Kuzey Azerbaycan’ın bazı hanlıkları, Çar ordusuna karşı ciddi bir direniş sergiledi. Çar Generali Sisianov’un Gence’nin gönüllü olarak işgalcilere verilmesi yönündeki hayâsızca tehditlerini reddeden Cavad Han’ın kahramanlık savaşı halk türkülerinde, destanlarda ve efsanelerde yer buldu.

Çar generali, Cavad Han’a gönderdiği resmî mektuplarında, şehri zapt edip Han’ı idam etmekle tehdit ederek “Doğu kibrine” nefret beslediğini (Sisianov, kendisi Ruslaşmış Gürcü kökenliydi) bildiriyordu.

Sisianov, Gence’ye ait iddialarını sağlam bir temele oturtmak için Cavad Han’a, “Bu şehir Çar Tamara döneminde Gürcistan’a tabiymiş sanki.” diye yazıyordu.

Çar savaşçısı ile Gence hâkiminin yazışması yalnız bu kişilerin ilişkileri açısından değil Çar Rusya’sının işgalci politikasının genel ruhunu nitelendirmek açısından da ilgi uyandıran bu yazışmanın bazı örneklerini sunuyorum.

Sisianov’dan Cavad Han’a:

“Benim büyük hükümdarımın yüce hükmü ile hem Gürcistan’ı yönetmek hem de sınırdaki bütün halklarımızın işlerini çözmek bana nasip olmuştur. Sizin bunca takdire şayan dostça izzetinizi daha çok gözler önüne sermek ve dünya karşısında ihtişamla kanıtlamak adına, oğlunuz Uğurlu Ağa’yı Tiflis’e göndermeniz rica olunur, ona burada liyakatine, adına ve sanına uygun hayat temin edilecektir. Benim talebimi uygulamanız, sizin samimi, kalpten ve iyi niyetinizin göstergesidir; söylediğiniz gibi Gence ile Gürcistan arasında hiçbir fark yoktur.”

Anar Rızayev

Anar Rızayev

Halkımızın samimi dostu, tanınmış Rus Yazar P. Ivanov, “Azerbaycan Gerçekleri, Rusya’nın Gelişi ve İran Motifleri. Azerbaycan’ın XIX. Yüzyıl Tarihinin Denemeleri“ kitabında bu mektuplaşmaya yer verir ve şunları yazar:

“Cavad Han’ın izzetinefsinı bu şekilde aşağılamaya bundan daha iyi bir araç olamazdı. Bu nedenle Han’ın cevap mektubuna sinirlilik ve hiddet hâli yansımıştır. Ancak Han, Prens Sisianov’un kim olduğunu biliyordu, ama prensin hayâsızca gönderdiği mektup onu küplere bindirmişti. Sisianov, sözde onunla dostluk ilişkileri kurma niyetindeydi.

Ancak bunun yerine Cavad Han’dan en aziz adamını, büyük oğlu ve vârisi Uğurlu Ağa’yı kurban vermesini istiyordu. Bu nedenle de kudurmuş generali yerine oturtmak isteyen Cavad Han, bir oğlu yerine iki emaneti -Rusya, iran ve Türkiye devletleri arasında çekişmelere sebep olan iki Ermeni patrikhanesini vermeyi teklif etti!-"

Hiçbir itiraza katlanamayan Knyaz Sisianov’a ancak Genceli Cavad Han gibi cesur bir adam böyle sert cevap verebilirdi!

Kendini bilmez gururlu Knyaz, Cavad Han’a şöyle bir cevap gönderir: “Gence bölgesinin kontrolünü alarak buraya gelişimin sebeplerini size beyan ediyorum: Birincisi ve en önemlisi şu ki Çar Tamara döneminde, çevresiyle birlikte Gürcistan’a ait olan Gence, (Ruslaşmış generalin kanında genetik kökler başkaldırmış galiba. A.) Gürcü çarlarının güçsüzlüğü sayesinde Gürcistan’dan ayrıldı'. Gürcistan’ı kendi kudretli himayesine ve tabiyetine kabul eden Rusya İmparatorluğuysa Gürcistan'ın parçalanmasına kayıtsız kalamazdı (Bu ülkenin bugünkü gerçekliği ile mukayese edin! A.). Gürcistan’ın bir parçası olan Gence’yi yabancıların ellerinde bırakmak yüksek güce sahip olan ve Allah’ın yükselttiği Rusya İmparatorluğu’nun gücü ve büyüklüğüne uygun düşmezdi.”

Cavad Han’ın Sisianov’a 3 Aralık 1803 tarihinde verdiği cevap şöyledir:

“Sen, Car Tamara’nın döneminde Gence’nin Gürcistan’a bağlı olduğunu yazıyorsun. Bu hikâyeye hiç kimse inanmaz. Bizim atalarımız A. Abasgulu Han ve başkaları, Gürcistan’ı yönetmişler. Eğer inanmıyorsan, Gürcülü ihtiyarlardan, Abasgulu Han’ın Gürcistan’ı yönetip yönetmediğini sor? Sen, benim başlarda Gürcistan’a bağlı olduğumu yazmıştın. Ama şunu bil ki şu anda senin padişahına ait ferman var elimde. Bu fermanda benim Gence beylerbeyi yahut Gürcistan’a bağlı olduğumu görebiliyor musun? Bundan, senin sözlerinin yalan olduğu sonucuna varılır. Sen, bana savaşa hazır ol mu diyorsun? Ben ise sana Şemşedil’e gelip halkı kendine tabi ettiğin günden beri hazırlandığımı belirtiyorum. Savaşmak istiyorsan gel savaşalım.”

Sisianov tehdit yağdırıyor: “Yeryüzünde, Rus ordusunun bir kaleyi kuşatma altına aldıktan sonra onu teslim almadan yahut fethetmeden geri çekildiğini kim duymuş? Öncelikle teslim olanların diri kalmasının garantisini verirken teslim olmayanları kana buluyor. Gence’nin kimin elinde kalacağını Allah gösterecek."

Knyaz Sisianov Genceli Cavad Han’a bir kez daha sorar: "O, kaleyi Rusya’nın kontrolüne verir mi?  Bu sorunun cevabı mutlaka sabah erkenden Knyaz’ı yetiştirilmelidir ve ulağın güvenliği için beyaz bir bezin ağaca bağlantımı gerekir."

Cavad Han, gönderdiği cevapta şöyle yazar: “Siz, mektubunuzu aynı gün cevaplandırmamı istemişsiniz. Bu tür emirleri ancak kölenize verebilirsiniz. Ben, hiç kimseden korkmuyorum, cevabımı istediğim zaman veririm. Saldın sırasında kan akacağını yazmışsınız, -öyleyse buraya ayak basmayın, kanınız da akmasın. Gelirseniz muhakkak ki kan dökülecek ve suçlu siz olacaksınız.”Yaşamak Hakkı

Bu, Cavad Han’ın generale son mektubudur.

Sisianov ise Gence hükümdarına son mektubunu 30 Aralık 1803 tarihinde Gence'deki saldırıya dört gün kala gönderir: “Mektubuma acilen cevap vermenizi istemiyorum. Çünkü rakibimi köle olarak görmüyorum, sadece insani geleneklere göre saygı karşılıklı olmalıdır, yani ben aynı gün cevap veriyorsam siz de aynısını yapmalısınız. Bu yüzden benim için değil genel ahlaki kuralları dikkate alarak hareket edeceğinizi ümit ediyorum ve yarın akşama kadar cevabınızı bekliyorum. Gence’nin talim olmasının şartları: Cavad Han... Bütün Rusya İmparatorluğuna tabi olma konusunda yemin etmeli, hanlığın bütün sakinleri de iyisini yapmalı. Kale tamamıyla temizlenmeli, Rusya orduları tarafından bütün toplara ve savaş erzakına el konulmalı. Cavad Han Gencinski Rusya’nm kontrolü altına girerek daha önce aldıkları maaşlarla kendi malikanelerini idare etmeli ve Rusya’ya haraç vermeli.”

Cavad Han, doğal olarak, bu şartların hiçbirini kabul etmedi. Onun gururlu, onurlu cevapları kaderin hükmüyle basiret kazandı ve Han’ın iki öngörüsü gerçekleşti: “Şehre ancak benim cesedimi çiğneyerek girersin.” diyen Han, kendi oğluyla savaş meydanında Gence Kalesi’nin duvarları üzerinde giriştiği ölüm kalım savaşında şehit oldu.  

Cavad Han onu tehdit eden işgalciye şunları yazdı: “Teklifini kabul etmediğim takdirde, beni kötü günlerin beklediğini hatırlatmışsın. Bence, aslında kötü günler seni bekliyor, çünkü Petersburg’dan buraya gelmişsin. Hangimizin sefil olacağını sonuç gösterecek.”

Bu öngörü de gerçeğe dönüştü; Bakü’nün anahtarını almaya gelen Sisianov, kale duvarları karşısında, omuzlarına ağır gelen başını kaybetti!..

Gence’yi ele geçiren Sisianov, ilk önce şehrin adını değiştirdi ve imparatorun kızının şerefine şehri “Yelizavetapol” olarak adlandırdı.

Emil Ağayev, “Azerbaycan’ın etno-lirik” yazılarında şöyle yazar: “Bundan sonra şehri eski adıyla söyleyen herkese bir gümüş ruble ceza verilecek... Yasak ilan edildikten bir gün sonra şehir belediyesi karşısında sakinler sıraya dizildiler. Her biri içeri girerek 'Gence!' deyip Rus memuru karşısına hiçbir şey söylemeden bir ruble para koyuyorlardı!”

Anar
(Yaşamak Hakkı, Tulpars Yayınları, Ankara 2016)
Gerçekedebiyat.com

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)