Gerçek Edebiyat

Giderken zaman durmaz.

Ortada duran, o mekana bir kez daha gelmeyeceğini anlamandır.

Son görüntüler sonsuza dek belleğinize yazılır.

Gerçek seni zamansız buzul bir aralığa kitler.

Kokular ve mekanın ışıkları sana zaman geçtikçe düşe dönüşecek, eşsiz bir gösteri sunar.

Duyumsadığın,orada harika anların su gibi aktığı , bitmemesi umut edilen yaşanmışlıklardır.

Zamanı durduran umarsızlıktır.

Oysa hızla akmıştır zaman.

İlk devinim.

İleriye atılan ilk adım.

İlk milimetreleri ayrılığın.

Belki bir daha hiç karşılaşmamak üzere ayrılmak.

Zaman geçtikçe ve yaş aldıkça azalan yeniden karşılaşma ihtimalleri.

Hiç zaman yoktur belki de bir dostu hançerleyip, bağışlanmak için iyileşmesini beklemeye...

Her sabah döneceğini umarak evden çıkıp, dönmeme ihtimalinin ne büyük olduğunu...

Kimin zamanı diğerininkinden azdır. Ya da çok?

Zaman delice akarken her şeyi bir kez ve ilk kez yapıyor olmamız değil midir çılgınlık?

Her gün aynı dudaklardan sevgilinizi farklı öpmez misiniz?

Bir denizin kenarında sonsuz kez farklı çarpmaz mı dalgalar kumsala?

Dakikada yüz milyonlarca hücremiz ölürken, bir o kadarı yeniden doğarken, içimizdeki bu devinimin yanında bizim basit gidişimiz, gülünç kalmaz mı?

Giderken,

Daha çok yakınlaşabilir bir insan.

Giderken daha büyük bir tutukuyla bağlanabilir bıraktıklarına.

Giderken, küre, aynı yere getirebilir bir gezgini...

-Gitmek sınanmasıdır, bıraktıklarının.

İlk ve son kez gördüğünüz insanları düşünün ve mekanları.

Ve düşünün ki ne çok ihtimallerin sonucudur bu karşılaşma.

Evrenden, hücreye giden çılgın yolculuğun yanında, nedir ki çöllere gidişim.

Hangi aşk bırakılmaz geride, giderken unutmak yoksa.

Hangi tekrarsız dokunuş acıtabilir, şükredebilirsen, bir kez dahi olsa dokunabilmiş olmaya...

Petra ve çılgın gökyüzü ve yıldızlar da terk edilemez mi?

Soğuk bir çöl gecesi mucize ise ertesi gün yaşanacak cehennemin yanında.

Giderken, anılardan başka hiç bir şey alamam yanıma.

Giderken söz veremem döneceğime.

Giderken hiç ağlamam.

Giderken daha çok sev beni.

Erhan Doğan

“Petra’nın Kollarında”  İkinci Tablet 2014  Eylül