Dünya Ölmeme Günü
Yetmişlerin sonlarında Türk edebiyatının genellikle ağır toplarının toplandığı bir meyhanede ‘Dünya Ölmeme Günü’ ilan edildi.
Dünya Öykü Günü, Dünya Şiir Günü Türk şair ve yazarlarının öncülüğünde ilan edilmiştir. Ancak tüm bunlardan önce bir ‘gün’ daha ver ki söylentilerle de olsa Türk şairleri tarafından ilan edilmiştir. Dünya Ölmeme Günü ilan edilmesinin tevatüre göre, (ilgili fotoğraf ta tevatürdür) en yaygın inanış şöyledir: Tarih yetmişlerin sonu gibi… Türk edebiyatının 40’lardan 50’lerden Ankara’nın Kürdün Meyhanesi, Karpiç, Yeşil Fıçı gib meyhanelerinden kalma rakı masasında buluşma geleneği İstanbul’a taşınmıştı. Turgut Uyar, Tomris Uyar, Edip Cansever, Can Yücel gibi tanınmış şair ve yazarlardan oluşan arkadaş grubunun Rumeli Hisarı’ndaki Avcılar Meyhanesi ya da Sefa Meyhanesi olduğu söylenen bir mekanda oldukça kabalıkken bir olay sonrası bizce Cemal Süreya’nın fikriyle ilan edilmiştir. Bir 26 Mart günü buluşmasında masadaki arkadaş grubundan birinin sağlığı ile ilgili biraz da vesvese denebilecek abartılı endişeleri vardır. Kişi vücudunda bir iğne olduğunu ve bu iğnenin kalbine gidip onu öldüreceğini düşünmektedir. Hikayenin hiç bir versiyonunda adı geçmeyen bu kadın arkadaşı yatıştırmak görevi Turgut Uyar’a düşer. O da işte, bugüne adını veren şairane buluşu yapar. O sıralarda rakı şişelerinin etiketleri kağıt olduğu için üzerine yazı yazılabiliyordu. Yarım kalan şişelerin üzerine meyhanelerde müdavimin adı yazılır ve bir sonraki gelişi için saklanırdı. Bu durumdan da ilham almış olabilir ama Turgut Uyar’ın soruna içinde yazı olan bir çözüm getirmesi hiç de şaşırtıcı değil aslında. Turgut Uyar “Sen ölmeyeceksin; seneye bugün, burada buluşacağız!” der kadına ve garsondan açılmamış bir büyük rakı ister. Şişe gelir, üzerine bir yıl sonrasının tarihi atılır ve herkes imzalar. Böylece hem arkadaşlarını yatıştırmış olurlar hem de bir yıl sonrası için sözleşirler. Kayıt olmadığından bu buluşmaların ne kadar sürdüğünü bilmiyoruz. Ama olayın şairane hikayesi kulaktan kulağa yayılır. Herkes kendi Ölmeme Günü grubunu oluşturur, sözler verilir, buluşulur. Hikayenin, fotoğrafçı İsa Çelik’in anlattığı versiyonunda ise lafı bulanın Tomris Uyar olduğu söyleniyor. Mekan, Çiçek Pasajı’ndaki Neşe. Bu versiyonda şişe kağıda sarılıp imzalanıyor ve biraz solgun görünen Tombalacı İsmet’e moral için veriliyor. Ölmeme Günü’nün tüm efsaneler gibi dayandığı gerçek olayın ötesinde bir önemi vardır. Benimsenmiş, biraz değiştirilmiş ve nasıl duyulması isteniyorsa zaman içinde o hale gelmiştir. Konuyu Cemal Süreya’nın o güne ilişkin olduğu söylenen ve her 26 Mart’ta hatırlanan sözüyle bitirmek şık olur: “Ertesi gün için bir şey diyemem ama rakı içtiğin gün ölmezsin.” İSA ÇELİK’İN ANLATIMI “Yıl 1981. O dönem Barış Derneği’ndeyim, Görsel Sanatçılar Derneği kurucu üyesiyim. Bir kalabalık Neşe’de buluştuk. Tomris, ‘Rakı ve Özgürlük Günü diye bir şey düşündük’ dedi. Ben de ‘Tomris, tamam, rakı ve özgürlük de 6-7 yerden aranıyorum’ dedim! Oturduk çakıştırmaya başladık. O sırada tombalacı İsmet de geldi. Biraz bozuk… ‘İsmet bir ölük halin var; iyi misin?’ dedim. ‘Ölük’ de benim uydurmam bir laf. Hani umutsuzdan, mutsuzdan farklı… Tomris cevval zekâ! Bir büyük rakı söyledi. Dedi ki: ‘İsmet önümüzdeki yıl bugüne kadar bu rakıyı muhafaza edeceksin ve gelecek yıl açıp içeceğiz.’ Aldım rakıyı, kâğıt kapladım getirdim. O rakıyı öyle verirsek, biliyorum, alçak İsmet gidecek içecek sonra alacak başka rakıyı getirecek. Dedim ki ‘Herkes imzalasın, bu rakıyı bu kâğıda sarıyoruz, bantlıyoruz’… Sonra imzaladık, İsmet’e verdik. Rakı ve Özgürlük lafı Dünya Ölmeme Günü oldu. Tomris’in lafıdır o… Onu kâğıda sarma, imzalatma fikri benimdir. Kayıtçılığımdan işte…” Cemal Süreya da ‘Tek Yasak’ adlı şiirinde o günden bahsediyor; “Özgürlüğün geldiği gün / O gün ölmek yasak…” Senelerce keyifle kutlanan, bol sohbetli, bol şiirli, bol edebiyatlı, tahmin odur ki kimi zaman bol argolu, aşklı, meşkli, rakı beyazı ‘Ölmeme Günü’, en son 26 Mart 1985’te kutlanıyor.
Gercekedebiyat.com
YORUMLAR