Uzun Haziran günü yavaş yavaş geceye dönüyordu. Yün öbeklerini andıran bulutlar arasından süzülerek caddelere ve Liffey Nehri’nin karanlık sularına şafak öncesindeki gibi ışık demetleri bırakan ay ışığının cansız parlaklığı dışında Dublin karanlığa gömülmüştü. Kuşatma altındaki Four Courts çevresinde toplar gürlüyor, kentin içinde makineli tüfeklerle tabancalar ıssız çiftliklerdeki köpeklerin havlamalarını çağrıştıran suskun aralıklarla gecenin sessizliğini bozuyordu. Cumhuriyetçiler ile Özgür Devletçiler arasında iç savaş sürüyordu.

O’Connell Köprüsü’nün yanındaki bir evin damında Cumhuriyetçilerden keskin bir nişancı tüfeği dizlerinin dibinde konuşlanmış, çevreyi gözetliyordu. Bir dürbün asılıydı boynunda. İnce yüz hatları bir öğrencininkini andırıyor, fakat gözleri kendini bir davaya adamış birinin soğuk ışıltısını yansıtıyordu. Yoğun ve derin bakan bu gözler ölüme bakmaya alışık birinin gözleriydi.

İyice acıkmış birinin hızlı ısırışlarıyla sandviçini yiyiyordu. Sabahtan bu yana hiçbir şey koymamıştı ağzına. Sandviçini bitirdi, cebinden küçük bir viski şişesi çıkarıp büyük bir yudum içti. Şişeyi cebine geri koyduktan sonra bir an durakladı. Bir sigara yakmayı düşündü, ama tehlikeli olabilirdi bu. Alev karanlıkta dikkat çekerdi. Düşmanlar vardı çevrede, her an elleri tetikte.

Tehlikeyi göze almaya karar verdi. Dudaklarına iliştirdiği sigarayı yakar yakmaz kibriti üfledi. Telaşla dumanı içine çekerken çatının kenarına bir kurşun saplandı. Adam alçak sesle küfrederek sola doğru kaydırdı bedenini. Dikkatle başını kaldırarak karşıya baktığı anda başının üzerinden bir kurşun geçti vızıldayarak. Namludan çıkan alevi görmüştü; caddenin karşısından ateş edilmişti.

Çatıda yuvarlanarak bacalardan birinin arkasına attı kendini. Gözleri çatının kenarına koşut olana dek gizlendi. Görülecek bir şey yoktu karşıda, yalnızca karşı çatının karaltısı. Düşman orada gizleniyordu.

Birden köprünün başında zırhlı bir araç belirdi. Cadde boyunca yavaşça ilerledi. Tam karşıdaki binanın önüne geldiğinde durdu. Nişancı aracın motorundan çıkan uğultuyu duyabiliyordu. Kalp atışları hızlandı. Bir düşman aracıydı bu. Ateş etmek istedi, fakat bunun yararsız olduğunu biliyordu. Atacağı mermiler o gri canavarı saran çeliği delemezdi.

Bu arada yan sokakların birinden yaşlı bir kadın çıktı. Eski püskü bir şal vardı başında. Zırhlı aracın küçük açıklığından içerideki biriyle konuşmaya başladı. Bir yandan nişancının gizlendiği çatıyı gösteriyordu eliyle. Bir muhbirdi bu.

Aracın tepesi açıldı. Omuzlarına kadar dışarı çıkan bir adam kadının gösterdiği çatıya doğru baktı. Nişancı tüfeğini omuzlayıp araca ateş etti. Araçtaki kafa yana devrildi. Kadın yan sokağa doğru kaçtı. Nişancı bir kez daha ateşledi tüfeğini. Kadın bir çığlık atarak olduğu yerde döndü ve yol kenarındaki yağmur oluğuna düştü.   

Nişancı daha kendini gizlemeye fırsat bulamadan karşıdan bir patlama sesi geldi. Adam sarsılarak tüfeğini düşürürken bir küfür çıktı ağzından. Tüfek takırtılı sesler çıkararak çatıda yuvarlandı. Nişancı tüfeğini almak için eğildi, ama elini tüfeğe götüremedi. Sağ kolu duyarsızlaşmıştı. ‘Vuruldum,” diye mırıldandı.

Kendini yüzüstü yere bıraktı; bacaya doğru sürükledi bedenini. Sol eliyle sağ kolunu yokladı. Paltosunun yeninden kan sızıyordu. Acı duymuyordu, sadece kesilip atılmış gibi duyarsız kalmıştı kolu.

Hemen sol elini cebindeki çakıya attı. Çakıyı yere bastırıp açarak paltosunun yenini dirseğine kadar kesti. Kurşunun girdiği deliği gördü, ama diğer yanda çıkış deliği yoktu. Kurşun kemiğe saplanıp kalmıştı, kemiği kırmış olmalıydı. Kolunun yaranın altında kalan kısmını bükünce kolun kolayca eski haline döndüğünü gördü. Dişleri kenetlendi acıyla.

Sonra ilk yardım çantasına uzandı. İçinden bir paket alıp çakısıyla yırtarak açtı. Tentürdiyot şişesinin boynunu kırdı ve acı sıvıyı yaranın üzerinde gezdirdi. Acıyla sarsıldı bedeni. Yaranın üstüne pamuk bastırarak sargı beziyle kapattı. Bezin uçlarını dişleriyle düğümledi. Yere uzandı, gözlerini kapatarak acıyla baş etmeye çalıştı.

Aşağıda, caddede hiçbir hareket yoktu. Karşılıklı atışlardan sonra zırhlı araç hızla köprü başına geri çekilmişti. Aracın tepesindeki adamın cansız başı hâlâ yana devrik duruyordu. Kadının cansız bedeni de kaldırımın kenarında.

Nişancı yaralı kolunu yoklayarak uzun süre kaldı uzandığı yerde. Nasıl kaçacağını düşünüyordu. Gün ağarmadan oradan uzaklaşmalıydı.

Karşı çatıdaki düşmanın eli tetikteyken kaçması güç olurdu. O elin tetik çekmesini engellemek için düşmanı öldürmeliydi. Aklına gelen bir hileyi uygulamaya koyuldu.

Kasketini çıkarıp tüfeğinin namlusuna astı onu. Sonra kasket karşı taraftan görülür olana dek tüfeği yavaş yavaş yukarı kaldırdı. Anında bir patlama duyuldu ve bir kurşun kasketin ortasını delip geçti. Nişancı tüfeğini öne kaydırarak kasketi caddeye düşürdü. Tüfeği sol eliyle ortasından kavrayıp çatının kenarında sallandırarak hareketsiz tuttu bir süre. Sonra bıraktı tüfeği. Elini geriye çekip kendini yere bırakırken tüfeğin boş caddede çıkardığı sesi dinledi.

Çabucak doğrulup çatının köşesinden karşıya baktı. Başarmıştı; karşıdaki düşman oynadığı oyuna kanmış, kasketin ve tüfeğin düştüğünü görünce hedefteki adamı vurduğunu sanmıştı. Artık gizlenmeye gerek görmeden bacaların arasında ayağa kalkmıştı şimdi. Göğün açıklığında başının karaltısı seçilebiliyordu.

Cumhuriyetçi fedai gülümsedi. Tabancasını çatının kenarından hafifçe kaldırdı. Alacakaranlıkta atış yapması zor olacaktı. Sağ kolu canını burnundan getiriyordu. Tabancasını doğrultup nişan aldı. Kabzayı kavrayan eli heyecanla seğirdi. Dişlerini sıktı, burnundan derin bir nefes alıp tetiğe bastı. Geri tepmeyle kolu sarsılırken kulakları sağırlaştı patlamayla.

Duman dağıldığında karşıya baktı. Bir sevinç çığlığı attı; düşman vurulmuştu. Acı içinde çatının kenarında sendeliyordu. Ayakta durmaya çalıştı, fakat başaramadı; bir düşteymiş gibi yavaş yavaş öne doğru düşüyordu. Tüfeğini kavrayan eli gevşedi, önce korkuluğa çarpan tüfek zemin kattaki berberin  tabelasında sekerek takırtıyla kaldırıma düştü.

Ölümün eşiğindeki adam dizüstü çökerek öne doğru kıvrıldı, havada iki takla attıktan sonra boğuk bir sesle kaldırıma düşüp hareketsiz kaldı.

Öldürücü atışı yapan keskin nişancı düşen adama baktı. Bir titreme dalgası geçti bedeninden. Az önce duyumsadığı savaşma isteği birden yok oldu; acı bir pişmanlık duygusu kapladı benliğini. Ter damlaları vardı alnında. Bu uzun yaz gününde aç karnına sürdürdüğü çatı nöbeti ve aldığı yara onu halsiz bırakmıştı. İçini saran isyan duygusuyla kaldırımdaki ölü düşmanın perişan görünümüne bir kez daha baktı. Dişlerini gıcırdattı. Kendi kendine konuşmaya başladı; ilenç sözcükleri çıkıyordu ağzından; savaşa, kendine ve herkese sövüp sayan sözcükler.

Elindeki, namlusundan hâlâ duman çıkan tabancaya baktı; küfrederek ayaklarının dibine attı onu. Sarsıntıyla patlayan tabancadan çıkan mermi vızıldayarak başının yanından geçti. Şokun yarattığı korkuyla kendine geldi, sinirleri yatıştı. Korku dalgası dağıldığında güldü kendi kendine.   

Cebindeki viski şişesini çıkarıp bir dikişte bitirdi. İçki etkisini gösterdiğinde canlandı. Birlik komutanına bilgi vermek için aşağıya inmeye karar verdi. Derin bir sessizlik vardı çevrede. Caddeye çıkmanın tehlikeli olmayacağını düşündü. Tabancasını yerden alıp cebine soktu; sonra çatıdan aşağıdaki eve doğru süzüldü.

Caddeye çıktığında bir merak sardı içini. Öldürdüğü düşman nişancı kimdi acaba? Her kimse iyi nişancıydı doğrusu. Onu tanıyor muydu? Ordudaki ayrışmadan önce kendi birliğinden biriydi belki de. Olası bir tehlikeyi göze alarak onun yanına gitmeye karar verdi. O’Connell Caddesi’ne bir göz attı. Caddenin yukarı kesimlerinden silah sesleri geliyordu, ama bu yakada ortalık sakindi.

Caddenin karşısına doğru fırladı. Birden makineli tüfek takırtısı kapladı ortalığı; mermiler düştü çevresine, ama kaçmayı başardı. Ölünün yanına yüzüstü attı kendini. Makineli tüfek susmuştu.

Nişancı düşmanının cansız bedenini döndürüp yüzüne baktı onun.

Kardeşinin yüzüne bakıyordu.

Çeviri: Haluk Erdemol

Liam O’Flaherty 
Gercekedebiyat.com

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)