Taksi sorununa ulusal çözüm ve yabancı taksi şirketleri
Gün geçmiyor ki taksi sektörü konusunda şikayet haberleri televizyon kanallarında yer bulmasın. Yazılar yazılıyor. TV programlarında tartışılıyor. Diğer yandan taksicilere ceza kesiliyor. Şikayetler gittikçe büyüyor. Vatandaş bu sektörden pek memnun değil. Şikayetler hep aynı: Müşteri seçme, kısa turları beğenmeme, araçların bakımsızlığı, şöförlerin davranışları, fiyat anlaşmazlığı. Peki sektör bu duruma neden ve nasıl geldi? Uluslararası şirketleri ülkeye sokup vatandaşların ekmeğine ortak etmeden ve devleti vergi kaybına uğratmadan, ulusal güvenliği tehlikeye atmadan bu problem nasıl çözülebilir? Bunlar geliştirdikleri APP uygulaması sayesinde kendine çalışan arabalara tur siparişi dağıtıyor. Paranın ulusal sektörde dönmemesi devletin vergi denetim işini zorlaştırıyor. Taksi turları otobüs ve trene benzemez ve daha kişiseldir. Özel adres, kontaklarınız, kart-telefon numaranız ve aktivitelerinizin yabancı bir güç tarafından deşifre edilme rizikosu çok büyük. Taksi müşterileri içinde her türlü devlet memuru, kritik görevlerde çalışan elemanlar, askerler ve polisler de var. Bu yüzden bu kişilerin nerelere gittiği, nerede oturduğu ve kart bilgilerinin yabancı devletlerin eline geçmesi rizikosu çok büyük. Bunun adı ulusal güvenlik rizikosu! Peki bu sektör yabancı aktörleri karıştırmadan nasıl yükselişe geçer ve vatandaşın memnuniyetini kazanabilir? Özel muayene açmak isteyen diş doktoru ya da diğer doktorlardan diploma ibraz etmeleri şart koşuluyor. Kuaförden, oto tamircisinden iş yeri açabilmesi için ustalık belgesi ya da diploma isteniyor. Güzellik enstitüsü açmak için kosmetolog diploması gerekiyor. Taksi daması sahibi olmak içinse 800 ila 1.3 kilo altın gerekiyor! İşte çarpıklık burada! İşte hata burada! Bir işletmenin patronu veya sorumlu müdürü neyse işletme de ondan ibarettir. Taksi sektöründe yabancı aktörleri devreye sokmadan ulusal bir devrim gerekiyor. Bunun yapılabilmesi için önce taksi sahiplerini çeki düzene sokmak şart. Taksi sahibi olmak isteyen kişi personel yönetimi, ön muhasebe, ulaştırma kanunu, taksi sektöründe kullanılan araçların teknik özellikleri konusunda bir kursa ve ardından imtahana tabi tutulmalıdır. En az iki yıl direksiyona geçip taksicilik yapmamış kişiler taksi sahibi statüsüne sahip olmamalıdır. Taksicilik sektörü o işte ter döken ve direksiyon sallayan emekçilere devredilmelidir. Taksi damaları o meslekte en fazla çalışmış kişilerin liste başına alındığı ve damaların bu prensipe göre dağıtıldığı bir sektör olmalıdır. Bu sektör oturduğu yerde para kazanan, hayatında bir defa bile lastik değiştirmemiş veya taksi arabası sürmemiş kişilerin tekelinden alınmalıdır. Ülke genelinde tek tip taksimetre aparatı kullanılmalıdır. Kablolarla yazıcı ve kart okuyucuya bağlı bu taksimetreleri denetleme ve kontrol etme yetkisi teknik personele ve maliyeye devredilmelidir. Böylece taksiye binen herkes ödediği para karşılığında fişini alır, maliye de aracın gittiği kilometre ile 'müşterili' kilometreleri karşılaştırabilir. Taksimetre aygıtı aracın ana kartına bağlanan 'nabız kablosuna' monte edilir, teknisyenler bunun ne olduğunu biliyor. Bütün kent için tek uygulama ve telefon, boş kilometre problemini çözer. Taksi durakları çok eski bir uygulama ve fayda etmiyor. Şöförlerin de bir sendika çatısı altına alınıp eğitilmesi, ilk yardım ve bunun gibi kurslara tabi tutulmaları çok önemli. Sigortalarının teminat altına alınması ve zorunlu eğitim bu problemi çözecektir. Hasılatın en az %40'ı şoförlerin vergiden önceki geliri olmalıdır. Türkiye bu problemi çözer ve çözecek. Problem haline gelen bu sektör daha verimli ve vatandaşı daha mutlu edecek şekle gelecek, buna inanıyoruz. Cem GüneşULUSLARARASI TAKSİ ŞİRKETLERİ
TAKSİ SORUNUNA ULUSAL ÇÖZÜM NE
TAKSİMETRE ÇOK ÖNEMLİ
Gerçekedebiyat.com