Fatma Kara’nın psişik sevimli/sorunlu insanları / Ahmet Yıldız
Eğilmiş, bir gözü akmış, saçsız, garip giysileri eğik gövdeleriyle hareketli bir takım insanlar pek çaresiz durumda olmalarına karşın mutlu görünüyorlar. Hatta neşeliler. Bu eğik, bir şeyler yapan ya da yaptıktan sonraki anlarını yaşayan insan figürleri artık bu dünyada yapacak, çaba gösterecek bir şeyin olmadığına karar vermiş, hayattan bir beklentileri olmayan insanlar.
Bu kötü hayattan kopmuş zavallılar değil; dünyevi olana ilgisizlik de değil yalnızca; öte dünya korkusu taşımayan, öte dünyayla da ilgilenmeyen, anlamsız nesnelerle oynayacak kadar rahat insanlar. Brugel’in bir kenti işgal etmiş delileri kadar kalabalık değiller, bir ya da iki kişiler. Bu anlamda insan tekinin, "hasta birey"in psikolojisine bir giriş sayılabilir Fatma Kara’nın resimleri.
Kara, 15. yüzyılda yaşamış ünlü Hollandalı ressam Hieronymus Bosch’tan etkilendiğini söylüyor. Bosch çağdaşları kadar ünlü olmasa da Modern Çağ öncesi (feodal karanlık) için oldukça cesur resimler yapan ve şeytan olarak suçlanmaya yakın bir ressamdı. “Cehennem sahneleri, yaratıklar, kalabalıklar, korku ve belki de bilim kurgu filmlerinin ilk versiyonu sahneler...” İspanya kralı sahip çıkmasa kilisenin vazettiği cennet ve cehennemden başka telden çalan ressam, büyücü suçlamasıyla kelleyi kaybedebilirdi.
FATMA KARA'NIN PSİŞİK MERAKI
Fatma Kara'nın resimlerinde insan bedeni, insan ruhunu yansıtmaya yarayacak kadar önemli. Ressam, hasta ruhlu diye tedavi edilen insanları belki de birer "Psişik yetenek" kabul ediyor. Onların üzerinden bir gelecek tahmini yapıyor. Bilindiği gibi psikoloji biliminde "psişik yetenek" genel anlamıyla olağanüstü sayılabilecek bir durum ve psişik yetenekleri olan insanların isabetli tahmin gücü olduğu gözlenmiştir.
“İnsan psikolojisi ile yakından ilgilendiğim için onların yüz ifadelerini, vücut dillerindeki ruhsal yansımalarını kendi çizgim ve renklerimle ifade ediyorum. Canlı olan tüm varlıklara, karşı konulamaz bir empati yeteneğim var diye düşünüyorum.” diyor Fatma Kara. “Resim yaparken reel dünyadan kopup, psişik bir dünyanın yöneticisi ve yaratıcısı oluyorum.”
Psikolojik sorunları olan insanların hayata bakışları yaptıkları ettikleri davranışları Fatma Kara’nın resimlerinin ana konusu. Brugel ve Bosch’un “fantastik dünyaları”ndan etkilenen ressam bu yüzden yüksek lisansını “metafizik ve resim” olarak belirlemiş. (Ayrıca “şu an zamanım olsa bir psikoloji bölümüne girip okumak isterim” diyecek kadar, psikoloji, ressamı ilgilendiriyor.) Metafizik ve resim konusunu seçmesinin bir nedeni de “kendi iç dünyam ve yaptıklarımın sürrealist bir yapıda olduğunu, aslında metafizik resme yakın olduğu”nu görmesi olarak belirtiyor.
Fatma Kara bu ikilem içinde oldukça karmaşık bir durumda görülüyor. Bunu işin içinden çıkamadığını söyleyerek kendisi de belirtiyor.
“RESİM ÖĞRENİLEN BİR ŞEY... "
Resim yapmanın öğrenilebilen bir iş olduğuna inanan Fatma Kara'daki metafizik dünya özel olarak incelemeyi bekliyor. Bundan sonra da yapacağı resimler bu anlamda gözlenmeli.
“Yelpinler” ve “Yelpin’lerin Göçü” adlı sergisinde sergilediği resimleri metafizikle birlikte anılan Şamanlar'dan esinlenerek çalışmış. “Kapalı Kat" adlı sergisi ise, hastanelerde psikolojik tedavi gören insanların tedavi edildiği gizemli kattan adını alıyor.
"Kapalı Kat"taki resimlerin hepsi sanki bir hastaya ait. Ve o hastalığa bir tanı; isim: Bipolar (ruhsal durumda zıt yönlü değişiklik), ambivalans (zıt duygu ve düşüncelerin bir arada bulunması), acting out (uygunsuz davranışların tekrarı), agorafobi (açık alan korkusu), katatoni (hareketsizlik, şizofrenide çok görünür), füg (bilinç değişimi), ekopraxi (başkasının davranışlarını taklit), dismorfofobi (bedenin bir bölümünün anormal göründüğüne dair düşünce), depandant (başka insanlara aşırı bağımlılık ile seyreden kişilik bozukluğu) gibi.
FATMA KARA KİMDİR?
Fatma Kara, 1970’de Ankara’da doğdu. 1992’de Gazi Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi Resim Bölümü’nden mezun oldu. Yarışmalı sergilerde çalışmaları sergilenmeye değer görüldü ve beş ödül aldı. On iki kişisel sergisi bulunmaktadır. Halen Ankara Devlet Güzel Sanatlar Galerisi’nde görev yapmakta ve kendi atölyesinde çalışmalarını sürdürmektedir.
Ressam Şule Özbahar'la yaptığı bir konuşmada, "Benim asıl korkum yaratıcılık anlamındaydı. Ama eğitim sürecinde bu korkumu yenmeye çalışırken daha da büyüdüğünü fark ettim. Çalıştıkça, okudukça ve sanatın derinliklerine indikçe gördüm ki diğer sanat yapanlar da aynı endişeyi taşıyorlarmış. Zaten bu endişenin varlığı olmazsa yeni işler de üretmek olanaksızdır" diyor.
Fatma Kara Türk resmine önemli katkılar yapan,Türk resmini ve gelecek kuşakları etkileyecek önemli bir ressamımız.
Son sergisi Galeri Akdeniz'de 30 Mart 2018 tarihine kadar gezilebilir.
GALERİ AKDENİZ
1983 yılının Kasım ayında Akdeniz Grafik adı ile kuruldu. Sanatçı ve koleksiyonerlere "konsinye" resim sundu. Yıllarca sanatçılara ve bu işe gönül verenlere hizmet etti. Ankara, İstanbul gibi yerlerde, yeni açılacak galerilere sergi hazırlanmasına sanatçılara ve galeri sahiplerine yardımcı olmuştur.
2001 yılından itibaren periyodik sergilere başlayan Galeri Akdeniz, etkinliklerine farklı bir boyut ve bakış açısı ile hız kazandırmıştır. İlkeli sergi programını iki yıl öncesinden hazırlayarak yapmaktadır. Akademik eğitim almış, bu işe gönül vermiş genç ve orta kuşak sanatçılara yer vermeyi yeğlemektedir.
Galeri Akdeniz’ in açtığı sergilerin ressamlarından bazıları: Tomur Atagök, Gülay Yaşayanlar, İsmail Ateş, Şeniz Aksoy, Ramazan Bayramoğlu, Hayri Esmer, Ayşegül İzer, Ganco Karaba- cakov, Muzaffer Tiryaki, Nihat Kahraman, Canan Atalay, Mustafa Salim Aktuğ, Lütfi Özden, Yıldız Ersağdıç, Uğurcan Akyüz, Yakup Öztuna, Karl Bohrmann, Knut Willich, Ben Willikens, Wolfgang Troschke v.b.
Galeri yönetimi sanat eğitimi almış Zeliha Akdeniz ve eşi İsmet Akdeniz tarafından yürütülmektedir. İsmet Akdeniz aldığı sanat eğitimin yılların birikimi ve profesyonel düşünce ile yaptığı çalışmaların en iyisini sanata ve sanatçılara yönelik bir anlayışla yürütmektedir. (www.galeriakdeniz.com)
Galeri Akdeniz Türk resminin önemli ressamlarının sergilerini açıyor. Galeri Akdeniz'i kutluyoruz.
Ahmet Yıldız
GERCEKEDEBİYAT.COM
YORUMLAR