Son Dakika



Dur
Kadınlar dilekçelerine parmak basmayı bırakıp imza atmayı öğrenmişlerdir
Erkek aynaları kırılmıştır
Ay doğar, gecenin içinde sabah
Şehrin burasında acı bir fren sesi
Cankurtaran gelir ışıkları açık
Halk toplanır

Alevler geçtik, mavi, kızıl, kor
Savaş sürüyor
Havaya, taşa, toprağa suya karışmış korku
Eğilip bakınca yüzümüz yorgun
Savaş sürüyordu, barışa koştuk
Annemiz olsun istedik

Melekler korkmuş, çocuklar konuşuyor

İçimizde Asi yeller esti
Peşine düşüp Akdeniz’e ulaştığımız
Dalgalar patladı nefesimizden, başımız
Dünyanın en yaşlı sedir ağaçları
Musa Dağından denize atladık
Güneş ıslak
Yandık ve dayandık

Melekler korkmuş çocuklar konuşuyor

Zaman dediğimiz yaşamak
Beton döktüler üstümüze, donup kalalım
Faytonlar, maytaplar ve fener alayları geçip gitti
Çiçekler açtık bayram sabahları mekruh ve zehir zıkkım ve mezar ve kadınlar
Ölüme inat yaşadık
Çatılarda yağmur damlası, saçlarımızı defne dallarına bağladık
Özgürlük ağacıydık, yeşerdik

Melekler susmuş çocuklar konuşuyor

Kördük
Önce kulaklarımız tattı yaşamın tadını
Sonra gözlerimiz, dudaklarımız, ellerimiz sıcak
Kiraz ve incirleri paylaştık
Birer göçmen kuştuk
Şehrin burasında borazan sesi 
Kadınlar ölümden kaçıyorlar
Kiminin elinde zeytin dalı kiminde defne
Ak güvercin olmuş uçuyor saçları
Ötede ağlıyor mersin dalı “beni unutma”

Melekler susmuş çocuklar konuşuyor

Çıplak ayakla çölde yürüyorum
Ter yakıyor deriyi diken batıyor
Çıplak ayakla çölde yürüyorum
Atkuyruğu kılından yapılmış tuzağa yakalanmış serçe kuşları
Bellerinde kırmızı kurdeleli kızlar
Toprağa gömülüyor, kanat çırpa çırpa
Gözleri bağlı güvercinler 

**

On iki yaşında evlendirilip
On dört yaşında ikinci çocuğunu erken doğumda kaybeden
Kader’i yazıyor gazeteler
Av tüfeğiyle vurulmuş
Acı bir fren sesi
Şehrin burasında cankurtaran yok mu

Melekler ve Kader ve kadınlar ve ateş
Ölüm, yaşamla karşılaşmış 
Şehrin burasında
Çocuklar öksüz, üşümüş ve yalnız

“Canım ağrıyor” diyor
“Seviyi savunmayacaksak
Barışı ve yaşamı savunmayacaksak neyi savunabiliriz” diye de soruyor bize
Şehrin burası yok…
Her sabah susamış kuşlar gelip konuyor gözlerimize 

İsa Küçük
Gerçek Edebiyat

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)

REKLAM

ÜCRETSİZ ABONE OL

REKLAM