(...)

Hiç bıkmadan tekrarlayacağım: Sizler alıştırılarak delirtildiniz. Yavaş yavaş...

 

20. yüzyıldan Ortaçağ’a geçiş yaptınız. Sanki Türklere özel matrak sürrealist bir senaryonun bilim-filim kurgusu çerçevesinde... Toptan delirtildiniz.

 

Ben mi?

 

Ben 30 yıl önce bugün yaşayacaklarımızı gördüm, anlatmaya başladım ve paranoyak damgası yedim. Şimdi damgamla –ne yazık ki–üzüntülü bir gururla yaşıyorum.

 

İşte ben o nedenle alışamadım.

 

Çünkü filmin birinci dakikasında bu sonu gördüm. Sürecin içinden alışamadan geçtim... Senaryonun her zerresini önceden bilerek ve bildiğim sonu engellemek, yazarlardan makiniste, herkese etki etmek için gayret sarf ederek.

 

Şu anda her kafadan bir ses, büyük ve bilgiç analizler yapıyor. Kürt koridoru, YPG, LPG, ÖSO, PYD, Suudiler, İranlılar, IŞİD Suriye Kürdistan’ı, hava sahamız, Rusya’dan Türkiye’ye kara harekatı tehdidi, angajman kuralları, degajman senaryoları...

 

İşte tüm bunların ortasından fışkıran Ortadoğu petrolü bile değil, Ortaçağ’ın ta kendisi.

 

Irk-din-mezhep kavgaları artık İsrail-Filistin hattını değil, bizi vuruyor. Onlara da bizi seyretmek düşüyor.

 

Emperyalizme pek fark etmez, kimler savaşıp ölmüş. Dün İsrailli ve Filistinliler, Irak ve İranlılar, bugün Türk ve Suriyeliler... Hiç fark etmez, yeter ki silahlar susmasın, ölüm kussun ve ...satılmaya devam etsin!

 

Yoksa Ortadoğu’nun Ortaçağ’dan kalma din ve çıkar ilişkilerinde, İngiliz yadigarı Kürt sorununda, daima sonsuza dek damarına basılacak yeni etnik kimlik ve din damarları bulunur, sonu yoktur.

 

Yeter ki “Ana Şirket” iş yapmaya devam etsin!

 

Her gün Osmanlı Osmanlı demekten helak düştünüz, biraz da onları örnek alın bre! Cepheye mertçe yürüyen Fatih ve Kanuni gibi olun, illa savaşacaksanız...

 

Bedri Baykam

Gerçekedebiyat.com

 

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)