Son Dakika



(10 Ocak 2014'de kaybettiğimiz şair dostumuz, sitemizin yazarı Adnan Azar'ı Metin Cengiz'in bir yazısıyla saygı  ve özlemle anıyoruz.)

Adnan Azar’ın ilk kitapları (Unutmak Suları, 1982; Parçalanmış Zamanlar, 1987) onun şiir duyarlığının geliştiği, kendine özgü sesi yakaladığı bir sürecin ürünleri.

1980’lere girilirken Adnan Azar bu süreci işte bu iki şiir kitabıyla karşılar.

Ağır geçirilen yenilgi, bu yenilginin özel hayatlar üzerindeki travması, bu iki kitapta olsun diğer kitaplarda olsun hep görülecek, yansımasını sürdürecektir. Ve bu iki kitabın sonunda kendi yaşamı, kızı, arkadaşları ve geçmişte yaşadığı fırtınalı devrimci gençlik dönemini konu edinen kısa, yüreğe seslenen, okuyucuda da kalsın istenen duygulu bir söyleyişe ulaşır.

Kısaca tematik olan sevdiklerimize bağlılık, arkadaşlıklara vefa, aşk dolayımında görülürken şiirsel söylem bu hayatın içinden çıkan duygulu bir söyleyişe evrilir.

Yeni Zaman ve bu kitabı takiben daha sonra çıkardığı Rüzgâr İstasyonu ve Beyaz Ayarı işte bu söylediklerimiz üstünden okunmalı. Şiirlerindeki ince duyarlık, duygulara yönelme isteği bazen tekrarı gerektiren ve aynı zamanda şairi az yazmaya iten sebep de olmalı.

Yeni Zaman çoğu kısa 45 bölümlük bir şiir. Kendi yaşam deneyimi, değer verdiği ve kaybolan geçmiş yazıldığı an’da birleşiyor.

Kısa ve hayatın içinden, gözlemlerle desteklenmiş, duyarlı bir bakışın ürünü şiirler. Söz en azda tutulmuş. Etki için tekrardan kaçınılmamış.

Bazı şiirler aşk gibi güçlü bir söylemin içinden seslenme tehlikesini de taşıyor. Geçmişe bakış kimi zaman geçmişe ağıt olabiliyor. Kısa bölümler hayata karşı oldukç duyarlı olmanın getirdiği bir yetinmişlik imgesine dönüşüyor. Kızı, karısı, evi, çayı, rakısı, şiir…

Ve elbette arkadaşları ve geçmiş. Kızının bir babaya verdiği mutluluk çoğu lirikte ilk göze çarpan tema oluyor “Yastığımda mışıl/ bir/ Hazal”, “Tenha flüt//…// bana rüya/ geldin” gibi örnekler bu durumu çarpıcı bir biçimde gösteren kısa sözler. Bu kitapta yaşananlardan çıkarılan kimi dersler de görüyoruz. İmgeler hayatı ışıtmak için.

Espriye bile dönüşüyor bazıları. Bazı dizelerinde de hayata dair istekleri karşılıyor bizi. Ve bu istekler geçmişle kıyas halinde dile getiriliyor (11 nolu uzun şiirin son dörtlükleri). Kısaca yoğun bir yaşam sevgisi tütüyor bu kitapta.

Adnan Azar “Geçen Bölümün Özeti” ve “Faydalı Hikayeler” adlı iki bölümlük 23 şiirle Yeni Zaman’ın devamı gibi duran Rüzgâr İstasyonu ile şiirinin mecrasını daha da derinleştirdiği bir döneme girmiştir. İlk üç kitabındaki tematik öğeler daha bir yerleşmiş, güncel kaygılar, bu kaygıların sonucu istekler, yaşadıklarından çıkardığı pişmanlıklar, arkadaş kırgınlıkları/ kayıpları biçiminde şiirinin yatağını derinleştirmiştir.

Geçmiş, geçmişle hesaplaşma, arkadaşlarını bir de bu hesaplaşmanın odağında değerlendirme duyarlık olarak kıratı yüksek dizelere dönüşecektir: “ben sedef kakma bir geçmişten gelmiyorum ki”, “bana mezarlarımı gösteriyorlar bir de” gibi.

Adnan Azar bu ve önceki kitaplarında sürekli olarak an içinde geçmişi, geçmişle hesaplaşmayı, geçmişi değerli kılan duruş ve tavrı sürekli kılan duyguları geleceğe taşıma gayretiyle, kimi zaman kendisini hiçleyerek “Tersyüz” geleceğe taşır. “Bize Kalan” adlı şiir ise gerçekten, “eski bir adres soruyorum ankara’da/ eski bir yağmurla ıslanıyorken hem de//…// bir bahçe var küçük hem derin ama/ bir rüya var önemsiz ben göremedim daha//…/ Geldin ama bilmem sen misin o/ geldin ama uğurlar gibiyiz birbirimizi//…/ dönersen bir uçurum tasarla bana/ bana bir uçurum sepya fotoğraflardan” dizeleriyle bu duyarlıklardan süzülerek gelir ve bu kitabın doruğuna yerleşir. 

Beyaz Ayarı Adnan Azar’ın şimdilik son kitabı. 37 bölümlük bu kitap bir ek şiirle sona eriyor. Bu uzun şiir halk şiirinde çok kullanılan, benim de zama zaman başvurduğum ve diğer şairlerce de biçim olarak denenmiş “dedim-dedi” diyaloğuna/seslenişine ve bu seslenişin oluşturduğu kalıba göre kurgulanmış.

Ve bu şiirler diğer şiirlerle hayata karşı oluşturulan duruştan, bakıştan elde edilmiş şiirler. İnce, kırılgan duyarlıkların şairi Adnan Azar, bu şiiriyle hikmet dönemini yaşıyor artık. Kısa, çağrışımlı, sözü en aza indirgeyen (ve kısa dizelerle öteden beri yazarak ustalaşan…) dizelerle hayata iz bırakıyor. “dedi nerde başlangıcın/ imgesi” (8.) onun yeni dönemini muştuluyor sanki.

Aradığını yazdıklarında bulma hevesiyle yazıyor. “eski bir, dedi, rüyaydı/ yaşamamak” (10.) “oyunu bu, dedi, ışığın.” (11.) gibi dizelerle önceki kitaplarında da gördüğümüz, sevdiği şairlere selam yollamayı da eksik etmiyor. Bu kısa, çağrışımlı, katmanlı , özlü, imgesel şiirlerden 15., 16., 25., 26. işaretli şiirler bana göre öne çıkıyor. Anlaşılır, açık, duru bir dille ve bütünlüklü, hayatı irdeleyen, hayatı kavrayan, kısa ve insanı düşündürten şiirler.

Anlaşılır ve derin olmak, söylemek istediğini yüreği hedefleyerek söylemek Adnan Azar’ınamacı ise bu son kitabıyla bunu başarmış durumda. Ben onun son şiirindeki bir ikiliği alıntılayarak ne demek istediğimi anlatmak istiyorum:

‘sonsuz duruş’ durumları ve ‘imkânsızlığı proleter kültürün’
Ucuzlukta hiç kimsede yakışıklı durmuyor
(Yeni Konur Sokak için Yeni Gazel’den)

Metin Cengiz

Gerçekedebiyat.com

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)

REKLAM

ÜCRETSİZ ABONE OL

REKLAM