Kan Sızdıran Bir Şiir / Muammer Karadaş
Her dizede bir şair asılıydı, mor bekçilerle çıktık kıyama,
Sözün mağarasında sevişen yaralı geyikler kumraldır ama
Tarih bir örümcek ağıdır, suçlu suçsuz kurumuş cesetler
Umutlar ki yoksul alınları gibi safran sarısı ve çatlak
Aşk diyemedim, sevinç diyemedim, ah diyemedim ekmek
Her dizede bir şair asılıydı, mor bekçilerle çıktık kıyama
Hiçbir şey yok mu dairenin dışında, daire bile
Bir çift kumru geldi dile yârin yorgun balkonunda
Gitmesin boşa em sütünü şu kösnük gecenin
Hey hey! Olmayan bir pencereden taş mı gelir
Tarihten kopmuş bir caminin gözlerinden yaş mı gelir
Hiçbir şey yok mu dairenin dışında, daire bile
Sevgilim, kanatlar kin tutmaz çırpar çırpar senden yana
Sesler kadim bir kavmin sesleri dağlar yıldızlar aşıp
Deli, sıcak kan göllerde durmayıp taşıp
Gelip bu hiç öpülmemiş yürekte eğleşmez mi
Kirli puslu kentlerde ömür biter yaram durmaz kanar da
Sevgilim, kanatlar kin tutmaz çırpar çırpar senden yana
Başlayınca öpüşmeye elma çiçeğiyle arı
Kanattı penceresini kış, indirdi perdeyi dolunay
Ve içimin yolaklarında indi geniş göğüslü Pan köpürerek
Yaydı sürüsünü, gitti sevişmeye tanrıçalarla tek tek
İnsanın anlatamayacağı büyük aşklar gömülüyor en derine
Başlayınca öpüşmeye elma çiçeğiyle arı
Tüyleri yolunmuş bir geceydi, kan sızıyordu penceresinden
Muammer Karadaş
(Akatalpa dergisi, Nisan 2018 Sayı 220)
YORUMLAR