Köpeğini otlatan sığır ve diğerleri / Erdinç Gültekin
Köpeğini otlatan sığır ve diğerleri / Erdinç Gültekin
Bisikletin zilini üç, beş, on kez çalıyorum. Umurlarında değil. Köpeğini otlatıyor şişman kadın. İyice yavaşlıyorum yanlarından geçerken. Şişman kadın neyse, ya ötekilere ne demeli? Onlar da yolumu kesmekte. İçlerinden biri delikanlı üstelik. Sinirleniyorum. Kendi kendime konuşuyorum: On kere daha mı çalalım şu zili, diye mırıldanıyorum. Zilin sesini duymayan şişman kadın, kendi kendime konuşuşumu duyuyor. Gerekirse on kere daha çalacaksın diyor. Gerekmemesi gerek diye bağırıyorum. Ben sağırım, duymuyorum diye dalga geçiyor aklınca. Derdi, tahrik etmek. Sağır değilsin, sığırsın diyorum, içim, sesim öfke dolu. Delikanlı üstüme atılmakta gecikmiyor. Beni yere yuvarlıyor bisikletten. Sen, benim halama nasıl sığır dersin, diye bağırıyor. Bir sığırı kesebilecek güçte olan çakımı çıkarıyorum. Ben yuvarlanırken havlayan köpek çakının açılırken çıkardığı metalik sesle daha bir coşuyor. Şişman kadın: Afedersiniz, afedersiniz diyerek araya giriyor. Delikanlının renginin kış karanlığında bile uçtuğunu görüyorum. Diğer iki kadın da af dileniyor. Sürekli özür diliyorlar. Tiksiniyorum. Sanki üzerimde fareler, örümcekler dolaşıyor. Bisikletimi yerden kaldırıp ağırından küfürler ederek uzaklaşıyorum.
Erdinç Gültekin
Gerçekedebiyat.com
YORUMLAR