Son Dakika



Ölümün Ağzı

İrfan Yalçın

Kimse işçi olmayı istemez. Hele de kaderi ve tarihselliği işçilik olan köylüler… Toprağından sökülüp alınanlar için her türden toplayıcılık, avcılık, aylaklık, boşta gezerlik hatta dilencilik işçi olmaya yeğdir. Eğer zor olmasaydı. Ama bu zor, salt açlığın dayatması değildir.

İrfan Yalçın bu gerçeği 400 yıl öncesinin İngiltere’sinden değil İkinci Dünya Savaşı yıllarında Zonguldak’tan yansıtıyor bizlere. Bu dönemde Zonguldak köylülerinin sırtına bindirilen “mükellefiyet” yani madenlerde çalışma zorunluluğu; insanlık onurunun ayaklar altına alındığı, vahşet ve dehşet koşulları ancak aynı yılların Nazi zorunlu çalışma kamplarıyla kıyaslanabilir. Hiçbir güvenlik önlemi alınmadan, uykusuzluk ve yorgunluktan çökene dek çalıştırma, pislik içinde bitlerle birlikte yaşama, açlık, aşağılama, dayak, işkence ve ölüm.

Kahramanlarının sıradan insanlar olduğu ama kahramanlık madalyalarının Paşaların yıldızlı omuzlarından sarkıtıldığı, devletin “teba”sına mutlakıyetini şartladığı bir dünyanın romanı bu. Karl Marx’ın Kapital’inde anlattığı İlkel Birikim’in romanı.

Kimse ücretli köle olmayı istemez. Bunun için “zor” gerekir, bu da zorbaların elindedir.

* * *

Ölümün Ağzı, 1980 Türk Dil Kurumu Roman Ödülü’nü almıştır. (Tanıtım metninden)

Melahat Hanımın Düzenli Yaşamı

Peride Celal

Her biri yalnızlıklara, uzaklaşmalara odaklanmış altı öykü. Kocası ölmüş yaşlı bir kadının, salonunun ortasında büyüyen ağaçla yaşayan bir başkasının, yıllar sonra kapısını çalan âşığına mesafelerini fark edenin; bir iskele üzerinde delikanlıların dikkatini çekemeyen genç bir kızın, o kızı seyreden aşkı tükenmiş kadının; bir adanın ortasında, değişen insan algıları karşında yalıtılmışlıklarını duyumsayan bir genç kadın ile annesinin yalnızlıkları. Yaşantının içinden çekilip sorgulanan yaşamların anlamları… Birbirinden farklı, kısa zaman dilimleri halinde aslında birbirinin aynı yaşamları sunuyor bizlere Peride Celal. Bunlardan biri, bizzat kendi yaşamından bir zaman kesiti bekli de.

Gündelik yaşamın görünümlerini anlatırken bu dünyayı karmakarışık dışavurumundan arındıran bir biçem; dingin, duru, pürüzsüz bir dil.

* * *

“Bu küçük öyküler yaşadığımız Kaos’un içinde kaybolup giden birkaç insandan esintiler. Bakalım nasıl bulacaksınız?”

Peride Celal’in 3 Nisan 1999’da Selim İleri’ye imzaladığı Melahat Hanımın Düzenli Yaşamı kitabına düştüğü nottan…

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)

REKLAM

ÜCRETSİZ ABONE OL

REKLAM