Kapı filminde Kadir İnanır / Özlem Kalkan
"14.00 seansı"nda izleme fırsatı bulduğum Nihat Durak'ın yönettiği imzalı Kapı filmi benim için duygu yüklü bir yolculuğa açıldı. Yönetmeni Mutlu Aile Defteri ve Babam filmlerinden tanıyordum ve gene bir aile filmi çekmesi beni şaşırtmadı.
Katırcılar ve 72.Koğuş'un dev aktörü, Selvi Boylum'un İlyas'ı Kadir İnanır'ı en son 7 yıl evvel çektiği Elveda Katya'dan beri beyazperde'de görmüyorduk. Mükemmeldi hele ki Vahide Perçin ile karşılıklı başka mükemmel.
Kapı, Midyatlı Süryani bir ailenin dramı etrafında dönüyor. 25 yıl önce evi barkı öylece bırakıp Berlin'e göç eden, 3 çocuğu ve 4 torunu ile huzurlu bir yaşamı olan Yakup ile Şemsa'nın yaşamları bir akşam Mardin'den gelen bir telefonla altüst olur; çünkü Berlin'e göç etme sebepleri yıllar evvel öldürülüp cesedinin akibeti dahi belli olmayan oğulları Mikail'in acı dolu hatırasından kaçmaktır. Gelen telefon Mikail'in kemiklerinin bulunduğu iddiasındadır; oysaki aile bu acıyı çoktan gömmüştür. Siyasi mi yoksa şahsi bir cinayete mi kurban gittiğini öğrenemiyoruz Mikhail'in; zira filmin de polisiye gibi bir derdi yok. Politik bir film gibi görünmemesine karşın, Türk toplumuna ''atına binip giden güzel insanların'' eleştiri oklarını satır aralarında yöneltiyor.
Köyde neredeyse Süryani ve Ermeni kalmamış, kalanlar da adeta güvercin ürkekliğinde yaşamaktadırlar. Filmin esas can alıcı noktası 25 yıl evvel olduğu gibi bıraktıkları evlerinin yağmalanmış olduğunu ve bir ahşap ustası olan Yakup'un öldürülen oğlu Mikhail ile yaptıkları evin kapısının söküldüğünü gördükleri an…
Güvercin ve Mezopotamya'nın kadim medeniyetlerinin simgesi olan nar motifleri ile süslü bu özel kapı, köyün kaçakçısı Remzi tarafından çalınmıştır; ama şikayetin bir işe yaramadığını, hırsızlık ve kaçakçılığın suçtan dahi sayılmadığını karakolda yüzüne alaylı bakan polisten anlayabiliyoruz. Remzi ile bir anlaşma yaparak kapıyı kime sattığını bulması için yola koyulurlar.
Mardin-Kayseri ve İstanbul üçgeninde duygu yüklü yolculuk Bir Ay Doğar türküsü ile daha bir dokunaklı olmuş. Kapı, özlemini duyduğu Mikhail'e kavuşmanın bir aracıdır artık Yakup usta için.
Filmde Ermenilerin taşı nakış gibi işlediği, Kayseri'deki Ermeni ve Yahudi mahallelerinin yok olup yerine dikilen koca binaların ve asimile edilen kültürlerin de yer yer dillendiğine tanık oluyoruz. Süryani Papazı rolünde Erdal Beşikçioğlu'nun, demirci ustası Menderes Samancılar'ın anlık görüntüleri dahi izlenmeye değer. Oğlunun cesedinin atıldığı kara delik başında ağıt yakan Vahide Perçin ve 72 yaşın olgunluğu ile Yakup'u canlandıran Kadir İnanır'ın oyunculuklarındaki düzey innaılmazdı.
İyi seyirler.
Özlem Kalkan
GERCEKEDEBİYAT.COM
YORUMLAR