Her programında “Bediüzzaman”ı anan bir "edebiyat" ağırlıklı tv programı var. Programının ismi de biraz “anarşistperest!”: Kaçış Planı!

Bir ara bir kanalda Sırrı Süreyya Önder'le de program yapan genç şair arkadaşımız (Nazım Hikmet'i, Aragon'u, Che Guavera'yı Bediüzzaman'la birlikte anmıştı orada bir programda!) bu kez futbol yorumcusu Haşmet Babaoğlu'yla karşımıza çıktı kanallar arasında gezerken.

Birhan Keskin'in “kısa” bir şiiriyle (Program yapımcısı Selahattin Yusuf'a göre “Biraz kısa bir şiir ama iyi bir şiir!..") başlayan program, epey bir oruç -metropolde oruç tutulur mu tutulmaz mı?- “muhabbeti”nden sonra Baudelair'e atladı. Arthur Rimbaud'ya geçildi.

Zavallı Baudelaire, tarikat erbaplarının elindeki teknolojinin en son cihazlarıyla ekranda beliriverip dönmeye başladı.

Birden Haşmet Babaoğlu'nun eline bir "A4"de “Albatros” şiiri tutuşturuldu okuması için.

"Rembo'nun çevirisi de okunmaz ki..."  diye büyük büyük bir laf etti Babaoğlu.

“Albatros, Rembo'nun değil ağbi... Bodler'in Albatros'u!..."

Eh, bu kadar çam devirince bozulmadan da olmaz ki. Allahtan stüdyo karartıldı. Şiiri de çatlak, isteksiz bir sesle okudu Babaoğlu.

Ama heyhat! Çevirinin öneminden onca söz ettikten sonra üstelik, sahi çeviren kimdi bu şiiri?..  Vasfi Mahir Kocatürk mü, Abdullah Rıza Ergüven mi, Erdoğan Alkan mı, Sait Maden mi ve Gönül Gönensin mi?

Eh programa çalışmadan gelip “google dede"den indirip okursan, çevirmene de gerek yok elbet!

Devamında Aşık Veysel'den girildi, Kurosawa'nın Düşler'inden çıkıldı.

Kurosawa'nın Rüyalar'ı (Rüyalar dediler Dreams filmine!), "üzerinde durulmaya değer bir film"di Babaoğlu'na göre! ("Tevazuu"unuz batsın e mi!)

*

Ah! Aydınlanma bilincinden yoksunluğu bırak, Aydınlanmanın tarihine düşman bir “zihniyet”in elinde Rimbaud da, Baudelaire de, edebiyat da, kültür de, aklı başında izleyici de acı çekiyor!

Uçarken albatros gibi kocaman kanatları olan özgür ve büyük şair, işte bunun için yeryüzüne inince nefret ettiği kapitalizm denen heyulayı oluşturan tarikat erbabının, para cambazlarının, bilgisizlerin arasında eriyip güçsüzleşiyor!

Ömrü "Bediuzzaman"lara karşı mücadeleyle geçmiş Baudelaire'e acı çektiriliyor.

“Kaçış Planı” ise, daha başından yanyatmış oluyor!

Gerçekedebiyat.com

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)