Yeşil cam sırrının altında -
boncuktan ve sevgiden şeker.
Yaz. Gün ortası. Saat altı, akşamüstü.
Anne, bana Sveta gibi bir oyuncak bebek al
böylece gözlerimi kapatabilirim
heceyle "anne-anne" diye bağırırım.
Bir yetişkin gibi çalışıyorum, şunu okuyayım diye:
anne, Mila, sabun, roma, çerçeve.
Ambulansların üzerindeki sirenler çığlık içinde ötüyor: Ju-ju-ju!
Boncuklar kırmızı mercandan yapılır.
Svetayla ilgili birşey söylemeyeceğim
Bahçede biryerlere gizlice gömdüler
Bizde üzücü bir şeyler dönüyor.
Mutfakta ağlıyor Gapa Teyze
Zoya Teyze öldü mü?
Ama anne ve baba,
Hani ölümsüzlerdi!
 
 
***
 
Ne zaman gözyaşları bir nehir gibi kurur
ve kalbi tüm gücüyle Tanrı’ya yürür,
merhametin kaderi bize böyle gözükür -
aniden acılar diner ve uykunda rahatlarsın

Bunun fazlası da olabilirdi. Düşüncesizce Ocak geliverdi.
Umudumuzdan yüksek sesle konuşmadık.

Yastıklar düzeltilecek. Daha yüksek mi? Peki, ya böyle? İyi mi?
Ve dudaklarına çok işkence yaparak
Gecelerimi bıraktım
Ölümle nasıl savaşacağından endişelendik.

Doktorda garip bir vurdumduymaz masumiyet.
Rahatladım. Şimdi korkmuyorum. Ve düşündüm: burada baharda olurdunuz,
İşte yine kavakların gölgesindeki banktasınız
gri tüylü meleklerim - hep ışıkta oturur
ufalanmış güvercinler
bir şeyler hakkında gizemli bir şekilde gülümsedi.
Ama, hayır, olmadı. Gerçekleşmedi. Camlar açıktı
Ayazda ve karda birşeyler çarpmış gibi,
Odalar çok soğuk ve karanlık oldu…
Ve artık bana cevap vermedin.

İstemem, ağlamıyorum, ama “Bana cevap ver!"
Orada bir yerlerde, cennetsel alanların boşluğunda,

Sen şimdi aşkımın büyüklüğünün farkındasın
ve senin aşkına asla kuşku duymadım.
 
 
* * *
 
Ağır halkaydı Asil metal.
Kayaların dibinde çiçek açan bahçe.
Kader kitapları yüzyılları çeviriyor.
Çiçeğin kalbinde bir damla mercan.
Petal için dikkatli olmak zorunda usta.
Doğuya serpiştirilmiş vitray pencereler.
Bir sürahi içinde şaraplar – azar azar içiniz.
 
Çiçeğin kalbinde bir damla mercan.
Gümüşün serin parlaklığı.
İpek sabaha kadar hışırdar.
El bilekleri inceden sızlar.
 
Çiçeğin kalbinde bir damla mercan.
Yıldızlar söner. Minareler şarkı söyler.
Yapraklar bulutların yüzünden sağa sola savrulur
Sağdan sola savrulmada dizeler de.
 
Çiçeğin kalbinde bir damla mercan.
 
Rusça'dan çeviren: Oktay Hacımusalı 

 

Natalya Akpaşeva*
GERCEKEDEBİYAT.COM

*Natalya Akpaşeva, 1960 yılında Khakassia Cumhuriyeti'nin Askiz köyünde doğdu. Krasnoyarsk Politeknik Enstitüsü Abakan şubesinde, M. Gorki Edebiyat Enstitüsü’nde eğitim gördü.  Altı şiir kitabi yayınlandı. Şiirleri haftalık “Rusya edebiyatı”, “Edebiyat Gazetesi”, “Gündüz ve Gece”, “Sibirya Işıkları”, “Kuzbas ateşi”, “Baykal” gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Khakassia Cumhuriyeti'nin kültür çalışanı. Abakan'da yaşıyor. Khakass Devlet Üniversitesi'nde çalışıyor.

 

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)