mustafa-bilgin-gercek-ede-2042024231208.jpg


Abdullah Gül’ü kavgalı dövüşlü bir sürecin sonunda Cumhurbaşkanı seçtiren dönemin hükümetinin, Kral Abdullah gibi emperyalizm karşısındaki ‘uşak’ tutumunu aratmayan siyasetleri nedeniyle öfkeliydik.

Hele, ‘BOP’ namlı yakıcı bir konu vardı ki gündemde, hop oturtup hop kaldırıyordu bizleri…

Sosyalist ülkelerin parçalanıp dağıtılmasından sonra sırasını bekleyen ‘ulus devletlerin parçalanma işi’ salhanede bekleyen sığırların parçalara ayrılıp dağıtılması kadar kolay görünüyordu.

Bu lanet amaca giden yolda Kürt kökenli yurttaşlarımızın rızası şüphesiz ki yaşamsaldı.

Yöneticilerin o günlerde ismini daha çok “İmralı” olarak andığı Abdullah Öcalan, Suudi kralın geliş haberini mutlaka koğuşundaki radyodan öğrenmişti, çünkü “Açılım” adı verilecek süreçle beraber koğuşuna armağan gelecek televizyon için birkaç yıl daha vardı.

Görüneni yargıladığımız, kapalı kapılar ardında konuşulan ayrıntıları bilemediğimiz o mendebur günlerde Cumhuriyet gazetesinde çizerken, gündemdeki bu üç Abdullah bana esprili bir çağrışım yapmıştı: “Moda Abdullahlardan Abdullah beğen…”.

15 Kasım 2007 tarihindeki Hayat Epik Tiyatrosu adındaki köşemde bu esprimi çizip yayımlamıştım.

Ertesi gün, Canol (Kocagöz) ağabey aradı:

-Müjdemi isterim, dedi, Vakit seni haber yapmış, hedef gösteriyor!..

Hayatımda ilk defa, “koşa koşa gidip”, üstelik para vererek aldığım Vakit adındaki kağıt topağı, ki sonradan ‘Yeni Akit’ adını alacaktır, bana ve Cumhuriyet gazetesine bol keseden sallıyordu :

 

CUMHURİYET’TEN CUMHURBAŞKAN’INA HAKARET

‘Yerli Pravda’ Cumhuriyet’in karikatüristi Mustafa Bilgin, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile elinde 40 bin kişinin kanı olan teröristbaşını aynı kefeye koydu. Tipik bir küstahlık örneği. Bu cesareti nereden alıyorlar acaba?

O günlerde “yandaş troller” bugünkü kadar örgütlüler miydi bilemiyorum fakat e-posta kutuma 70’in üzerinde küfür, hakaret, tehdit vs. iletisi almama davetiye çıkaran bu haberin neresini düzeltmeli!

“Cumhurbaşkanı’na hakaret”?..

Öyle olsa, o günlerde aralarından su sızmayan, bugün ayrı düşüp küs oldukları Abdullah Gül’ün avukatları dava açarlar, Vakit’in gammazı işe yarardı.

“Cesareti nereden alıyorlar”?..

Cumhuriyet gazetesini, sözde “Derin Devlet” ile ilişkilendirme çabası ki,“Ergenekoncu” İlhan Selçuk döneminde çizmeye başladığım gazeteyi, aynı zamanda bir okuru olarak eleştirdiğim gibi, işbirlikçi karşı devrimcilere karşı sonuna kadar savunurum da. Bir cesaret söz konusuysa eğer, yurttaşı olarak asıl savunduğum Cumhuriyet’tir, devrimlerimizdir.

“Yerli Pravda”?..

Soğuk savaş yıllarından kalma haksız bir yakıştırmadır bu Yerli Pravda…  Sovyetler Birliği döneminde Komünist Parti’nin resmî yayın organı oluşu üzerinden Cumhuriyet gazetesine sövgüdür.

İş bu nedenle Vakit’in haberi sallamadır, yani palavra...

Rusçada ‘Gerçek’ anlamına gelir Pravda…

Asıl gerçek şudur ki Vakit- Yeni Akit gazete değil, bir kâğıt zararlısıdır, gerçek bir paçavra!

Mustafa Bilgin
Gercekedebiyat.com

ÖNCEKİ YAZI

Benzer İçerikler