Olmaz, olamaz!

Değil Cumhurbaşkanlığı makamı, başbakan ya da para babası piyasa istese bile olmaz! Yolunu şaşırıp buna yeltenen sanatçı yapıp olduğunu söylese de olmaz! Çünkü muhafazakârlık gerçek sanatın karakterine aykırı... Sanat daima devrimcidir ve yenidir.

Ama var mı derseniz, var! Peki sanat mı, hayır değil derim büyük bir iddia ile. Çünkü salt ‘para ve pazar için’dir daha baştan ve bu nedenle de sanat değil tasarımdır sadece... Yani bir tür imitasyon gibi bir şeydir. Bu da kötü bir şey değildir. Sadece sanat değildir o kadar...

Yine liberal ya da neo liberal sanat da olmaz! Sosyal demokrat, neo sosyal demokrat sanat da, merkez sağ ya da neo merkez sağ sanat da olmaz.

Neyin sanat neyin değil olduğunun sınırlarının iyice kaybolduğu günümüzde ‘muhafazakâr sanat’ konusu durumun yeniden tartışılması için önemli bir fırsat sunuyor.

Sanatın neylisi olur neylisi olmaz?

Bu durum sadece sanatta değil yaratıcı, dönüştürücü diğer alanlarda da böyledir. Düşünsenize muhafazakâr felsefe ve bilim olabilir mi hiç? Olsa olsa siz muhafazakâr davranabilirsiniz o kadar. Muhafazakâr eski geleneksel düşünüş biçimleriyle de yeni bir düşünce, keşif, buluş ya da yaratış çıkar mı bunu da siz düşünün.

Daha kolay anlaşılsın diye abartarak soruyorum: Örneğin muhafazakâr, demokrat ya da devrimci ameliyat olur mu? Ya terzilik, kasaplık ya da çöpçülük?

Ama gerçek sanat sokakları süpürüp temizleyebilir, Engels’in ifadesiyle insanı insanlaştırabilir, toplumu iyileştirebilir.

Fakat bunu yaparken de ne çöpçünün ne de cerrahın dilini kullanır.

Sadece kendi özel alan dilini, görünür görünmez henüz keşfedilmemiş olanaklarını kullanır.

Şunun adını doğru koyalım: Sanat olan sanat daha baştan muhafazakârlığı aşarak var olur. Devrimciliği buradan gelir. Hem alan içi eski değerlere karşı yeni içerikler, formlar oluşturur; hem yeni yapma/kurma biçimleri geliştirir; hem de muhalif bir siyasi tavır takınır.

Peki, çağdaş ve yeni bir yapma tutumu geliştirmeden salt eski değerlerle siyasi anlamda devrimci sanat olur mu? Bir zamanlar bir süre ‘devrimci sanat’ iddiasını tartışmış bir devrimci olarak da söylüyorum: olmaz!

Bunun tartışma yaratacak bir iddia olduğunun pekâlâ da farkındayım.

Sanat devrimcidir ama geçmişte düşündüğümüz ve bazı solcu çevrelerde hala umulduğu anlamda salt siyasi niyetli ama dili, içeriği, formu eski devrimci sanat olmaz.

Bu belki başlangıçta bir sanatçının kendince öznel bir niyeti ve iddiası olabilir ama hangi niyet ve enerjiyle harekete geçerse geçsin yapıtını yeniden yeniden biçimlendirdikçe kendisini yine gerçek sanat da bulacaktır. Yani bu gidişli-gelişli kişisel deneyim atölye/mutfak süreci sanatı sanat olmaktan çıkarmaz aksine onu daha fazla sanat yapabilir.

Fakat tek koşulla: Sanatın kendisine ait ya da yeni oluşturulmuş çağdaş dilsel iç gereklilikler ve tarihsel referanslar ya da yeni iddialar bağlamında...

Bu sanata siyasi bir misyon yüklemekten çok sanatın oluşumuyla ilgili sanat içi bir değerlendirmedir. Yani burada temel kriter siyasi söylem olarak muhafazakâr ya da devrimci niteliklerinden çok asıl varlıklarının devrimci bir içerik ve biçim olup olmadığıdır.

Toplumsal siyasi devrimcilik ile sanata ait devrimcilik bir araya geldiğinde ise yeme de yanına yat denilebilir ancak...

Ekrem Kahraman

Gerçek Edebiyat

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)