Son Dakika



Biz nasıl örmüştük bizi sanki kız saçı
Bakışımsızdık ben dar, sen dik açı
Sen benim gölgemde yaşardın ama
Acırdın, doyururdun ara sıra bu ezeli açı

II
Hesapsız kitapsız yürümeli insan yolu, delice
İçinde kıyametler kopsa da bakma, aşk tek hece
Sen kasırgaydın kasığımda, tinimde tenimde yara
Seni yollamamalıydım ona, öldürmeliydim o gece

III
El etmekle kalmadık birbirimize bir acıdan bir acıya
Avladık birbirimizi minnet etmedik hiçbir avcıya
Gözlerin eşsiz bir düş ülkesi, sürgün ettin beni
Yargıladın, gerek bırakmadın ne yargıca ne savcıya

III
El etmekle kalmadık birbirimize bir acıdan bir acıya
Avladık birbirimizi minnet etmedik hiçbir avcıya
Gözlerin eşsiz bir düş ülkesi, sürgün ettin beni
Yargıladın, gerek bırakmadın ne yargıca ne savcıya

IV
Aşkın ateşinde kızdırılıp ayrılığın örsünde dövülmüş
Dövülmüş bir kalp bu, çelikten sanıp övülmüş
Kasaba panayırlarına sürgün içine ağlayan soytarı
Hem oğlanlarca hem kızlarca arkasından sövülmüş

V
Nisan akşamlarında buluşurduk senle ben
Loş avlusunda gecenin, doyar mı sana bu ten
İçimizde bahar yelleri, gözlerimizde yakamoz
Gelecek, bir soruydu olur olmaz aklımızdan geçen

VI
Zaman azalıyor dedi, aşkı inleyen ney
Dur durak bilmeden geçiyor ömür hey
Durma iç rakı, seviş, yok başka bir gerçek
Neye yarar olsan ağa paşa ya da bey                                      

VII
Unutup seni kendime kattım bir anlık
Ah denizden mektubun geldi karanlık
O şişeyi aldım gömdüm Troya surlarına
Ah Troya! Bana da kaldı imgelere çobanlık

VIII
Kimi akşamlar rakı denizinde yüzerim nedensiz
Gelir bir göktaşı bulur beni, hiç kalırım bedensiz
Uyanırım bir bahar sabahı bir ahlat ağacı altında
Anlarım birden gömmüşler beni zamana kefensiz

IX 
Ta oralarda Ugandalarda savanalarda aradım bizi
Sallanırım yıkık balkonlarda ölü kuşlar gibi dizi dizi
Sonunda derdim seni safran gibi en ala şafakta
Çözdüm de Troyalı Helen’i çözemedim sendeki gizi

X           
Palazdı, goncaydı ona dair yazıldı da onca destan
Ah o dudakların şiirlere banıp banıp emdiğim safran
Durdum durakladım seni cin dallardan başakladım
O an kattık birbirine kokularımızı yitirmeden zaman

XI.
Ahlat ağacında kelebek, sev sev beni tanda
Usumdaki buzlar eriyor bana dokunduğun anda
Bir eşkıya gibi çaprazlama kuşanmıştım yalnızlığı
Sen geldin ya kalabalıklar coşuyor şimdi deli kanda

XII
Git dedin gittim, kal dedin kaldım bu nasıl salıncak
Acıdan oyulmuş bir mermiyim sonunda kalbini bulacak
Az oyalan az oyalan bak gözlerimdeki kor kızıl ateşe
Kim bilir belki böyle kurulacak yürekler yanan bir ocak

Muammer Karadaş
GERCEKEDEBİYAT.COM

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)

REKLAM

ÜCRETSİZ ABONE OL

REKLAM