Memleketin Fedaileri / Mehmet Ali Yılmaz
Siz yoksanız bu hayatta
Biz niye varız ki,
Hep birlikte üflemedik mi,
Kalk borusunu?
Hep beraber gülüp
Hep beraber ağlamadık mı?
Daha ne kadar sürecek bu ayrılık,
Bilen var mı?
Şehitler geçiyor yıkıntılar arasından
Başlarındaki miğfer değil kan kırmızısı baretler
Soma’da madene inip kayboluyorlar birer-ikişer
Kudretlerinden sual olunmayanların
Yollarını gözlemiyor hiç kimse
Bizim kollarımız, bizim beynimiz yalnızca
Akan kanını durduracak ülkenin.
Yükseliyor en şanlı bulutlar
Arkalarında fırtınalar yetişti yetişecek
Güneş kollarını açmış
Soluk soluğa onları beklemekte
Ya geride bıraktığınız memleket!
Ya geride kalanlar,
Delik deşik edilmiş dağlar
Kurutulmuş ırmaklar…
Siz gideli
Ne için, kim için attığını bilmeyen yüreklerle doldu
Her gün sokaklarını arşınladığınız şehirler,
Ülke yanıyor/Dertleri değil
Acı gerçekler/Umurlarında mı?
Varsa-yoksa ikbal hesapları
Güzellemelerle küfürler yan yana
Alın teriyle dolmayınca taslar
Be hey canım memleket, ağla…
Sorma, ey Balkan dağlarından kopup gelen Kaptan
Sorma, bu mezar kimin diye
Senin, onurumuzun
Seni ne de çok severdi bu öksüz toprak
Trakya ovası,
İşte şu mezar da onun
Ağla ey güzel ülke
Toprağını toprakla örttük
Hoşça kal,
Yalnız şehitlerlesin artık
Akşamüzeri sohbetlerinde.
Mehmet Ali Yılmaz
Gerçekedebiyat.com
YORUMLAR