Sivaslı Aziz Vlas'ın mezarın çevresinde Ortaçağ'ın izleri aranıyor
Anadolu Hristiyanlığının ilk piskoposu Aziz Vlas kabul ediliyor.
Anadolu'da Hristiyanlığın ilk piskoposlarından ve 280-326 yıllarında Sivas'ta yaşadığı belirtilen Aziz Vlas'a ait olduğu tahmin edilen, Gök Medrese Mahallesi'ndeki mezarın çevresinde Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi ve Kazı Başkanı Prof. Dr. Erdal Eser başkanlığında başlatılan kazı çalışması sürüyor. Kazılarda Vlas'ın ölümünün ardından mezarındaki veriler ışığında Orta Çağ'a ait bilgilere ulaşılması hedefleniyor. Eser, AA muhabirine, Aziz Vlas'ın Sivas'ın ilk Hristiyanları arasında anılan bir din büyüğü olduğunu söyledi. Bölgedeki mezar yerinin Aziz Vlas'a ait olduğunun düşünüldüğünü belirten Eser, alanda çevre düzenlemesi noktasında ilk kez somut bir adımın atıldığını ifade etti. Eser, projenin Sivas Belediyesince hazırlandığını, alanın arkeolojik veriler içermesi ihtimali dolayısıyla Müze Müdürlüğünün kontrolünde, kendisinin bilimsel danışmanlığında kazı çalışması yürütüldüğünü dile getirerek, "Ekibimizle projeye bir zemin hazırlamaya çalışıyoruz. Bu alandaki Orta Çağ'a ait arkeolojik verileri mümkünse yakalamaya çalışıyoruz. Şu anda yaptığımız çalışmanın içeriği budur." dedi. HAYAL AŞAMASINI GEÇTİ Türkiye'de inanç turizmi açısından önemli çalışmalar yapıldığını ve Sivas'ın da bu anlamda şanslı bir şehir olduğunu vurgulayan Eser, "Özellikle Katolik dünyanın en önemlisi olarak daima Aziz Vlas belirtiliyor. Avrupa'da 2 bin 800'e yakın kilise Aziz Vlas'ın adını taşıyor. Dünyanın çok farklı çevrelerinde kendisine olan ilgi ve inanç devam ediyor. Bu tabii ki Sivas'ı bu anlamda özel bir noktaya taşıyor çünkü Aziz Vlas Sivaslı, biz Aziz'in Sivaslılığını ön plana çıkararak, yaşı, doğduğu yer, öldüğü yer, defnedildiği yer olarak bunu tanıtmaya başladığımızda gerçekten Sivas için, inanç turizmi açısından gelişmeler olacağını düşünüyorum. Bu bir hayal değil, hayal aşamasını geçti diyebilirim." diye konuştu. Prof. Dr. Erdal Eser, alanda yapılan çalışmalar hakkında şu bilgileri verdi: "Burada yapılacak olan şeye gelince zemine çok fazla müdahale etmeden bir çevre düzenlemesi projesi düşünülüyor, mezarın tabii ki biraz ön plana çıkarılması amaçlanıyor. Projeyle insanların buraya gelerek biraz zaman harcamasını sağlayacak, çeşitli birimler uygulanmak isteniyor. Gök Medrese'ye gelen misafirler için burada seyir alanıyla yapıyı da daha iyi algılamalarını sağlayacak, bu görsel şölene katkı sağlayacak bir zemin yaratılmaya çalışılıyor. Aziz Vlas'ın dünya dillerindeki, farklı dillerdeki isminin yazılış şekilleri bir duvar üzerine uygulanacak. Onunla ilgili olarak tabii ki bilgi notları ve çeşitli totemler de bu alana hazırlanacak. Daha önce fark edilmeyen bu alanı biraz daha görünür kılıp, Gök Medrese ve kaleyle birleştirerek bir bütün haline getirmeye çalışan, hedefleyen bir proje halini alacak." Halkın Boğaz-Göz Evliyası’nın kabri diye şifa bulmak için ziyaret ettiği mezar, 2007 yılında Aziz Vlas’ın mezarı olduğu gerekçesi ile yeniden düzenlendi. Üzerine herhangi bir mezar taşı konulmayan mezar bu tarihten sonra adeta kaderine terk edildi. MS 280-316 yılları arasında Sivas´ta yaşadığı ve öldürülerek Sivas topraklarına defnedildiği belirtilen dönemin Sivas Piskoposu Aziz Vlas´ın, Gök Medrese´nin karşısında bulunduğu ileri sürülen kabri ile ilgili belirsizlik sürüyor. 2007 yılında dönemin Sivas Valisi Veysel Dalmaz tarafından inanç turizme kazandırılacağı belirtilen ve bu kapsamda yeniden düzenlenen mezar ile ilgili bugüne kadar herhangi bir çalışma yapılmadı. Yine 2007 yılında İspanya`nın güneydoğusunda bulunan Sax kasabasının sakinleri, Hem 4 Eylül Sivas Kongresi`nin 88. yıldönümü nedeniyle düzenlenen etkinliklere katılmış hem de Vlas`ın mezarı olduğuna inanılan Gök Medrese karşısındaki kabri ziyaret etmişti. O yıllarda inanç turizmine kazandırılacağı söylenen mezar deyim yerinde ise kaderine terk edildi. Marsilyalı araştırmacı yazar Arman Çuhacıyan tarafından kaleme alınan ve 2004 yılında Aras Yayıncılık tarafından basılan Sivaslı Aziz Vlas adlı kitap ile gündeme gelen Vlas`ın Mezar nerede sorusu hala cevap bulamadı. Kentte bu konuda kapsamlı bir araştırma çalışmasının yapılmaması şaşkınlıkla karşılanıyor.
HALK EVLİYA DİYORDU? Aziz Vlas`a ait olduğu iddia edilen tarihi Gök Medrese karşısındaki isimsiz kabir kentte Boğaz-Göz Evliyası nın kabri olarak biliniyor. Kentte uzun yıllardan bu tarafa boğazında ve gözünde rahatsızlığı bulunan kişiler kabri ziyaret ederek, hastalıktan kurtulmak için dua ediyor? Araştırmaya göre, Aziz Vlas, "Boğaz hastalıkları konusundaki maharetiyle" tanınıyor. İki zat arasındaki bu benzerlik oldukça dikkat çekiyor. KALE CAMİİ ARKASINDA LAHİT BULUNMUŞTU? Kentte Sivas Belediyesi tarafından 2007 yılında başlatılan Kent Meydanı projesi kapsamında 2008 yılında içerisinde Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait eserlerin yer aldığı Selçuk Parkı içerisinde kazı çalışması yapılmıştı. Kazı çalışmaları sırasında Padişah III. Murad zamanı vezirlerinden Sivas Beylerbeyi Murad Paşa tarafından 1580 yılında yaptırılan Kale Camii´nin arkasında Aziz Vlas´a ait olduğu ileri sürülen bir lahit bulunmuştu. Bir süre aynı bölgede bulunan Buruciye Medresesi´nde bekletilen Lahit taşı daha sonra Sivas-Ankara karayolu üzerindeki eski Kültür Parkı´na taşınmıştı. Buradan da Sivas Kongre Müzesi´ne taşınan lahit bu işlemler sırasında kırılarak hasar görmüştü. HIRİSTİYANLAR İÇİN ÇOK ÖNEMLİ? Vlas, Hıristiyanlar için büyük önem arz ediyor. Araştırmaya göre; Üç bini Fransa`da olmak üzere Avrupa`da 1200 kilise, manastır ona ithaf edilmiş. Vlas`ın efsanesi son 1700 yılda Sivas`tan Avrupa`ya, oradan dünyanın dört bir yanına yayılmış durumda. Aziz Vlas, Roma İmparatorluğu`nun Sebateia (Sivas) şehrinde MS 280 ya da 283`de doğdu. Bazılarına göre Rum, bazılarına göre Ermeni idi. Muhtemelen zengin bir aileden gelen Vlas tıp eğitimi gördü. Boğaz hastalıkları konusundaki maharetiyle çevreye ün salmıştı. Pagan inanışını terk ederek Hıristiyanlığı kabul etti. Şehrindeki piskoposu Romalılar öldürülünce, halkın isteği ile Sivas piskoposu seçildi. Piskopos olduktan sonra Romalıların uyguladığı baskı nedeniyle Erciyes Dağı`nda bir mağarada keşiş hayatı sürmeye başladı. Ancak bölgedeki Roma Valisi Agricolaus`un askerler tarafından bulunarak tutuklandı ve inançlarından dönmediği için işkence ile öldürüldü (316). Romalı askerler tarafından tutuklanan Vlas tam Sivas`a girerken bir kadın, boğazına takılan balık kılçığı yüzünden ölmek üzre olan oğlunu Vlas`a gösterir ve ayaklarına kapanarak, gözyaşları içinde ondan oğlunu kurtarmasını ister. Vlas, ismini anarak dilekte bulunanların isteklerine kavuşmaları için Tanrıya yakarır ve ellerini çocuğun üstüne koyarak iyileşmesi için dua eder. Çocuk o anda iyileşir. O günden beri kemik yeva diken yutan birinin nefes borusu tıkandığında hemen Aziz Vlas`ın adını anılmakta ve geçeceğine inanılmaktadır. Daha sonra veba salgınları sırasında "vebaya karşı koruyucu azia" olarak da anılmıştır. Vlas`ın adı Rumca ve Latinceye Blasios, Fransızcata Blaise, Almancaya Blasien olarak geçti. 1527`de azizlik sıfatını Vatikan resmen onayladı. Cerrahların, bağcıların, balıkçıların, mimarların hamisi olarak Hıristiyan mitolojinde yerini aldı. Aziz Vlas, bugün Fransız kültüründe Snt Blaise, İtalyanlar arasında San Biagio, Polonya`da Blasej, Rusya`da Vlasi, Yunanistan`da Ayios Blasios adıyla biliniyor. Ermeniler ise ona Surp Vlas diyor. Fransa`daki her 5000 çocuktan biri onun adını taşıyor. 3000 ailenin üyeleri Blaise soyadına sahip. Üç bini Fransa`da olmak üzere Avrupa`da 1200 kilise, manastır ona ithaf edilmiş. Vlas`ın efsanesi son 1700 yılda Sivas`tan Avrupa`ya, oradan dünyanın dört bir yanına yayılmış durumda. Vlas`ın mezarı Selçuklular`ın şehre ele geçirmesinden sonra türbeye dönüşür. Aziz Vlas ise `Boğaz Evliyası` adlı bir eren olarak kabul edilir. Geçtiğimiz yüzyıldan kalan kayıtlarda içinde Sivas`ın Medrese Mahallesinde Surp Vlas`ın mezarının da bulunduğu şapel`in, bir Türk`ün evinin bahçesinde olduğu ve Aziz`in, Müslümanlar tarafından da "Boğaz Evliyası" olarak adlandırıldığı, mezarın hem Hristiyanlar hem de Müslümanlar tarafından ziyaret edildiği belirtilir. Boğazından rahatsız Hristiyan şapeli, Müslüman türbeyi ziyaret ediliyor, şifa dileniliyordu. Sivaslılar lahit kapağındaki oyuk nedeniyle şapele "Göz Baba Türbesi" adını takmıştı. Göz hastaları etrafında dönüp dua ediyordu. 1947`deki kent düzenlemeleri sırasında türbenin üstünden otoyol geçti. Başucu taşı, mezar kapağı ve ayakucu taşından oluşan lahit o günlerde müze olarak kullanılan Gök Medrese`ye taşındı. 2003 yılına kadar Buruciye Medresesi`nin girişinde bulunan lahit, daha sonra Sivas Müzesi`nin deposuna kaldırıldı, oradan da şehrin 20 kilometre dışına kurulan Kültür Parkı`na yerleştirildi. Park İl Özel İdaresi`ne devredilince Sivas Valiliği, müze Müdürlüğünden taşların müzeye taşınmasını istediğinden, lahit Kongre Müzesi`nin bahçesinde boş bulunan bir yere konuldu. Ancak taşıma sırasında başucu taşı düşüp iki parçaya bölündü. Kaynak: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi 2005; 48: 361-362 Pediatri Tarihi Çocukta boğaza takılan kılçık ve Sivaslı Aziz Vlas (280-316) Çuhacıyan A. Uluslararası Üne Sahip Sivaslı Aziz Vlas. İstanbul: Aras Yayıncılık, 2004. Gerçekedebiyat.comAZİZ VLAS KİMDİR?
YORUMLAR