Son Dakika



Daha geçen gün milyonlarca yürüdük, “Adalet” için. Coşkuya kapıldık, umut bağladık. Ama kuru ajitasyona bağışıklık kazanmışız bir kere. Kendimizi de sorgulayacağız.

İktidarda hiç adalet yok, bunu kabul ederim; ya “bizim” tarafta var mı?

Geçen ay Hürriyet Gazetesi 100 kişilik bir "jüri" kurmuş, Türkiye’nin gelmiş geçmiş “en iyi” 100 romanını seçtirmiş.

Edebiyatla ilgili pek çok kişinin diline bu dolanmıştı, çünkü güzel yayıyorlar, bizse bunu yok saymaya niyetliydik ki… Sonrasında Aydınlık Kitap, Hürriyet’in yeniden parlatıp pazarladığı, işsiz Zaman yazarı Selim İleri’yi kapağa koyunca konuya bulaşmak zorunlu hale geldi.

 

İşte Hürriyet’in 100 kişilik "jüri"si:

Önder Abay (Bavul), Eray Ak, Burcu Aktaş, Erkan Aktuğ (Hürriyet), Barbaros Aytuğ (Edebiyat Ajanı), Selçuk Altun, Feridun Andaç, İnci Aral, Kürşat Başar, Deniz Yüce Başarır (Hep Kitap), Oya Baydar, Vedat Bayrak (Everest), Ataol Behramoğlu, Murat Belge, Hakan Bıçakçı, Demir Bilgili, Atilla Birkiye, Tanıl Bora (İletişim Yay.), Ahmet Bozkurt (İnkilap Yay.), Gülenay Börekçi, Öner Ciravoğlu, Yelda Cumalıoğlu (Destek Yay.), Zekeriya Çakmak, İslam Çamlıbel, Gülgün Çarkoğlu (Doğan Kitap), Behçet Çelik, Çağlayan Çevik (Hürriyet), Bahar Çuhadar (Hürriyet), Ayça Derin Karabulut (Kafa), Aslıhan Dinç (YKY Yayınları), Faruk Duman, Yıldız Ecevit, Nazlı Eray, Cem Erciyes (Doğan Kitap), Aslı Erdoğan, Haydar Ergülen, Tuğrul Eryılmaz, Nüket Esen, Murat Gülsoy, Semih Gümüş, Hakan Günday, Nedim Gürsel, İsmail Güzelsoy, Feyza Hepçilingirler, Haluk Hepkon (Kırmızı Kedi Yay.), Doğan Hızlan (Hürriyet), Hikmet Hükümenoğlu, Cem İleri (Everest), Selim İleri, Handan İnci, Küçük İskender, Şebnem İşigüzel, Solmaz Kamuran, Cemil Kavukçu, Deniz Kavukçuoğlu, Nurhak Kaya, (Tuhaf Dergisi), Ercan Kesal, Birhan Keskin, Tuna Kiremitçi, Hamdi Koç, Orhan Koçak, Azra Kohen, Yekta Kopan, Göksel Korat, Sırma Köksal (Can Yay.), Mustafa Küpüşoğlu (Alfa Yay.), Pınar Kür, Murat Menteş, Lale Müldür, Celil Oker, Sibel Oral, Zeynep Oral, Can Öz (Can Yay.), Halil İbrahim Özcan, İlknur Özdemir (Kırmızı Kedi), Nebil Özgentürk, Ertuğrul Özkök (Hürriyet), Demir Özlü, Selahattin Özpalabıyıklar, Nuri Pakdil, İskender Pala, İrfan Sancı (Sel Yay.), Emrah Serbes, Burhan Sönmez, Seval Şahin, Seray Şahiner, Derviş Şentekin, Canan Tan, Latife Tekin, Hasan Ali Toptaş, Hıfzı Topuz, Ömer Türkeş, Murat Uyurkulak, Buket Uzuner, Ahmet Ümit, Celal Üster, Mesut Varlık, Kemal Varol, Murat Yalçın (Kitaplık Dergi), İhsan Yılmaz (Hürriyet).

Şimdi adalet duygusunu hepten yitirmiş “sol”da, rastgele karşımıza çıkan birçok “solcu” arkadaşımız, “Ne var bunda?” diyor.

Bunun yalnızca belli yayınevlerini ve yazarları çok sattırmaya yönelik bir pazarlama hamlesi olmadığını (benzerleri defalarca yapıldı, bundan sonra da sık sık yapılacak), aynı zamanda her şeye “ne var bunda?” diyecek düşük vicdan profilli insanlar üreten çok başarılı bir proje olduğunu anlatmaya çalışıyoruz.

Bir arkadaş diyor ki örneğin, “Ne yapsalardı, jüri seçecek jüri mi oluştursalardı önce?”

Yok, buna hiç gerek bulunmuyor. Bu jüri zaten hazırdır. Bunlar piyasanın hali hazır yöneticileridir. Şefler bellidir, kadrolar ise birkaç yüz kişidir.

Bunlardan büyük çoğunluğu yazar övdürme, parlatma, pazarlama ve ödül üleştirme uzmanıdır. Haklarında yüzden çok fazla yazı yazdığımız, yaptıklarının kanıtlarını döktüğümüz oligarşi uzantısı sektör yöneticileridir.

(…) 1980 sonrası solun ideolojik bakımdan canına okuyan üç örgütlenme: Doğan Medya, İletişim-Birikim ve Can Yayınları.  (…) En güzel inek yarışmasında jüriyi birkaç büyük çiftlik sahibi ve adamlarının oluşturması ve onların ineklerinin “seçilmesi” gibi. En güzel inek yarışmalarında bile böyle açık skandallar pek nadirdir.  

Plan eski plan. 30 kadar iyi roman… Sağcısı solcusu, liberali devrimcisi, sıradanı eliti… Herkesin “iyi” diyebileceği 30 kadar eseri listeye koy, sağa sola yerleştir, sandviç kuralı… Sosu bol kat… Arada kalitesiz sosisleri yedir gitsin. Ayşe Kulin, Hamdi Koç, Ayfer Tunç… pazarını garantiye alsın. Sosyaliste, ulusalcıya birkaç lokma ver ki… Romanları sesinden de bet Zülfü Livaneli ilk 100’e girmiş 2 kitabıyla edebiyatçı geçinsin. Selim İleri, Erdal Öz, Vedat Türkali, Kemal Tahir, Adalet Ağaoğlu, Latife Tekin, Bilge Karasu, Hasan Ali, Orhan Pamuk… Ne kadar aydınlanma, ne kadar cumhuriyet kindarı varsa ikişer, üçer, dörder kitapla panayırın gülü saçılsın!    

Buraya kadarına hadi alışmıştık da, asıl skandal Ahmet Altan ve Elif Şafak’ın ilk 100’e girecek tek romanının seçilememiş olmasıdır! Ahmet Altan’ı savunmakta şaka yollu bile olsa zorlanıyorum. Romanları eksi kategorisinde çok yüksek değerdedir. Nitekim Fethi Naci, Altan’ın Sudaki İz’ini okuduktan sonra “Ve ilk kez bir roman okuduktan sonra duyduğum tek duygu sadece ‘tiksinti’ oldu” demek zorunda kalmıştır.

Ama Elif Şafak niye harcanmış?

Zülfü eğer girdiyse bu listeye, Ayşe Kulin, öteki bazı başkaları girdiyse, Şafak’ın on kez girmesi gerekir. Niye?

Birinin FETO’dan tutuklu olması, öbürünün hakkında söylenti bulunması mı? Çekinme mi, korku mu? Oysa bu yayınlar, bu yayınlarda yazanlar, bu jüridekilerin önemli bir bölümü, bu iki yazara yaranmak için dillerini paralamamışlar mıydı?

Yüzlerce kez geniş mi geniş tanıtımlar yaptırmamışlar mıydı? Ahmet Altan’ı starlaştıran Erdal Öz ve Can Yayınları değil miydi?

Bu kertede hesapçılık, bu derece küçük düşünme, inanılır gibi değil! Hani siyaset geri planda kalmalıydı, edebiyat ayrı şeydi?

Hani herkese adaletti!

(Kaan Arslanoğlu’nun www.insanbu.com’daki yazısının tümünü okumak için tıklayınız…)

Kaan Arslanoğlu
Gerçekedebiyat.com

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)

REKLAM

ÜCRETSİZ ABONE OL

REKLAM