Son Dakika



 


Antik Yunan döneminde Ege'de yaşayan ünlü masalcı Ezop’un, iki bin altı yüz yıldır canlılığını yitirmeyen, şöyle bir öyküsünü anlatıyorlar nedense bugünlerde: 

Öykü bu ya... 

Bir inek, bir beygir, bir eşek, etrafa dağılıp insanların ne yaptıklarını öğrenmeye ve üç yıl sonra buluşmaya karar verirler... Her biri başka yöne gider. Aradan üç uzun yıl geçtikten sonra buluşma yerine önce inek ve beygir gelir... İkisi de perişan bir halde, zayıflamış, dişleri dökülmüş, kamburları çıkmış, adeta çökmüşlerdir.

Beygir merakla sorar ineğe: 

- Nedir bu halin inek kardeş?

İnek içini çekerek acıklı bir şekilde anlatır:

- Sorma beygir kardeş... Bu insanlar çok merhametsiz. Beni durmadan birbirlerine sattılar. Alan sütümü sağdı. Bir inek daha bulup onu yanıma koyarak bizi çifte bile koştular, aç bıraktılar. Onların elinden canımı zor kurtardım be kardeş.

Beygir de acı acı başını sallayarak kandi öyküsünü anlattı:

- Ah, sorma... Benim de ağzıma bir demir parçası geçirdiler, ağzımı açamadım. Üzerime bindiler, ses çıkaramadım. Biri indi, öteki bindi! Binmedikleri zamanlar zincire vurdular… Belim çöküp de onları taşıyamaz duruma geldiğimde arkama kocaman bir araba bağladılar… Bu sefer yüklerini taşımaya başladım. Ben taşıdıkça, daha hızlı gitmem için kırbaçladılar. Canımı zor kurtardım inek kardeş.

İnek ve beygir böyle dertleşirlerken uzaktan eşek görünmüş. Hayli neşelidir. Islık çala çala, taşlara tekme ata ata, hoplaya zıplaya yanlarına geldiğinde bayağı mutluymuş. Üstelik şişmanlamış, tüyleri pırıl pırıl parlamakta, gözlerinin içi gülmektedir… Üzerinde lacivert bir takımlar vardır… İnekle beygir şaşırmış bir durumda: 

- Nedir bu halin? Neler oldu? Neden böyle zevkten dört köşesin? Anlatsana…

Eşek keyifli bir şekilde anlatmaya başlar:

- Sizden ayrıldıktan sonra uzakta bir memlekete vardım. Birisi yukarı çıkmış bağırıyor, bağırdıkça insanlar onu alkışlıyor… Ben de yüksekçe bir yere çıkıp anırmaya başladım. Benim anırmamı bilirsiniz, yeri göğü inletirim… Sesimi duyan benim yanıma koştu, duyan duymayana haber verdi, etrafım insanlarla doldu. Onlar etrafımda toplandıkça ben daha çok anırdım… Haktan, hukuktan, refahtan, adaletten filan söz ettim…

- Eee, sonra ne oldu?

- Ne olacak, beni başkan seçtiler!

- Deme yahu… Şimdi sen başkan mı oldun?

- Evet... Başkan oldum ve bir şey yapmama gerek kalmadı… Ben anırdıkça toplananlar, “Seninle gurur duyuyoruz!..” diye alkışladılar beni. Ben de yedim ve anırdım, yedim ve bağırdım!..

- Pekiii, senin eşek olduğunu anlamadılar mı yahu?

- Valla, yarısı anladı belki ama onlar öteki yarısına anlatamadılar, o da benim işime yaradı gördüğünüz gibi!..

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)

REKLAM

ÜCRETSİZ ABONE OL

REKLAM