neye dayandırıyorsunuz?" Ardından şiirin o bölümü kendisi ezberinden okudu:
 
"Onun dostu puşttandır, kurusu yaştandır, yüreği haçtandır:
Boynunda hurma lifinden bükülmüş bir kement,
Amerika’ya kadar gider de Erzurum’a gidemez, neden,
Teksaslı çavuşa güvenir de Mehmetçiğe güvenmez?
Birden gürledi Asya’nın en büyük oğlu Muhammet Mehmet:
Zalime uşaklık eden, zalimden dilesin medet!"

 
Soruya yanıtım kısaydı: "Gördüğünüz gibi yargımı şiire dayandırıyorum! Ben demiyorum, şiir diyor," dedim. Birlikte gülümsedik. "Zalime hizmet edenlerin zalimden başka dostu olmaz. Sığınacak yer bulamazlar!" Temiz, inançlı gözlerle yüzüme baktı, "Doğru söylüyorsunuz," dedi, "Peki, uşak zalimden medet dileyecek duruma geldi, zalimin kendisi kime sığınacak?" Birden yanıtım şöyle oldu: "Ölüme!" Uzunca bir sessizlikten sonra Erzurumlu arkadaş, "Başka yolu yok!" diye kestirip attı. Ben şunu ekledim, "Zulüm merkezi Atlantik yıkılırken bize de çok acı verecek, ama kendisi kuduz köpek gibi ölüp gidecek!"
 
EFENDİSİNDEN MEDET DİLİYOR
 
Bu anlattıklarım on yıl önce gerçekleşti. Onca yıl geçti, efendisi üzerine titrediği aleti Fethullahçı Terör Örgütü FETÖ'yü, 15 Temmuz 2016'da ateşe sürdü. Ve FETÖ Türk milletine tosladı ve bozguna uğrayıp ezildi ve deniz bitti. Uşağın yaptığı ilk iş, ölüm korkusuyla kendi zalim efendisi ABD ve AB'den medet dilenmek oldu.
 
Pek muhterem terörist başı New York Times gazetesine yazdığı makalede, "Batılı demokrasilerin ılımlı Müslümanlara ihtiyaç duydukları bir dönemde 'hizmet' içindeki ben ve arkadaşlarım Batının yanında yer aldık. Beni Türkiye'ye teslim etmeyin!" diyerek, yalvarıp medet dilemeye başladı.
 
Bakınız, vatan hainliğine sürüklenen FETÖ sempatizanları için Doğu Tabletleri yıllar önce hangi uyarıyı yapmış:
 
"Allah nurdandı. İnsan çamurdandı. Kâbe taştandı.
Ama siz altına büründünüz, secde ettiniz uygar putlara,
Tanrı’ya teslim olduk, dediniz alçaklara eğildiniz,
Salya sülük bezirgâna kandınız, yandınız!"
 
Şiir dili adildir, şiir yargısı adildir. Şiirin kestiği parmak acır.

Hüseyin Haydar
GERCEKEDEBİYAT.COM

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)

REKLAM

ÜCRETSİZ ABONE OL

REKLAM