Duyulmayanın Türküsü / Zerrin Taşpınar
Ülkemin en sıradan haberi:
Bir kadın daha öldürüldü.
Bir elbisem olsaydı benim
kuşların ağzından oluşan bir elbisem
yağmur damlalarından hafif
bir elbisem olsaydı benim
sesim de olurdu belki
uzun… upuzun bir nefesim…
Bir atım olsaydı benim
yeşil çayırlarda iz bırakmadan
alnında beyaz akıtmasıyla duru, sağlam
gölgesiz bir atım olsaydı
yolların ıssızlığına taşısaydı beni
bir öyküm olurdu belki.
Bir saçım olsaydı benim
kimselerin bilmediği bir saçım
her gece serseydim omuzlarıma
her sabah kesseydim
çelik bir makasla dökseydim kucağıma
dingin bir gövdem olurdu belki.
Bir baltam olsaydı benim
şimşek ve rüzgâr nakışlı bir baltam
bir duvak geçirirdim başına
kinsiz ve kibirsiz savururdum da
bir dağım olurdu belki
Bir tarlam olsaydı benim
aç yatıp tok kalktığım bir bahçem
bir dalım olsaydı benim
aydınlığa açılan bir kapım olsaydı
sarıp sarmalayan bir şalım.
Bir ülkem olsaydı benim
suyu, havası, toprağıyla bir ülkem
yasası, tasası, kasasıyla halk için
aşk için, yaşamak için çırpınan
bir ülkem olsaydı benim
bir direncim olurdu belki.
Bir hırkam olsaydı benim
Bir atım olsaydı, bilinmeyen bir saçım
Bir baltam olsaydı benim
Bir dalım olsaydı, bir kemanım…
Adil bir ülkem olsaydı benim
Bir ömrüm olurdu belki…
Zerrin Taşpınar
(Sincan İstasyonu, Temmuz-Ağustos 2014, sayı: 72)
YORUMLAR