Bu bir 'Yetmez ama evet' ikiyüzlülüğüdür
Orhan Pamuk ya da Elif Şafak, o meşhur 301'inci maddeye göre suç işlediğinde, yani Türklüğe hakaret ettiği iddiasıyla mahkeme önüne çıkarıldığında, bırakın Türkiye'yi dünyayı ayağa kaldıranlar bugün niye suskun?
Tespit: önceki akşam (28 Mayıs 2012) açılışını ünlü besteci Brahms'ın yapmış olduğu Zürh'teki 1500 kişilik tarihi Tonhalle Zürih konser salonunda Fazıl Say yine dakikalarca ayakta alkışlandı. Fazıl Say'ın büyük eseri "İstanbul Senfonisi" İsviçreliler'den tam puan aldı. Fazıl Say Türkiye'nin en büyük "ihraç kalemi." Besteci, piyanist, aydın... Fazıl Say yakında hakim karşısına çıkacak. "Suçu" halkı kin ve düşmanlığa tahrik, ve dini aşağılama; bunu nasıl yapmış, Twitter'da yazı yazarak... yine bir düşünce suçu yani... Peki... Orhan Pamuk ya da Elif Şafak, o meşhur 301'inci maddeye göre suç işlediğinde, yani Türklüğe hakaret ettiği iddiasıyla mahkeme önüne çıkarıldığında, bırakın Türkiye'yi dünyayı ayağa kaldıranlar bugün niye suskun? Fazıl Say için de niye Türkiye'yi ve dünyayı ayağa kaldırmıyorlar? "Türklüğe hakaret edebilirsiniz ama dine asla!" gibi bir bakış açıları mı var? Sanmıyoruz. Onlar için Özgürlük sorunu sadece kendi düşüncelerinde olanlar için geçerli. Onların yazarı, onların gazetecisi vs. var. Bu sebeple Fazıl Say'a yapılanı görmüyorlar, duymuyorlar, işitmiyorlar; üç maymunu oynuyorlar. İleri demokrasiden anladıkları bu işte, malesef... Edebudsman
Yazar Hakkında
YORUMLAR